Güncelleme Tarihi:
Çocuklarını okula göndermekten yoğun kaygı duyan ebeveynlerin olduğunun altını çizen Uzman Psikolog Ceylan Şekerci, konuyla ilgili tavsiyelerde bulundu:
Şekerci, “Akademik işleyişteki düzenlemelerin yanı sıra çocuğun bineceği servisten, yiyeceği yemeğe, arkadaşıyla sosyal mesafesini nasıl koruyacağından okulda kişisel hijyenini nasıl sağlayacağına kadar birçok soru var akıllarda. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre okulların tüm çocuklar için sosyal mesafe korunarak, ortak kullanım alanları ve sınıflarda en uygun oturma düzenleri planlanarak ve sınıflarda öğrenci sayısı seyreltilerek açılması planlanıyor. Bu açıdan bakıldığında çocuklar dışarıda olduklarından daha korunaklı ve güvenli bir ortamda bulunacaklar. Yine Milli Eğitim Bakanlığı’nın konuyla ilgili hassasiyetine dayanarak hiç kimsenin zarar görmeyeceği, risk altında olmayacağı şekilde düzenlemelerin yapılmaya çalışıldığını bilmek çocuğunu okula göndermekte tereddüt yaşayan anne babaların yüreğine su serpecektir” dedi.
Anne babalar endişelerini çocuğa yansıtmamalı
“Uzun bir tatil döneminin getirdiği rahatlamadan sonra tekrar okul çerçevesine girmek bu çocuklar için biraz daha zorlayıcı olabilir” diyen Uzman Psikolog Ceylan Şekerci, anne babaların endişelerini çocuğa yansıtmaması gerektiğinin altını çizdi ve şöyle konuştu:
“Özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların sosyal mesafe kurallarına uymakta ve maske takmakta zorluk çektiğini gözlemliyoruz. Anne babanın hijyen, maske ve mesafe konusundaki tutumları, koronavirüsü ele alış şekilleri bu çocukların bilmedikleri ve çok da iyi algılayamadıkları virüs konusundaki düşüncelerini şekillendirecektir. Okul öncesi dönemdeki çocukların ailelerinin çocuklarını okula gönderme konusunda bir seçim yapma şansı bulunuyor. Bu noktada ebeveynin endişelerini, çocuğunu ve yaşam koşullarını iyi tartması ve bu bileşenlerin sonucunda karar vermesi en doğrusu olacaktır. İlkokul çağı ve sonrasında olan çocukların anne babalarının okula gönderme konusundaki endişelerini çocuklarına aktarmamaları önem taşıyor. Sürekli ‘aman yavrum bak dikkat et, kimseye yaklaşma, elini yıka, hasta olursun’ gibi uyarılarla okula yollanan çocukta farklı takıntı ve korkular, iletişim problemleri, akademik başarıda düşüş ortaya çıkabilir.”
Koronavirüs ile ilgili ekstra vurgu yapmaktan kaçınılmalı
Mart ayından bu yana gelişen bu süreçte çocukların başta el yıkama ve kişisel hijyen kuralları olmak üzere hastalıklardan korunmayla ilgili birçok temel unsuru öğrendiğini belirten Şekerci, sözlerine şöyle devam etti: “El hijyenine dikkat eden, sosyal mesafesini koruyan, maske takan anne babasını izleyen çocuk bu faktörlerin günümüzün farklı şartlarında yapılması gereken davranışlar olduğunu da kavradı. Çocuğunuzu okula gönderirken koronavirüs ile ilgili ekstra vurgu yapmaktan kaçının. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullara gönderdiği yönergelerde sosyal mesafe ve hijyen kurallarıyla ilgili yapılması gerekenler detaylarıyla açıklanmış durumda. Okullar açıldığında bu yeni düzenleme ve kurallar öğrencilere de net bir şekilde aktarılacak ve disiplinin sağlanması açısından gereken düzenli kontroller de yapılacak. Aslında çocuğunuzu okula gönderirken önce çocuğunuza sonra da okulun işleyiş sistemine güvenmeniz gerekiyor.”
Anne-Çocuk Diyetisyeni Dilan Dalgıç Görücü doğru maske kullanımı, sosyal mesafe ve kişisel hijyen kurallarına ek olarak bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için beslenmenin de çok önemli olduğuna dikkat çekti ve çocukların bağışıklığını güçlendiren tavsiyeler sundu.
“Okul öncesi ve okul çağı dönemindeki tüm çocukların beslenmeyle bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için büyüme ve gelişmeleri için ihtiyaç duyduğu makro ve mikro besin öğelerini almanın yanı sıra beslenmede çeşitliliği sağlamak oldukça önemli” diyen Görücü, çocuklar için bağışıklık sistemini güçlendirici önerilerini şöyle sıraladı:
Lif yönünden zengin sağlıklı karbonhidratlar
Karbonhidrat vücudun ihtiyaç duyduğu enerjinin sağlanması için gerekli olan makro besin öğelerinden biridir. Ancak şeker gibi basit karbonhidratlar yerine lif yönünden de zengin kompleks karbonhidratları önceliğe almak gerekir. Yulaf, tam buğday, bulgur, çavdar gibi tam tahıl ürünleri her ana öğünde mutlaka tüketilmeli.
Yeterli ve kaliteli protein
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı pişirme teknikleriyle hazırlanmış yeterli miktarda proteinin günlük düzenli alımı oldukça önemli. Proteinler hayvansal ve bitkisel kaynaklı gıdalardan karşılanabilir. Yine her besin grubunda olduğu gibi burada da çeşitlilik sağlamak öncelik olmalı. Yumurta, et, hindi, deniz balığı, yoğurt, peynir, kurubaklagiller, çiğ badem ve yer fıstığı proteinlerin başlıca kaynaklarıdır. Et ürünlerini pişirirken mümkün olduğunca fırında ya da ızgarada tercih etmeye özen gösterilmeli.
Yağlar ve Omega-3
Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde yağların yeri şüphesiz oldukça önemli. İçeriğindeki yararlı yağ asitleri, E vitamini ve mineraller yönünden her gün düzenli olarak tüketilmeli. Özellikle zeytinyağı, avokado, tahin, sert kabuklu çiğ kuruyemişler sağlıklı yağların başında gelir. Ek olarak Omega-3 yağ asitleri bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine önemli katkı sağlar. Ceviz, keten tohumu, balık, semizotu düzenli olarak tüketilmeli. Eğer yeterli miktarda tüketim sağlanamıyorsa kontrollü olacak şekilde Omega-3 takviyeleri kullanılabilir.
Vitamin ve mineraller
Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve enfeksiyonla mücadelede yardımcı olacak en önemli besin öğeleri A, C, E, D vitaminleri, selenyum ve çinko mineralleridir.
Beslenme planlarına yapacağınız küçük dokunuşlarla bu vitamin ve minerallerin yeterli miktarda alınmasını sağlayabilirsiniz.
Probiyotikler
Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için sağlıklı bir bağırsak florası (mikrobiyota) oldukça önemlidir. Mikrobiyotayı beslemek ve probiyotik sayısını artırmak için yüksek lif içeren gıdalar düzenli olarak tüketilmeli. Farklı çeşitte sebzeler, meyveler, çiğ kuruyemişler, tam tahıllı yiyecekler ve kurubaklagiller sağlıklı mikrobiyota için olmazsa olmazdır.
Yeterli sıvı alımı
Sağlıklı büyüme ve gelişmenin sağlanması ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için su tüketimi oldukça önemli. Vücuttan atık maddelerin ve zararlı bakterilerin uzaklaştırılması için çocukların susamayı beklemeden günün her saatine yayarak su içmesi oldukça önemli.
Çocuklarınızı bu yiyeceklerden uzak tutun!
Anne-Çocuk Diyetisyeni Dilan Dalgıç Görücü, bağışıklık ve sindirim sisteminin sağlıklı çalışması için çocukları bazı gıdalardan uzak tutmak gerektiğinin altını çizdi, beslenme çantasına koyabileceğiniz sağlıklı ara öğün tavsiyeleri verdi:
Yüksek yağ ve şeker içeren gofret, paketli bisküviler, kurabiye, poğaça, börek, gazlı içecek ve meyve suları, işlem görmüş ambalajlı gıdalardan çocuklar uzak tutulmalı.
Çocuklar için okulda tüketebilecekleri bağışıklık güçlendirici ara öğün alternatiflerini hazırlayarak günlük ihtiyaç duydukları besin öğelerini tüketmelerini sağlayabilirsiniz:
-Taze meyveler, mevsiminde salatalık, biber gibi çiğ sebze atıştırmalıklar
-Tam buğdaylı peynirli sandviç/ tost
-İşlem görmemiş, çiğ kuruyemişler
-Kuru meyveler
-Yağsız, sade patlamış mısır
-Granola, müsli gibi yulaflı atıştırmalıklar
-Bulgur, kurubaklagil ya da tam buğdaylı makarna ile yapılmış salatalar