Güncelleme Tarihi:
Anne sütü, bebeğin büyümesi ve fiziksel gelişimi için etkili olurken, doğru emzirme biçimi de bebeğin ruhsal gelişiminde büyük önem taşıyor. Anne sütünün önemi tartışılmaz. Şüphesiz, bütün besinler içerisinde birebir karşılığı olmayan tek besin anne sütüdür. İlk doğduğu andan itibaren annelerin bebeklerine verebilecekleri en değerli besin anne sütüdür. Doğru emzirme ise; anne ve bebek arasındaki sevgi bağının pekişmesini, bebekte güven duygusunun gelişmesini, bebeğin yeni doğan riskli dönemini mutlu ve sağlıklı bir şekilde atlatmasını sağlıyor.
Anne sütü bebek için gereken besinleri doğru miktarda barındıran yegâne hediye. Anne sütü ile beslenen çocuklarda başta enfeksiyon hastalıkları olmak üzere birçok hastalık ve alerjilerin görülme sıklığı azalıyor. Anne sütü beyin ve zeka gelişimini de olumlu etkiliyor. Anne sütü ile beslenmek hem bebek hem de anne için bir öğrenme sürecidir. “Kolostrum” adı da verilen erken süt; göğüslerde zaten mevcuttur, bebek bu sütü doğumdan hemen sonra almaya başlar. Kolostrum bebeği birçok hastalıktan korur.
Bebek 2 günlük olduğunda günde yaklaşık 8-10 kez emer bu da her 2-3 saate karşılık gelir. Bebeğinizi her emmek istediğinde emzirin. Açlıklarını ağızlarıyla aranarak ve hareketlerini artırarak gösterirler. Ağlama genelde en son belirtidir” dedi. Bebeğin 1-2 emme hareketinden sonra yutkunuyorsa süt aldığının anlaşılabileceğini söyleyen Dr. Tahmaz, “Emmesini bitirene ve uyuyana kadar göğsünüzde kalabilir. 5-7 günlükten itibaren bir göğüste 20 dakika kalırlar. Yutması bitene kadar aynı göğüste kalmasını sağlayın, daha sonra gazını çıkartın ve diğer göğse geçirin.
Bebeğin büyümesi ve gelişimi için gerekli tüm besinleri sağlayan anne sütü, psikolojik olarak da bebeğin güçlü olmasını ve özgüveninin gelişmesini sağlıyor. Bebeğin ağzına değen ilk damla olan önsüt, bütün bağırsak sistemini kaplayarak bebeği enfeksiyonlara karşı korumaya başlar. Zamanında ve erken doğmuş tüm bebekler için ilk ve en önemli besin anne sütüdür; ekonomiktir, temizdir, daima hazırdır, sindirimi kolaydır, gaz ve kabızlık daha az görülür. Özellikle enfeksiyona en açık olan yeni doğan döneminde anne sütüyle riskler kolayca atlatılabilir. Emzirmek de anne-bebek arasındaki bağı kuvvetlendirerek bebeği psikolojik olarak güçlendirir.
Enfeksiyonlardan koruyan zengin bileşenler içeren anne sütü aynı zamanda ileri dönemde hastalıklara yakalanmayı önleyen bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. Anne sütü almış bebekler alerjik hastalıklar, kronik hastalıklar ve obeziteden korunuyor. Emzirilen bebekler, biberonla beslenen bebeklere göre daha güçlü bir ‘kendinden-düzenleyici’ sisteme olanak veren bir beslenme şekli geliştirebiliyorlar. Biberonla beslenen bebekler daha fazla kilo alabiliyor, biberon ile beslenme bebeğin açlık ve doyma hissini anlama yeteneğini zayıflatabiliyor. Ancak emzirmenin doğasından kaynaklanan arz ve talep dengesiyle bu durum emzirmede aksamadan devam ediyor.
Annenin meme ucu çökükleri ve bebeğin memeyi kavrayamamasından veya süt emmek için sabırsızlanmasından kaynaklanan, annede motivasyon düşüklüğü ve bebekte ağlama krizleri gibi birtakım sorunlar olabilir. Ancak bu gibi durumlarda, bebeği sakinleştirerek uygun pozisyonlarda tekrar memeye tutturmak, annede silikon meme uçları kullanmak, meme ucunu belirginleştirdikten sonra emzirmeye başlamakla sorunun kolayca çözülebildiğine ve özellikle süt emmede aktif bir bebekse bu konuda sabırlı ve sakin olmak gerektiğine dikkat çekiyor. Anne istekli ve kararlı olduğu takdirde başarılı olmaması için hiçbir neden yoktur. Sadece başlangıçta desteğe ve özgüvenini sürekli pekiştirmeye ihtiyacı vardır.
Sağılmış sütü süt saklama poşetlerine koyun ve tüm torbalara mutlaka tarih ve miktar yazın.