Yüksel Yangel
Yüksel Yangel
Yüksel Yangel

Vergi hukukunda zaman aşımı

vergilemenin mali amacı, kamu giderlerinin finansmanı için gerekli kaynakların sağlanmasıdır. Vergi mükellefi ile kamu kurumları arasındaki vergi ilişkisini sona erdiren sebeplerden birisi de zaman aşımıdır.

Haberin Devamı

Çok değerli okuyucularımız; uzun bir süreden beri bana “Muhasebe ve Finans üzerine MUMEYEK Vakfı’nın kurucusu olduğum; İstanbul Finans Üniversitesi’ni kurmak üzere de dosyamızın YÖK’te olduğu halde; neden vergi konusunda yazı yazmadığım?” soruluyor.

Bu konu çok fazla geneli ilgilendirmediği için; bugüne kadar bu konu ile ilgili yazı yazmadım. Ancak bu konunun en geneli ilgilendiren bölümü hakkında biraz bilgi vermenin de faydalı olduğuna inandığımdan; bu hafta bu konuyu birlikte inceleyelim istedim.

Sizlerin de bildiği üzere vergilemenin mali amacı, kamu giderlerinin finansmanı için gerekli kaynakların sağlanmasıdır. Vergi mükellefi ile kamu kurumları arasındaki vergi ilişkisini sona erdiren sebeplerden birisi de zaman aşımıdır. Kamuya, belli süreler geçtikten sonra alacağını isteme yetkisi tanınmamıştır. Bu nedenle alacaklı kamu idaresi yasaların belirlediği süreler içinde vergiyi tahakkuk ettirmediği ya da tahsil etmediği takdirde artık bu işlemleri yapma hakkını kaybetmektedir.

Haberin Devamı

Vergi dairesinin, mükellefin ödemesi gereken vergi miktarını hesaplayarak (tarhiyat ve/veya tahakkuk) usulüne uygun şekilde bildirmesi (tebliğ) beş yıllık bir süre ile sınırlandırılmıştır. Zaman aşımı, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder.

213 sayılı yasanın bu konudaki hükümleri aynen şöyledir.

“Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmiyen vergiler zaman aşımına uğrar.

Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zaman aşımını durdurur. Duran zaman aşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.

Şarta bağlı istisna veya muafiyet uygulamaları sonucu kısmen veya tamamen alınmayan vergilere ilişkin zaman aşımı süresi, istisna veya muafiyet şartlarının ihlâl edildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlar.

Haberin Devamı

Damga vergisine tabi olup vergi ve cezası zaman aşımına uğrayan evrakın hükmünden tarh zaman aşımı süresi dolduktan sonra faydalanıldığı takdirde mezkür evraka ait vergi alacağı yeniden doğar.”

Yıl 1 Ocak’ta başlayıp; 31 Aralık’ta sona ermektedir. Zaman aşımı süresinin başlangıcı ise, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başıdır. Bu yıldan başlamak üzere beşinci yılın dolması ile sona erer.

Ancak Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu ile Emlak Vergisi Kanunu içerdikleri istisnai hükümlerle zaman aşımı süresini sonsuza dek uzatmaktadırlar. Buna karşılık; bir kısım vergi cezalarının kesilmesinde ise, bu süre kısaltılmış bulunmaktadır.
 
Ancak, birden fazla takvim yılına yayılan inşaat ve onarma işleri, yatırım indirimi uygulaması ve kurumların tasfiye edilmesi durumlarında, zamanaşımı süresinin başlama tarihi ayrı bir özellik gösterir. Bunlardan ilk ikisi için gelir vergisinde belirtilen esaslar bu konu için de aynen geçerlidir. 

Haberin Devamı

Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre bir yıldan uzun süren tasfiye dönemine giren kurumlarda her takvim yılı müstakil bir tasfiye dönemi sayılır. Tarh zamanaşımı süresi, tasfiyenin son bulduğu dönemi izleyen yıldan itibaren işlemeğe başlar ve beşinci yılın bitiminde zaman aşımına uğrar.

Şimdi de kısaca "Tahsil zaman aşımı" konusuna değinelim. Bu husus ise 6183 sayılı "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"da düzenlenmiştir. Bu kanuna göre, kamu alacağı, vadesinin rastladığı yılı takip eden yılın başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrar. Zaman aşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.

Haberin Devamı

Bu zaman aşımınıda durduran ve kesen haller vardır. Zaman aşımının durması ile kesilmesi arasındaki en önemli fark, durma halinde, durma tarihine kadar geçen süreler hesaba katılırken, kesilmede, geçmiş olan sürelerin silinmesi ve zaman aşımı süresinin yeniden işlemeye başlamasıdır. Zaman aşımını kesen haller şunlardır.

1. Ödeme,
2. Haciz tatbiki,
3. Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat,
4. Ödeme emri tebliği,
5. Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi,
6. Yukardaki 5 sırada gösterilen muamelelerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması,
7. İhtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi,
8. Amme alacağının teminata bağlanması,
9. Kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi,
10. İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi.
11. Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması.

Haberin Devamı

Zaman aşımını durduran haller ise yasada “Borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekesinin tasfiyesi dolayısiyle hakkında takibat yapılmasına imkan yoksa bu hallerin devamı müddetince zaman aşımı işlemez.” şekliyle tanımlanmıştır.

Görüldüğü gibi şu kısa yazımızda bile birçok vergi kanunu geçti. Mevzuat dediğimiz yürürlükteki tüm hukuk kurallarıdır. Bunlar; kanunlar, kanun hükmünde kararnameler, yönetmelikler, tebliğler v.b. gibi listelenmesi bile çok uzun sürecek hususlardır. Bu nedenle uzmanlık gerektirir. Hatta bu hususlar hukuçu, yeminli mali müşavir, mali müşavir gibi bir çok uzmanın bir arada çalışmasını gerektirebilecek bir konudur.

Kısaca ve sadece fikir edinmeniz için bu konuyu ana hatları ile inceledik. Bu konu ile ilgili olarak “uzmanına sor” köşemizden sorularınız sorabileceğinizi hatırlatarak hepinize bol ve hayırlı kazançlar dilerim.