Paylaş
Çok değerli hürriyetaile okurları, bu hafta sizlerle 6284 sayılı “AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN”u her zaman olduğu gibi her yerde az ya da hiç değinilmemiş yönlerine dikkat çekerek inceleyelim. Bu çerçevede öncelikli olarak aşağıda linklerini verdiğim yazılarımı tekrar okumanızı tavsiye edeceğim. Tekrara sebebiyet vermemek maksadı ile bazı konulara burada yer verilmeyecektir.
Kocanız içki, kumar ve metresine para buluyor da sizi aç mı bırakıyor?
Cedaw bir peynir türü değildir!
Bu yazılarımıza ilave olarak bugün yine aynı konuyu incelemek istememdeki maksat; yasanın kadına erkeğe göre daha fazla hak vermiş olmasının vurgulanmasıdır. Hangi hallerde bu yasa kapsamında değerlendirilip; hangi hallerde bu yasadan faydalanamayacağını bilemeyen kişileri biraz daha aydınlatabilmek maksadı ile bu hafta bu konuyu seçtim.
Bu yasa ile amaç oldukça genişletilerek; sadece aile içi şiddeti önlemek değil; bununla beraber kadınların, çocukların ve aile bireylerinin korunması da amaçlara eklenmiştir. Hatta kimilerine göre bu kanun; toplumun temel yapı taşı olan ailenin temeline konmuş bir dinamit olarak değerlendirilmekte; kimilerine göre ise halen oldukça yetersiz ve açıklamalar ile ek tedbirlere ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir. Bu nedenle bu yazımızda bu konuları tüm açıklığı ile inceleyelim ve yine her zaman olduğu gibi kararı siz değerli okuyucular verin.
Bu kanunda şiddet, ev içi şiddet ve kadına yönelik şiddet ayrı ayrı tanımlanmak sureti ile sadece aile içi şiddetin dışına da uygulanacağı vurgulanmıştır. Örnek verecek olursak; bir kadın sürekli olarak sırf kadın olmasından ötürü bir şiddete maruz kalıyorsa; bu kanunun kapsamında olacaktır. Yolda giderken laf atmalardan tutun da telefonla ya da internet üzerinden mail, sosyal paylaşım ağları (facebook, twitter gibi) rahatsız edilenler dahi bu kanundan faydalanacaktır.
Sizi rahatsız edenin kocanız, eski kocanız, nişanlınız veya ayrıldığınız nişanlınız gibi kişiler olması dışında hiç tanımadığınız insanlar dahi size sürekli şiddet uyguluyorsa bundan faydalanabileceksiniz. Burada bir hususta dikkatinizi çekti sanırım; ERKEĞE YÖNELİK ŞİDDET tabiri yok. Yani ev içi şiddet dışında şiddete maruz kalan erkeklerin bu yasadan faydalanması mümkün değildir. Kadınların ise her manada şiddete maruz kalmasında bu kanundan faydalanması mümkün değildir. Yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan şiddete karşı bu yasa koruma sağlamaktadır.
Ancak burada dikkat etmeniz gereken bir konu var. Yasa koyucu bu kanunu hazırlarken kadınlara sınırsız olmamak kaydı ile erkeğe göre daha fazla koruma imkânı tanıdığının farkında ve bunu tesadüfen yapmadığını da vurgulamış. Kanunun 1. maddesinin ç fıkrasında “Bu Kanun kapsamında kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel tedbirler ayrımcılık olarak yorumlanamaz.” demiş.
Bu nedenle bazı kişiler bu yasayı Anayasa’ya aykırı bulmaktalar. Ve hatta daha ileri giderek; toplumun temel yapı taşı olan ailenin temeline konulmuş bir dinamit olarak değerlendirmektedir. Bu hakları kullanmaya hazır olmayan bireylerin; bilhassa “Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez.” hükmünü istismar ederek haksız geçici lehe durum yaratabileceğini ve bu durumun aileye zarar vereceğini savunmaktadırlar. Bu kişilere uluslararası sözleşmelerin yasalar hiyerarşisinde Anayasa’nın üstünde olduğunu belirtmek isterim. Bazı kesimler ise yasanın yeterince anlaşılır olmadığından; yeterince topluma anlatılmadığından ve yasada öngörülen şiddet önleme ve izleme merkezleri gibi konuların daha etkin işletilmemesinden yakınmaktadırlar. Peki, eleştirilen bu konu yasada nasıl düzenlenmiş gelin ona bakalım. Bu konu ile ilgili yasanın 14 ve 15. maddeleri aynen aşağıya çıkartılmıştır.
MADDE 14 – (1) Bakanlık, gerekli uzman personelin görev yaptığı ve tercihen kadın personelin istihdam edildiği, şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, çalışmalarını yedi gün yirmidört saat esasına göre yürüten, çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenen, şiddet önleme ve izleme merkezlerini kurar.
(2) Kurulan merkezlerde şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik izleme çalışmaları yapılır ve destek hizmetleri verilir.
MADDE 15 – (1) Bu kanun kapsamında şiddetin önlenmesi ve verilen tedbir kararlarının etkin olarak uygulanmasının izlenmesi bakımından şiddet önleme ve izleme merkezleri tarafından verilecek destek hizmetleri şunlardır:
a) Koruyucu ve önleyici tedbir kararları ile zorlama hapsinin verilmesine ve uygulanmasına ilişkin veri toplayarak bilgi bankası oluşturmak, tedbir kararlarının sicilini tutmak.
b) Korunan kişiye verilen barınma, geçici maddi yardım, sağlık, adlî yardım hizmetleri ve diğer hizmetleri koordine etmek.
c) Gerekli hâllerde tedbir kararlarının alınmasına ve uygulanmasına yönelik başvurularda bulunmak.
ç) Bu kanun kapsamındaki şiddetin sonlandırılmasına yönelik bireysel ve toplumsal ölçekte programlar hazırlamak ve uygulamak.
d) Bakanlık bünyesinde kurulan çağrı merkezinin bu kanunun amacına uygun olarak yaygınlaştırılması ve yapılan müracaatların izlenmesini sağlamak.
e) Bu kanun kapsamındaki şiddetin sonlandırılması için çalışan ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak.
(2) Korunan kişilerle ilgili olarak şiddet önleme ve izleme merkezleri tarafından verilecek destek hizmetleri şunlardır:
a) Kişiye hakları, destek alabilecekleri kurumlar, iş bulma ve benzeri konularda rehberlik etmek ve meslek edindirme kurslarına katılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak.
b) Verilen tedbir kararıyla ulaşılmak istenen amacın gerçekleşmesine yönelik önerilerde bulunmak ve yardımlar yapmak.
c) Tedbir kararlarının uygulanmasının sonuçlarını ve kişiler üzerindeki etkilerini izlemek.
ç) Psiko-sosyal ve ekonomik sorunların çözümünde yardım ve danışmanlık yapmak.
d) Hâkimin isteği üzerine; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal, ekonomik ve psikolojik durumu hakkında ayrıntılı sosyal araştırma raporu hazırlayıp sunmak.
e) İlgili merci tarafından istenilmesi hâlinde, tedbirlerin uygulanmasının sonuçları ve ilgililer üzerindeki etkilerine dair rapor hazırlamak.
f) 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri uyarınca maddi destek sağlanması konusunda gerekli rehberliği yapmak.
(3) Şiddet uygulayanla ilgili olarak şiddet önleme ve izleme merkezleri tarafından verilecek destek hizmetleri şunlardır:
a) Hâkimin isteği üzerine; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, kişisel, sosyal, ekonomik ve psikolojik durumu ile diğer kişiler ve toplum açısından taşıdığı risk hakkında ayrıntılı sosyal araştırma raporu hazırlayıp sunmak.
b) İlgili makam veya merci tarafından istenilmesi hâlinde, tedbirlerin uygulanmasının sonuçları ve ilgililer üzerindeki etkilerine dair rapor hazırlamak.
c) Teşvik edici, aydınlatıcı ve yol gösterici mahiyette olmak üzere kişinin;
1) Öfke kontrolü, stresle başa çıkma, şiddeti önlemeye yönelik farkındalık sağlayarak tutum ve davranış değiştirmeyi hedefleyen eğitim ve rehabilitasyon programlarına katılmasına,
2) Alkol, uyuşturucu, uçucu veya uyarıcı madde bağımlılığının ya da ruhsal bozukluğunun olması hâlinde, bir sağlık kuruluşunda muayene veya tedavi olmasına,
3) Meslek edindirme kurslarına katılmasına,
yönelik faaliyetlerde bulunmak.
(4) Şiddet mağduru ile şiddet uygulayana yönelik hizmetler, zorunlu hâller dışında farklı birimlerde sunulur.
Ve soruyorum? Sizce bunlar gerçekten gerektiği şekilde yapıldı mı ve yapılıyor mu? İlk defa da yüksek müsaadelerinizle kanaatimi söyleyeceğim. Ben genel olarak kadınların halen yeterince korunamadığı kanaatindeyim.
Yaratanın doğurganlık kabiliyeti ile ödüllendirdiği kadınlarımızın toplumumuzda hak ettiği statüye kavuşması temennilerimle esen kalın.
Paylaş