Paylaş
İnsanlar yaratıldıkları tarihten beri toplum halinde yaşamışlardır. Yüzyıllardır, hatta bin yıllardır insanlık toplum halinde yaşarken; düzeni sağlamak maksadı ile çeşitli yönetim sistemleri kurmuşlar ve çeşitli kurallar koymuşlardır. İnsanların veya grupların toplum içerisinde ve hatta devletlerin diğer devletler karşısında ve tüm bunların birbirleri ile toplum olarak yaşamanın getirdiği zorunluluk nedeni ile bir diğerinin özgürlüğünü ihlal edesiye kadar, özgürlüklerine sınır getirilmemeye çalışılmıştır. Tüm bunlar yapılırken çeşitli yönetim sistemleri uygulanmış, denenmiş ve sürekli değiştirip geliştirerek bu gün gelinen noktada; tüm dünya insanları arasında genel kabul körmüş olan en iyi yönetim sistemine ise ‘demokrasi’ denmiştir.
Bu arada ‘Cumhuriyet’ ile ‘Demokrasi’yi karıştırmamak gerekmektedir. Cumhuriyet bir yönetim şekli değil, bir rejimdir. Bir başka deyişle Cumhuriyet bir devlet biçimidir. Adı Cumhuriyet olup demokrasiden eser olmayan birçok devlet buna örnek gösterilebilir. Bunun yanında adında Cumhuriyet olmayan ama demokratik yönetim şekline sahip birçok devlet de vardır. Dünya üzerindeki ülkelerin isimlerini bir hatırlayın ve demokratik olup olmadıklarını, demokrasi ile yönetilip yönetilmediklerini bir düşünün.
Peki demokrasi konusuna geçmeden bu konunun hukukla ne ilgisi var sorusuna cevap arayalım isterseniz. İlk olarak Hürriyet ailesinde yazdığım yazıyı bir hatırlayalım.
http://www.hurriyetaile.com/yazarlar/yuksel-yangel/hukuk-nedir_2849.html
Bu yazımızda hukuku “Belirli bir toplumda her türlü (kişilerin, kuruluşların ve devletin birbirleri arasındaki) ilişkiyi düzenleyen ve uyulmadığı takdirde devlet yaptırımlarına bağlanan kurallar bütünüdür.” diye tanımlamıştık. Hatta karı kocanın yataktaki cinsel ilişkisine bile hukukun karıştığını hatırlayalım. Koca, karıyı karı istemediği halde ters ilişkiye zorlarsa bu bir boşanma nedenidir.
Şimdi isterseniz kaldığımız yerden devam edelim. Nedir şu demokrasi? Demokrasi kelime anlamı ile halkın iktidarı ya da halkın kendini yönetmesi demektedir. Peki, halk kendisini nasıl yönetecek ve halkın iktidarı olacak? Gelin bu sorulara birlikte cevap arayalım. Anayasamızın VI. Egemenlik başlığı altındaki 6. maddesi aynen şöyledir.
“Madde 6 – Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.”
Peki, nedir bu organlar? Anayasamız üç temel yetkiden ve organdan bahsetmektedir. Yukarıda Cumhuriyet’in bir yönetim şekli olduğunu ifade etmiştik. Şimdi bu yönetim şekline göre temel organlara bakalım. Anayasa’mızın üçüncü kısmı bu temel organları anlatmaktadır. Yasama, Yürütme ve Yargı organları. Bu organların sayısı azalabilir ya da çoğalabilir. Demokrasi ise “Kuvvetler Ayrılığı” prensibine dayanmakta ve bu organların birbirinden bağımsız olmasını; aralarında ast üst ilişkisi olmamasını, birbirini dengeleyen ve frenleyen bir düzende olmasını gerektirmektedir. Birbirleri ile ilişkilerine ve yetkilerine karışmamaları demokrasinin gereğidir.
Demokrasiyi ülkemizde üç temel organ olduğundan dolayı üçayaklı bir tabureye benzetecek olursak, herhangi bir ayağı sakat olan tabure ayakta duramaz. Anayasamızda bu organlar ve yetkileri aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır.
“VII. Yasama yetkisi
Madde 7 – Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.
VIII. Yürütme yetkisi ve görevi
Madde 8 – Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
IX. Yargı yetkisi
Madde 9 – Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.”
Peki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olan yasama yetkisi, bir başka deyişle kanun çıkartma yetkisi; hem de devredilemeyeceği belirtilen bu yetki, aşağıdaki madde ile çelişmiyor mu?
“II. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri
A. Genel olarak
Madde 87 – Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek;…”
Bu madde yetki devri değilse nedir? Daha kendisi içerisinde birbirine aykırı maddeler içeren Anayasa
“XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
Madde 11 – Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.”
dese ne olur ki? Kendisi kendisine aykırı maddeler içeren Anayasa sizce ne kadar demokratik olabilir ki?
“Yasama organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin içerisinden çıkan Yürütme organı ve bu Yürütme organının Adalet Bakanı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun başkanı olursa demokrasi olur mu?”
gibi sonsuz sayıda çoğaltılabilecek soruları sormaya veya tartışmaya gündem meselesi yapmaya sizce gerek var mı?
Tüm Cumhuriyet tarihimizde üçayaklı tabureye benzettiğim DEMOKRASİ; üç temel organ birbirinden bağımsız olmadığı sürece; yani Kuvvetler Ayrılığı diye tanımlanan Demokrasi’nin olmazsa olmazı; yani taburenin ayakları sizce sağlam mı? Sizce bu demokrasi taburesi ayakta kalabilir mi? Sizce ülkemizde demokrasi var mı? Anlamadım ne dediniz “Çeyrek Demokrasi var.” mı dediniz? Anlayamadım yine siz, evet siz “Yarım Demokrasi var.” mı dediniz?
SİZ HİÇ YARIM HAMİLE KADIN GÖRDÜNÜZ MÜ?
Bir dahaki yazımda görüşesiye kadar esenlikle kalın yurttaşlarım. Demokrasi’yi benimsemiş bir yönetim şekli ile ve demokratik bir Anayasa ile yönetileceğiniz günlere yarın belki de yarından da yakın olmanızı canı gönülden dilerim.
Paylaş