Paylaş
Geçtiğimiz hafta içerisinde bir duruşmada hakim tanığa “…… yemin eder misin?” deyince; tanık sağ elini kaldırarak “Yemin ederim.” dedi.
Sinema filmleri ve dizileri genellikle Amerikan orijinli olunca; hayatında hiç mahkemeye gitmeyen tanığın bu hareketi elbette ki normal karşılanmalı. Ancak aynı duruma sizlerin düşmemesi için DÜNYADA EN YAYGIN UYGULANAN HUKUK SİSTEMLERİNİN GENEL İNCELENMESİ’ni bu hafta sizlerle birlikte yapalım istedim.
1. KITA (KARA) AVRUPASI HUKUK SİTEMİ:
- Kamunun menfaati birey menfaatinin önünde gelir.
- Yazılı olmayan kurallar derlenip toparlanıp yazılı hale getirilmiştir.
- İçtihatlara (Örnek mahkeme kararlarına) dayanması fazla değildir.
- Özel Hukuk-Kamu Hukuku gibi en az ikiye ayrılan (yargı ayrılığı) bir sistemdir.
- Ülkemizde ve Fransa, Almanya, İtalya, İsviçre, İspanya vb. ülkelerde uygulanır.
- Sorgulayıcı sistem kabul edilmiştir. Hâkimin yapacağı sorgulama sonucuna göre karar verileceğinden hâkimin işini kolaylaştıran ancak iş yükünü artıran bir özelliğe sahiptir.
- Sorgulayıcı sistemde taraflara tarafların ispat kısıtlamaları kaldırılarak eksikliklerin giderilmesine çalışılmaktadır.
2. ANGLOSAKSON HUKUK SİSTEMİ:
- Bireyin menfaati kamunun menfaatinden önde gelir.
- Örf ve adet hukuku öncelikli olarak uygulanır. Yazılı olan kanunlar çok azdır.
- Toplumun örf ve adetleri esas alındığı ve onlara dayanıldığı için toplumsal gelişime en hızlı ayak uydurabilen sistemdir.
- Jüri sistemi ile halkın hukuka katılması sağlanır.
- İçtihatlara (Örnek mahkeme kararlarına) dayanması daha fazladır.
- Hukuk sistemi ayrılığı yoktur. Bundan dolayı Common Law (Ortak Hukuk) olarak ta adlandırılır. Kişiler arası davalara da kamu kurumları ile kişiler arasındaki davalara da aynı mahkemeler bakar.
- Bu hukuk sistemine vak’a (örnek olay) hukuku da denir. İngiltere’de 300.000 civarında örnek mahkeme kararı vardır.
- Hukuku hâkimler yarattığından Judge-Made Law (hakimler tarafından yapılmış hukuk) olarak ta adlandırılır.
- İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya, Güney Afrika, Hindistan ve eski İngiliz sömürgesi olan birçok ülkede uygulanmaktadır.
- Bilgilendirici sistem kabul edilmiştir. Hâkim taraflara pek karışmadan birbirleri ile yarışma içerisinde olan tarafları duruşmada yalnızca usuli olarak yönetir.
- Bilgilendirici sistemde hâkime sorgulama yetkileri verilerek eksiklikler giderilmeye çalışılmaktadır.
3. İSLAM HUKUK SİSTEMİ:
- Kur’an da malumunuz üzere birçok hukuki kuralda vardır. Bunlar öncelikle uygulanır.
- Sünnet: peygamber efendimizin yaşamında uyguladığı kurallar ikincil öncelikle uygulanır.
- İcma: İslam bilginlerinin üzerinde birleştikleri ortak görüş noktaları ise üçüncül öncelikle uygulanır.
- Kıyas: son olarak benzer olaylara uygulanmış olan kurallar uygulanır.
- Genelde İslami yönetim sistemi uygulanan devletlerde uygulanır.
4. SOSYALİST HUKUK SİSTEMİ:
- Sosyalist Hukuk sisteminin temel özelliği özel mülkiyet anlayışı farklılığındadır.
- Bu sistem bilhassa 1989 Berlin duvarının yıkılması ve peşi sıra gelen SSCB nin dağılması ile birçok ülke tarafından terk edilmeye başlanmıştır.
- Sosyalist ve Komünist devlet sistemlerinde uygulanır.
Tüm bunlardan sonra bir hususu özelikle belirtmek istiyorum. Özellikle Doğu Avrupa Ülkeleri Kıta Avrupası Hukuk sistemi ile Anglosakson Hukuk sistemi karışımı bir sistem uygulamak sureti ile daha işler bir hukuk sistemini uygulamaktadırlar.
Ülkemize gelince; Kıta Avrupası Hukuk sistemini uygularken son zamanlarda çapraz sorgu gibi bazı yeniliklerle Anglosakson Hukuk Sistemi'nin parçalarına da hukuk sistemimizde uygulamaya başlamıştır. Bu çok yavaş ve sınırlı olmaktadır. Bunun sonucu olarak da toplumun sosyal değişimine ayak uydurmakta zorluklarla karşılaşılmaktadır. Her hukuk sisteminin diğer sisteme göre avantajları ve dezavantajları mevcut olmakla birlikte; Doğu Avrupa ülkelerinin yaptığından daha iyi bir şekilde; daha köklü değişimlere gidilmesi sureti ile; Anglosakson Hukuk sisteminin avantajlı yönlerini karma bir şekilde hukuk sistemimizde yer verdiğimiz takdirde; daha toplumsal uzlaşı içerisinde olabileceğimiz bir hukuk sistemi yaratmak mümkündür. Hele hele ülkemizde tek başına iktidar dönemlerinde sistem değişikliklerinin daha hızlı yapılabildiği tecrübelerimize dayanarak; bu dönemin hukuk sistemimizde daha köklü ve daha hızlı olumla değişiklikler yapılmasının tam zamanıdır diyebiliriz. Ama toplumsal uzlaşının göz ardı edilmeden bu sistem değişikliklerinin yapılması gerekir. Aksi takdirde toplumsal savaşa sürüklenmemiz de kaçınılmaz olacaktır.
Anglosakson Hukuk sisteminde taraflara yarışma içerisinde istediği delile dayanma imkânı çok geniş olarak yer verilirken; maddi gerçeği hâkimin kaçırması sakıncası ortaya çıkmakta ve davalar çok uzayarak pahalı bir işlem haline gelebilmektedir. Kıta Avrupası Hukuk sisteminde ise tarafların delillerini sunmasını sınırlayarak bir an evvel davaları çözümleyebilmek uğruna haksızın usule ilişkin işlemler dolayısı ile haklı çıkması sonucu doğabilmektedir. Örneğin güçlü şirketlerin sözleşmelerine delil sözleşmesi ekleyerek; kendi kayıt ve kuyudatlarının tek delil olarak kabul edilmesine olanak sağlayan sistemimiz; güçsüzün delillerini sunmasını engellemekte ve adaletin güçlünün yanında sonuçlar vermesine sebep olmaktadır.
Bir örnek verecek olursak hür iradesini kullanamayan nakit paraya ihtiyacı olan kişi veya kurum banka gibi finans kuruluşlarından kredi alacağında; ya da GSM, sabit telefon, elektrik doğalgaz su abonesi olacağında; kişilerin başka şansı olmadığı gibi; çaresi de yoktur. Bu sözleşmeleri imzalamaz ise ihtiyacını gideremeyecektir. Bu güçlü şirketlerin karınca duası gibi sözleşmelerini okumaya dahi ihtiyaç duymadan (okusa değişen bir şey olamayacağından; sözleşmeye istediği maddeleri ekleyemeyeceğinden) imzalamak zorunda kalmaktadır. Bu örnekleri artırmak her zaman mümkündür. Daha sonra okumadan imzaladığımız karınca duası gibi sözleşmeler sebebi ile adalet karşısında haklı iken haksız duruma düşmekteyiz.
Bu haftaki yazımı iki ünlü söz ile sonlandırmak istiyorum.
“Her şey kanun yapmaktan ibaret değildir. Aksine her şey o kanunları uygulamak ve uygulattırmaktan ibarettir. Uygulayan, yerine getiren, daima karar verenden daha kuvvetlidir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK ( 1920 )
“Adalet ancak hakikatten, saadet ancak adaletten doğabilir.”
EMİLE ZOLA
Paylaş