Yüksel Yangel
Yüksel Yangel
Yüksel Yangel

Anneler, çocuğunuzun ismine kim karar veriyor?

Eşiniz, bebeğinizin nüfus cüzdanını çıkartmak için Nüfus Müdürlüğü'ne gidiyor ve kendi kafasına göre bebeğin ismini yazdırıyor. Bakın bu konuda kanunlar ne diyor?

Haberin Devamı

Çocuğun adını ana ve babası koyar.

Evet sevgili anneler, aylarca çocuğunuzu karnınızda taşıyorsunuz, mideniz bulanıyor, ağrılarınız oluyor, fiziğiniz değişiyor... Yavrunuz size kordon bağı ile bağlı. Kanınızla besleniyor. Hamilelik tıp literatüründe başlı başına bir hastalık olarak kabul ediliyor. Ve bu hastalık aşağı yukarı dokuz ay sürüyor. Sonunda dünyanın en ağır acısını; doğum sancısını çekerek çocuğunuzu dünyaya getiriyorsunuz. Asıl sıkıntılar şimdi başlıyor; uykusuz geceler ve benzeri bir sürü sorun sizi bekliyor. Bu arada, baba hastahaneden doğum raporunu alıp; doğru Nüfus Müdürlüğü’ne gidiyor. Minik bebeğiniz artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Pembe veya mavi nüfus cüzdanı ile baba yanınıza geliyor. “Artık çocuğumuz bir birey. İşte nüfus cüzdanı.” diyor. Çok mutlusunuz. Yavrunuz artık bir birey. Ama o da ne? Çocuğunuzun ismi sizin hiç tercih etmediğiniz bir isim. Eşiniz kendi kafasına göre nüfus cüzdanını çıkartırken gitmiş kendi babasının ya da annesinin ismini koymuş; gelmiş. Evet eşinizin anne ve babasına saygınız sonsuz. Ama onların ismi de çok demode canım. Çocuğunuzun isminin bu olmasını istemiyorsunuz. Evet burada da hakkınız var anneler.

Haberin Devamı

BEBEK İSİMLERİ REHBERİ İÇİN TIKLAYIN!
 
Bakın Türk Medeni Kanunu’nun 339. maddesi son fıkrası ne diyor? “ÇOCUĞUN ADINI ANA VE BABASI KOYAR.”

Eski Medeni Kanunun 263. maddesinde yer alan babanın oyunu üstün kılan düzenleme kaldırılmıştır. Günümüzde bankadan kredi bile çeker iken eşiniz sizin rızanız olmadan kredi çekemiyor. Hatta eşinizin çekeceği krediye siz kefil olacak olsanız bile bu sefer eşinizden sizin kefil olabilmeniz için rıza isteniyor. Komik gibi gözükmekle birlikte bu uygulamada böyle. Ancak Nüfus Müdürlükleri'nde sizin rızanızı arayan yok. Bu konuda İçişleri Bakanlığı Vatandaşlık ve Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü’nün acil önlem alması gerekmektedir. Aksi takdirde zaten yeterince fazla olan mahkemelerin iş yükü artmaya devam edecektir. Bu konunun mahkeme ile ne alakası var demeyin. Bakın Türk Medeni Kanunu 195. maddesi ne diyor.

Haberin Devamı

“Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler.”

Burada hemen şunu belirtelim siz anlaşamadığınız takdirde hakim sizin yerinize çocuğunuza isim koyma hakkına sahip değildir. Peki, hâkim ne yapacak?

Hâkim sizleri uzlaştırmaya çalısacaktır. Buna rağmen siz eşler; anne ve baba olarak uzlaşmaz iseniz hâkim bu takdirde uzman kişilerin yardımını isteyerek, anlaşmazlığı çözecektir. Burada hâkim, ana babanın yerine geçerek, çocuk hakkında karar veremez. Hâkimin yapacağı ana babanın velâyetin kullanılmasında anlaşamadıkları konu ile ilgili olarak ana babanın fikirlerini dinleyip, hangisi çocuğun menfaatine daha uygunsa, o yönde anlasmazlığı çözüme kavuşturmaktır.

Haberin Devamı

Peki, boşandınız ve boşandıktan sonra çocuğunuz doğdu. Çocuğunuzun velayeti ile ilgili bir karar henüz yoktu. Çünkü çocuğunuz henüz doğmamıştı. İşte Türk Medeni Kanunu 337. maddesi;

“Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir.”

Bu durumda ne olacak? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2010/18-643E ve 2010/648K sayılı kararı gereğince boşanmış eşlerin dahi çocuğun isim değiştirilmesi davasında “..............adı değiştirilmek istenilen küçüğün anne ve babasının boşandıkları, küçüğün velayetinin davacı anneye verildiği, annenin de tek başına eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Taraflar boşanmış ve velayet davacı anneye verilmiş olsa da; bu durum eldeki davada dava dışı olan küçüğün babasının gerçekte onun babası olması durumu değiştirmez. Kaldı ki, velayet şartlarında daha sonradan oluşabilecek değişiklik nedeniyle velayetin babaya verilmesi de ihtimal dahilindedir.

Haberin Devamı

Yukarıda da belirtildiği üzere çocuğun adını anne ve baba birlikte belirlediklerinden değiştirilmesi talebini de yasal şartların oluşması halinde mahkemeden birlikte istemeleri gerekir. Anne ve babanın bu taleplerini birlikte yapmamaları veya değişiklik üzerinde anlaşamamaları halinde birinin başvurusu üzerine değerinin davada taraf olarak katılımı sağlanmalıdır.” diyerek son noktayı koymuştur.

Olması gereken de yine budur. Nasıl ki velayeti anneye verilmiş çocuk için mahkemeler iştirak nafakasının babadan alınıp anneye verilmesine karar veriyorsa; yani babanın sorumluluğu varsa elbette yetkisi de olacaktır.

Yeri gelmiş iken bu konu ile ilgili son bilgiyi de sizlerle paylaşayım. Annenin hakkı var. Babanın hakkı var. Peki, çocuğun hakkı nedir?

Haberin Devamı

“Türkiye'nin kabul ettiği ve taraf olduğu "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"nin 12. maddesi ile, "Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşme"sinin 1, 2 ve 6. maddelerine göre; görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocukların, adli merciler önünde kendilerini ilgilendiren her konuda bilgilendirilmelerini ve bu davalara katılmalarına izin verilmesi bir hak olarak düzenlenmiş olup, ayrıca bu hususların adli merciler tarafından yerine getirilmesi aynı zamanda yükümlülük olarak öngörülmüştür.”

Hepinize mutlu, huzurlu ve dilediğiniz gibi yaşayacağınız bir hafta geçirmenizi diliyorum.