Paylaş
Özellikle alerjik olsun ya da olmasın astım teşhisi dile gelmiş veya gelmemiş ancak yine de tekrarlayan şekilde gece öksürük nöbeti veya hırıltı yaşayan, nefes açıcı buhar tedavisi almak zorunda kalan çocukların yüzde 80-90’ında mide başı gevşek, yukarı yemek kaçırmaya yatkın olur.
Bu anlamda gece veya gündüz yemek yedikten sonraki 2 saat yatar pozisyona girmemek astım tedavisinin en temel parçasını oluşturur. Öte yandan hiç alerjik olmayan ancak reflüye yatkın bir çocukta yiyip yatma sonucu astım atakları başlayabilir. Diğer bir deyişle Reflü astımı, Astım reflüyü getirir. Günümüzde her 5 çocuktan 1’inin alerjik, her 10 çocuktan 1’inin astım, her 3 erişkinden 1’inin reflü olduğu düşünüldüğünde bu bağlantı üzerinde çalışmak genel çocuk toplum sağlığı üzerine büyük önem taşıyacaktır.
2017 yılında uluslararası bir dergi olan Journal of Gastroenterology de yayınlanmış, Türkiye’den yapılmış bir araştırmada (World J Gastroenterol 2017; 23(3):525-532) ülkemizde en az haftada bir mide yanması veya ağzına asit gelmesi yakınması şikayetleri ile reflü tanısı almış erişkinlerin sıklığı Türkiye genelinde %22.8 olarak bildirilmiştir. İstanbul ve Marmara bölgesinde bu oran %27.3 ile en yüksek değere sahip (yaklaşık her 3 kişiden 1’inde reflü yakınmaları) görülmüş olup, Amerika Birleşik Devletlerinde görülen %30 reflü sıklığı ile eşit konumdadır.
6-17 yaş arası Reflü teşhisi almış çocukların yaklaşık yarısında ya bebekliğinde reflü hikayesi ya da anne babada reflü varlığı bildirilmiştir. Diğer bir deyişle bebekken fışkırır tarzda kusmaları olan ancak 1 yaş sonrası artık kusmadığı gözlenip, reflüsünün geçtiği düşünülen çocukların ileride, 6-17 yaş aralığında tekrar reflü şikayetleri yaşadığı görülmektedir. Bu yönde yapılmış bir araştırmada bebeklik reflüsünün belirti vermese de çocukta hücresel düzeyde zarar vermeye devam ettiği, 1 yaşında reflü şikayetlerinin kaybolduğu gözlenen her 10 çocuktan 8’inde ileriki yaşlarda tekrar mide yanması veya ağza asit gelmesi yakınmalarının baş gösterdiği bildirilmektedir.
6-17 yaş arası reflü teşhisi almış çocukların yaklaşık yarısında anne baba ya da aile büyüklerinde reflü hikayesi bildirilmektedir. Dolayısıyla, genetik geçişin (irsiyet) önem kazandığı bu durumda özellikle anne, baba ya da aile büyüklerinde reflü hikayesi olan çocuklar için bu yönde çok dikkatli olmak gerekir. Durumun dünya genelinde ve Türkiye’de özellikle İstanbul çevresindeki sıklığı (%30) ve ilerleyici vasfı göze alındığında çocuk sağlığı açısından önemi de anlaşılacaktır.
Reflü çocuklarda, büyüklerde olduğu gibi, illa ki mide yakınmaları ile belirti vermeyebilir. Tekrarlayan öksürük, hırıltı, astım atakları, Krup, ses kısıklığı ya da havlar tarzda öksürük gibi solunum sistemi tutulumuna bağlı yakınmalar çocuklarda reflünün en sık ortaya çıkış şekillerindendir. 3 yaşına kadar hiç yakınması olmayıp yuvaya başladıktan sonra sık hastalanan, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, balgam ve öksürük şikayetleri yakasını bırakmayan bir çocukta bu durum mutlaka altta yatan ana neden olarak akla gelmelidir.
Her çocuk için hatta her insan için geçerli olan (yuvada) yiyip hemen (öğlen) uykuya yatmamak gereği bu çocuklar için ayrıca önem taşır.
Aynı durum yemekten sonra fiziksel aktivite için de geçerlidir. Midesi gevşek, yukarı kaçırmaya eğilimli bir çocuğa dolu mide ile egzersiz, yerden eğilip top alma, takla atma gibi normal insanda bile mideyi ağza getirecek aktiviteler yaptırılırsa yemekle beraber asitli mide sıvısının burun boğaz hatta akciğerlere kaçması ve hastalık yapması kaçınılmaz olur.
Spor yapanlar bilir; yemekten sonra en az 2 saat spor yapılmaz. Tok karnına yüzülmez. Tok karnına jimnastiğe gidilmez. Bu profesyonel sporcular için evrensel bir kuraldır. Yemekten sonra fiziksel aktivite öncesi önerilen bekleme süresi büyük ve ağır bir yemek için 3-4 saat, hafif bir yemek için 2-3 saat, sıvı yemekler içinse 1-2 saattir. Aynı kural çocuklar için daha da zorunlu olarak geçerlidir. Hele ailesinde reflü hikayesi olan veya bebeklikte reflü teşhisi dile gelmiş çocuklarda çok çok daha fazla geçerli bir kural olmalıdır. Yemek sonrası uyku veya aktivite sonrası ağzına mide asidi gelen bir çocuğun burun boğaz yolu asitle yanıp, delik deşik olacağından bu yarıklardan içeri mikrop girme olasılığı da artacaktır.
Dolayısıyla yuva veya anaokullarında yemek sonrası çocukları öğlen uykusuna yatırmamak ve fiziksel aktivite yerine en az 1-2 saat pasif aktiviteler yaptırmak (Bu durum eviniz için de geçerlidir) genel anlamda yuva- okul hastalıklarını belirgin ölçüde azaltacak genel bir toplum sağlığı önlemi olacaktır. Bu konuda yuva ve anaokullarını bilinçlendirmek toplum tabanından yayılacak bir hareketle, siz anne babalara düşmektedir.
Paylaş