Paylaş
Bu soru çok sık karşılaştığım bir duruma işaret ediyor. Yaz aylarında olduğumuz için benzer şekilde birçoğunuzun kafasını meşgul ettiğinden eminim. Yaz ayları, gerçekten de birçok alerjik çocuğu olan aile için bir rahatlama dönemi olur. Okulların kapanması ile birlikte mucizevi bir şekilde astım atakları, öksürükler, balgamlı enfeksiyonlar kesilir. Bu durum da ister istemez, yazın kıştan farkı ne, acaba alerjimiz geçti de ondan mı çocuğumuz iyi, sorusunu akıllara getirir.
Öncelikle yaz aylarında görülen nispeten iyi olma halinin geçici olduğunu bilmelisiniz. Alerji, bağışıklık sisteminin doğada yaşayan, ev tozu akarı, küf mantarları, polenler gibi bazı maddelere verdiği anormal bir tepkidir. Bu anormal yanıt yaz kış demeden gerek burun gerekse akciğerlerde solunum yolunu saran zarda kırmızı, şiş, ödemli ve yanık gibi hassas bir doku yaratır. Bu doku en ufak uyaran ile daralmaya, tıkanmaya müsait bir bronş yapısına neden olur. Kış aylarında görülen enfeksiyonlar alerjiye bağlı hassaslaşmış akciğerlerdeki astımın en güçlü tetikleyicisidir. Yaz aylarında havaların ısınması ve okulların kapanması ile birlikte nezle, grip gibi kış enfeksiyonları birden kesildiğinden, en önemli astım tetikleyicisi devreden çıktığı için çocuk iyiymiş gibi görülür. Oysa alerji yaz kış demeden devam ettiği için akciğerlerdeki hassasiyet adeta kışın gelmesini bekleyen sinsi bir düşman gibi sadece sinmiş olur.
Çoğunuzun yakından bildiği ve kullandığı kortizonlu astım spreyleri kullanıldıkları sürece etkili olurlar. Spreyi kullanırken astım atakları kesilir, sprey kesilince tekrar başlar. Çoğu zaman yaz ayları spreylerin kesildiği ve gerek ailelerin gerekse çocuğun şöyle bir oh çektiği rahatlama dönemleri olur. Ancak eğer bronş içindeki hassasiyete neden olan ve aslında yazın da devam eden alerjiyi kökten çözüm yoluna gitmezseniz sonbahar geldiğinde astım atakları eski şiddetinde geri döner.
Kışa göre nispeten rahat geçen yaz aylarını hastalığı kökten çözme yolunda bir adım atarak değerlendirebilirsiniz. Alerjiyi kökten çözebilecek tek tedavi yöntemi dilaltı damla aşı tedavisidir. İğnesiz olarak uygulanan bu yöntem, çocuğun alerjik olduğu maddeyi sıvı formda dilaltından emdirerek çocuğu bu maddeye alıştırmayı hedefler. Herhangi bir yan etkisi olmayan ve ailelerin evde kullanımına uygun olan dilaltı aşılar şu an için dünyada en çok tercih edilen tedavi yöntemidir. En az 3 yıl sürmesi gereken bu tedavi yavaş etki eder. Yaklaşık 3-6 ay içinde etkileri görülmeye başlanır. Bu açıdan yazın başlanan aşı tedavisinin kışı daha rahat ve daha az ilaçla geçirmek için en etkili yöntem olacağını söyleyebiliriz.
Alerjik astım bronşit çoğu zaman alerjik nezle ile birlikte seyreder. Alerjik nezlenin sebep olduğu burun tıkanıklığı, sürekli şeffaf veya sarı yeşil renkte burun akıntısı ve tekrarlayan balgamlı öksürüklerle seyreden sinüzit çok dirençli bir enfeksiyondur. Kış aylarında sık antibiyotik kullanılsa bile tam olarak geçmeyebilir. Sessiz sedasız devam eden sinüzit kış geldiğinde karşımıza astım bronşit krizi ile çıkabilir. Bu nedenle yaz aylarını sinüziti tedavi ederek geçirmek kışa hazır olmayı sağlayacaktır. Deniz suyu içeriğindeki tuz ve mineraller sayesinde en doğal burun açıcı ve sinüzit sökücüdür. Yaz aylarında çocuklar için havuzu değil denizi tercih etmek bu açıdan çok önemlidir.
Günümüzde her üç çocuktan birinde reflü olduğunu biliyoruz. Hele astımlı çocuklarda her 10 çocuktan 8’inde reflü görülmektedir. Çocuklarda genellikle sessiz reflü dediğimiz, ses kısıklığı, ağız kokusu, diş gıcırdatma, iştahsızlık gibi çok belli belirsiz yakınmalarla seyreden reflü, en bilinmeyen astım tetikleyicisidir. Çocuklarda reflüyü kötüleştiren en önemli madde kafeindir. En çok çikolatalı, kakaolu gıdalarda, kolalı içeceklerde bulunan kafein mideyi gevşeterek ve midede asit artışına neden olarak bronş içini saran zarı daha da hassaslaştırır. Bu yönde yazı, çocuğun ağız tadını bu tür gıdalardan uzaklaştırma ve daha sağlıklı meyve sebze ve hafif tatlılara alıştırmak için bir fırsat olarak görebilirsiniz. Özellikle tatil köylerindeki açık büfeler, bu yönde çocukların en çok sağlıksız beslenmeye yöneldiği cezp edici ancak bir o kadar da kış açısından çok vahim sonuçlanabilecek ortamlar yaratır. Tatil seçimini daha sağlıklı, hafif beslenebileceğiniz yerler yönünde yapmak bu açıdan önemlidir.
Kışa girmeden önce, yazın iyiydik, kış da böyle geçer nasılsa deyip fazla iyimser davranmayın. Mutlaka ilaçlarınızı takip eden çocuk alerji uzmanına çocuğunuz hazır iyiyken başvurun. Kışa hazırlık olarak önerilen mikrop aşılarını, vitaminleri ve ilaç gereksinimi olup olmadığını öğrenin. Siz önden davranın ve enfeksiyonlar, astım krizleri sizi yakalamadan, siz hastalığı yakalayın.
Mutlu, sağlıklı tatiller...
Paylaş