Paylaş
Çocukların büyümesi söz konusu olduğunda annelerin en büyük endişesinin çocuğunun ne kadar süt içtiği olduğu tartışılmaz bir gerçek. Peki, bu “gerçek” gerçekten doğru mu? Süt çocuk büyümesinde vazgeçilmez bir gıda mı? Ne kadar çok içilse o kadar iyi mi? Bu doğru mu? Bugün sorgulayacağımız “tartışmasız gerçek” çocuk sağlığında inek sütünün yeri olacak.
İnek sütü, ineğin başka şekilde beslenemeyen yavrusu için ürettiği bir gıda maddesidir. Peki, buzağı veya herhangi bir başka hayvan türü bebeklik dışında süt ile besleniyor mu, hiç düşündünüz mü? Benim bildiğim kadarıyla, özel bir durum olmadıkça, hayır. Ancak günümüz çocuklarına baktığımızda, birçoğunun sabah akşam en az bir bardak inek sütünü, artı okulda sorgusuz sualsiz herkese verilen bir paket sütü ve yanında da neredeyse her yemeğin yanında, yemeği kolay tüketsin diye yoğurt yediğini görüyoruz. Bu belki biraz abartılmış görünüyor, ancak bu denli çok süt tüketen çocuklar inanın az değil. Boyu uzasın diye sınırsızca tüketilmesine izin verilen süt ve süt ürünleri acaba nerelere zarar verebiliyor.
Öncelikle her şeyde olduğu gibi, tüketilen şey süt ve süt ürünleri olsa da, bu konuda da “her şeyin fazlası zarar” yaklaşımını akılda tutmakta fayda var. İnek sütünün bol kalsiyum içerdiği doğrudur. Ancak kemik sağlığında tek gereken mineral kalsiyum değildir. Sütle gelen fazla fosfor çocuk kemik sağlığı için olumsuz etkiye sahip olabiliyor.
Diğer yandan çocuk kemik sağlığı için kalsiyumun yanında, magnezyum ve fosfor dengesinin sağlanması, A,C, D,E, K gibi vitaminlerin de gerektiğini bilmek gerekir. Bu vitaminler ne yazık ki, inek sütünde yeterli miktarda bulunmaz. Çocuğun bu vitamin ve mineralleri diğer gıdalardan alması gerekir. Oysa şu an çocuk beslenmesinde kalori miktarının yaklaşık yarısından, üçte ikisine varan oranını süt ve süt ürünleri oluşturduğunu göz önüne alırsak, diğer gıdalara fazla yer kalmadığını görürüz.
Alerji başta olmak üzere, kanser, diyabet, tiroidit gibi bağışıklık sisteminin dengesiz çalışması kaynaklı gelişen birçok kronik hastalıktan korunmada etkinliği kanıtlanmış tek dengeli beslenme şekli olan Akdeniz Mutfağı’nda* süt ve süt ürünlerinin haftada 2-3 kez tüketilmesinin önerildiği dikkat çekmektedir.
Öte yandan, bağırsaklarda kalsiyum emilirken demir emilimi engellemektedir. Kahvaltıda süt tüketen çocuk bir de diğer her öğünde yemeğin yanında yoğurt tükettiğinde, diğer gıdaların, örneğin etin içindeki, alması gereken demiri alamamakta ve kansızlığa yatkın hale gelmektedir. Bu bağlamda, süt ve süt ürünlerinin tek başına ayrı bir öğün olarak tüketilmesinde yarar vardır. Miktar olarak da önerilen günde maksimum 400mg (2 bardak) dır.
Son yıllarda, çocuklarda inek sütü alerjisi büyük bir hızla artmaktadır. Dünya Alerji Örgütü (World Allergy Organization) verilerine göre sıklığı yüzde 5’e (her 100 çocuktan 5) kadar yükselmiştir. Özellikle bebeklik döneminde belirti veren İnek sütü alerjisi, yanaklarda hafif isilik tarzı pütürlenmeden, tüm vücudu saran alerjik egzama tablosuna kadar varan, oldukça geniş bir yelpazede çocukları etkilemektedir. Bunun yanında, inek sütü alerjisi, yine son yıllarda, çok fazla gördüğümüz, çocuk reflüsünün de en belirgin nedeni haline gelmiştir. Fışkırır tarzda kusmalar, iştahsızlık ve kilo almada yetersizlik ile kendini gösteren gıda alerjisi ve reflü, bir süre sonra çocukta geçmeyen balgamlı öksürükler ve astım bronşit ataklarına neden olmaktadır.
Alerjinin yanında basitçe hazımsızlık olarak tanımlayabileceğimiz, inek sütü intoleransı da bir diğer çocuk sağlığı sorunudur. İnek sütünü parçalayarak, emilmesini sağlayan enzimler, aşırı tüketime bağlı olarak, bağırsaklarda yetersizlik göstermekte ve çocukta yine benzer şekilde reflü, gaz, geğirme, sebepsiz kabızlık veya ishal ataklarına neden olabilmektedir. Bu bağlamda, hiç alerjisi olmayan bir çocuk bile, fazla süt tüketimine bağlı inek sütü intoleransı üzerinden, reflü ve astım olmuş olarak karşımıza çıkabilmektedir. Bu yönde, süt ürünlerini, işlemden geçmiş halde peynir ve yoğurt şeklinde tüketmek intolerans / hazımsızlık / reflü açısından daha az sorun oluşturacaktır. Keçi sütü de hazmı daha kolay olması tüketilmesi önerilen bir alternatiftir.
Ancak eğer inek sütü alerjisi gelişmiş ise, keçi sütünün inek sütü ile yüzde 70 aynı alerjik yapıyı taşıdığını ve aynı tepkilere yol açabileceğini unutmamak gerekir. Bu yüzden sorun alerji ise keçi sütü önerilmez. Eğer kuruyemiş alerjisi yoksa badem sütü, fındık sütü gibi kalsiyumdan zengin diğer bitkisel alternatifler değerlendirilebilir. Kuru incir, ay çekirdeği, ıspanak, brokoli, kara lahana, göbek salata, somon balığı, portakal da diğer süt dışı alternatif kalsiyum kaynaklarıdır. Değerlendirmekte fayda var.
Herkese sağlıklı, mutlu günler dilerim.
Sevgilerimle.
Prof. Dr. Yonca Tabak
* Akdeniz Mutfağı ”Çocuklar ve Alerji” kitabı- Prof. Dr. Yonca Tabak
**http://www.worldallergy.org/professional/allergic_diseases_center/cows_milk_allergy_in_children/
Paylaş