Paylaş
"Eğer enfeksiyon geçiriyorsak mutlaka ya hava soğuktur, üşütmüşüzdür ya da dışarıdan bir yerlerden mikrop almışızdır" bilgisi birçok kişinin beyninde yer etmiştir. İnsan doğası, ters giden bir şey olduğunda sorunu hep dışarıda aramaya meyillidir. Bu birçoğumuz için rahatlatıcıdır. Sorumluluktan kurtarır bizi. Peki ya öyle değilse? Ya sorumlu bizsek? Şimdi her zaman için doğru diye kabul ettiğimiz bu gerçeğe tekrar bir bakalım.
Gerçekten de kış ayları virüslerin soğuk nedeniyle kolay yayıldığı ve yaşamını kolay sürdürebildiği aylardır. Kapalı okul ortamlarında virüs yayılımına bağlı çocuklar sık hasta olur. Kimisi kolayca atlatır kimisi atlatamaz. Ama önemli olan kış aylarında çocukların hasta olmasına alışmışızdır. Peki ya yaz ayları. Yaz günü, hava dışarıda 30-40 derece iken, çocuk okulda değil tatilde iken, açık havada oynuyorken, hatta deniz güneş, en keyifli zamanlarınızda, bir bakmışsınız 39-40 derece ateş, boğaz ağrısı, öksürük nöbeti. Tatil yerinde doktor aramak, o sıcakta odaya tıkılmak bir yana, en rahatsız edeni de sebebi bilememek olur çoğu zaman. Bu çocuk, bu yaz günü neden hasta oldu?
İşte bu noktada, baştaki değiştirilmesi gereken bilgiye geri dönersek, her hastalık virüs kaynaklı değildir ve üşütme veya bir başka çocuktan mikrop kapma sonucunda ortaya çıkmaz. Hele de 39-40 dereceye varan ateşle, boğazda beyaz noktalarla seyreden bademcik iltihabı çoğu kez virüs değil, bakteri dediğimiz, antibiyotiksiz geçme olasılığı düşük bir mikrobun aktivite kazanması sonucu ortaya çıkar. Ve bu bakteri çoğu zaman bizim kendi vücudumuzda zaten var olan, sessiz sedasız bekleyen bir bakteri olur.
Bizim ağız ve boğaz yolumuzda milyonlarca bakteri yaşar. Bunların bazıları hastalık yapma potansiyeline sahip bakterilerken, birçoğu “Sağlıklı Flora bakterileri “ dediğimiz hastalık yapmayan, tam tersine hastalık yapıcıları baskı altında tutup, hastalık yapmalarını önleyen mikroplardır. Bu dost bakterilerle hastalık yapıcılar arasındaki denge korunduğu müddetçe sorun yoktur. Ancak bir şekilde dost bakteriler zarar görür ve hastalık yapıcıları baskılayamaz hale gelirse, işte o zaman başımız dertte demektir. Dışarıdan mikrop kapmaz, kendi mikrobumuz ile hasta oluruz.
Çocuklarda ağız ve boğazdaki sağlıklı flora dengesini bozan en önemli etken “Reflü” dür. Reflü mide içeriğinin, istemsiz bir şekilde ağız boğaz yoluna çıkması halidir. Bu mide içeriğindeki asit, hastalık yapıcılara kıyasla çok daha narin ve kırılgan olan sağlıklı dost bakterilere çok hızlı bir şekilde zarar verir. Sağlıklı bakteriler ölünce ve sayıları azalınca, ortalığı boş bulan hastalık yapıcı mikroplar fırsatı hiç kaçırmaz ve boğaz iltihabı kendini gösterir. Reflüye bağlı boğaz iltihabı yaz-kış dinlemez. 40 derece sıcakta bile olabilir. Hele de çocuklarda reflüyü tetikleyen en önemli etken olan kötü beslenmenin yaz aylarında, tatilde iki üç misli arttığını göz önüne alırsak, bu tablonun yaşanmasına hiç şaşırmamak gerek.
Her çocuğun midesi reflüye yatkındır. Çocuk daha olgunlaşmamıştır. Dost narin bakterilerimize baktığımız gibi çocuklarımıza da bakmamız gerekir. Kafein içeren kakaolu gıdalar, çikolatalı tatlılar, kahve, kolalı içecekler, buzlu çay, hamburger, pizza, patates kızartması, ketçap, mayonez ve benzeri abur cuburlar, çikolata kaplı paketli dondurmalar çocukların çok sevdiği, çoğu kez sizler tarafından kısıtlanmaya çalışılan ama tatil söz konusu olduğunda birçoğunu rahatça tüketimine izin verdiğiniz gizli reflü tetikleyicileridir. “Tatildeyiz, üç beş gün yese ne olacak” dediğiniz noktada hastalığı bekleyin.
Bu yazı mutlu, huzurlu ve hastalıksız geçirmek istiyorsanız, aşağıdaki önerilerim işinize yarayabilir.
Çocukların sağlıklı olması demek, ailede huzur demektir. Ve çocuklar söyleneni değil, gördüğünü yapar. Çocuğunuzun sağlıklı beslenmesini istiyorsanız işe kendiniz ile başlayın. Birçok batı ülkesinde erişkinlerin yüzde 30’unun, en az haftada 1 reflü şikayeti yaşadığını ve son yıllarda reflünün yüzde 200 gibi bir oranda artış gösterdiğini göz önüne alırsak bu tip beslenme sizin sağlığınız için de gerekli. O yüzden kendiniz ve çocuğunuz için, huzurunuz için, tatil alışkanlıklarınızı tekrar gözden geçirin. Bu tatil, yasak ne varsa sınırsızca yenebilecek bir kaçamak değil, sağlıklı bir yaşama ailece adım atacağınız bir fırsata dönüşsün. Sevgilerimle.
Paylaş