Paylaş
Kurtuluşa giden yol, O’nu Samsun’a yönlendirdi.
Havza yolunda gördüğü çiftçi vatandaşa, kim olduğunu belli etmeden paşa rütbesiyle seslendi:
“Sen hala rahat rahat toprağını sürüyorsun hemşerim. Düşman Samsun'a asker çıkaracak, belki de buralara kadar gelecek.”
"Sen ne diyorsun Paşa? Üç kardeşimi Yemen’de, Kafkasya’da, Çanakkale’de kaybettim. Onlardan geriye üç dul, sekiz öksüz bebe kaldı. Hepsi benim sabanımın ucuna bakar."
Bir umutsuzluk rüzgarı esen topraklarda, yeniden umudu filizlendirmeliydi… Bu ülkenin insanının bunu yapabileceğini biliyordu. Umut için yönünü Samsun olarak belirledi. 19 Mayıs 1919'da kurtuluş mücadelesini başlatmak üzere Samsun’a ayak basmıştı.
O Samsun'a çıktığı zaman üstü başı yırtık, postalları patlamış, silahsız bir er gördü. Yüzünün rengi bakıra dönmüş, bir deri bir kemik kalmış bu Türk askeri ağlıyordu.
Ona sordu:
- Asker ağlamaz arkadaş, sen neden ağlıyorsun?
Er irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yüz ona yabancı değildi. Hemen doğruldu ve Anafartalar'daki komutanını çelik yay gibi selamladı.
- Söyle niçin ağlıyorsun?
İç Anadolu'nun yanık yürekli çocuğu içini çekti:
- Düşman memleketi bastı, hükümet beni terhis etti. Silahımızı elimizden aldı. Toprağıma giren düşmanı ne ile öldüreceğim?
Mustafa Kemal Atatürk, erin omzuna elini koydu:
- Üzülme çocuğum, dedi. Gel benimle!
…ve Samsun deposunda giydirilip silahlandırarak yanına aldığı ilk er bu Mehmetçik oldu.
Umutsuzluğu değil umudu, korkaklığı değil cesareti, yenilgiyi değil zaferi sevdi.
Umut bittiğinde umut ışığı, cesaret kaybolduğunda kahraman, yenilgi yaklaştığında zafer oldu bu ülke için.
Ne savaşlar verildi uğruna, ne çok kan döküldü bu güzel ülke için…
19 Mayıs, Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsun'da karaya çıkışlarını, Türk bayrağının bir daha inmemek üzere dalgalanışını sembolize eden, vatan sevgisinin en derinden hissedildiği, en özel milli günlerimizden birisi.
Gençlere hediye edilmiş bir bayram. Bu ülkeyi ve bayrağını ileriye taşıyacak, bağımsızlığımıza sahip çıkacak, yeni umut filizleri, cesaret öncüleri ve yenilmez savaşçılar, oldukları için.
O da gençti Samsun’da Kurtuluş Savaşı'nı başlattığında…
Bugün unutmamalı ve yürümeliyiz el ele, omuz omuza, adım adıma, barış içinde, ülkenin Samsun’a çıkan tüm yollarında.
Kendimize yabancılaşmadan, bir olmanın bütünlüğü ve keyfi ile “genç kahramanın” umut dolu yüreği, cesareti ve zaferini taşıyarak, gururla ve vatan sevgimizle…
Paylaş