Paylaş
Terör hayatı dondurmak, zihinlere korku ve şüphe yayarak, kurbanlaştırma duygusunu yaymak ister.
‘Terreo’ latince korkutmak kökenli bir kelime terör.
Terör, toplumu korkutmak ve yaşamının sıradanlığını bozmak ister. Kendilerini var etmek, ideolejilerini yaymak, varlıklarını hissettirmek için, bilinmeyen, gizli, belirsiz, görünmeyen kimliksiz bir korku unsuru olarak hayatı dondurmak, zihinlere korku ve şüphe yaymak ister.
Terör sıradan bir halde karşımıza çıkar. Sıradan bizim gibi, aramızda yaşayan gezen, mahallemizi paylaştığımız, bize benzeyen veya benzemeyen, birlikte otobüse bindiğimiz, restoranda yemek yediğimiz, sıradan görünen insanlar tarafından gerçekleştirilir. Terör kendi içindekini de kurban seçer. Ona seçilmiş insan rolü verir, kötülük kavramını onlar için kutsallaştırır, ideolejileştirir, muhteşem bir ölüm, sonsuz cennet, gibi vaatlerle beyinler yıkanır. Bir gruba ait olmanın ve aidiet duygusunun etkisiyle, kalabalıklaşılır. Çocukken, gençken başlar çoğunun ikna süreci. Aile bağları kopmuş veya kopartılmış olur ki itaat etsinler, tek tip bir düşünceyle beyinler yıkanarak kandırılırlar ki yapabilsinler. Sıradan insan görüntüleriyle, diğerlerinin arasına girerler ve kendilerini yok ederken birçok insanı katletmeyi sıradan hale getirirler.
Toplum zaman içinde zaten duyarsızlaştırılırmıştır. Birçok oyunda, filimde bombalar patlar ve her yer harap hale gelir. Kan ve insan eti her yeri sarar. Şiddet sıradan hale gelir. Kitleler duyarsızlaşır. Şiddetin etkisi gerçek olmadığı için çok yoğun olmaz. Sinemadan çıktığında, televizyonu, bilgisayarını kapadığında, oyun ve film biter, duyarsızlık, sıradanlık kalır.
Kitlesel şiddet eylemelerini beraberinde getiren terör ise, kurban arar. Kitlesel travmaya önderlik eder ve ‘şiddet sarmalı’ başlar. Sıradan yaşamı gerçek bir belirsizlik ve kaos ortamına dönen toplumda, kaos ve belirsizilik yaşamı engeller. Travma etkisi yıllarca toplumsal zihinde kalır, korku tüm toplumu sarar.
Teröre bağlı travma, genellikle toplum üyelerini birleştirir. Acı, tek yürek yapar, üzgün, öfkeli, isyankar ve hayatı dudurur kılar. Öfke büyür, kısa bir süre sonra gruplaşma, ötekileştirme, yan şiddetler başlar. Toplumsal ayrılıklar ve düşmanlıklar artar. Toplumun bir kesimi bu şiddetten korkar. Sadece izler, kendinden uzaklaştırır, yüreğini rahatlatır. Bir kesimi ise geniş zaman diliminde, teröre kurban verdiği, askeri, öğrencisi, öğretmeni, memuru, esnafı, çocuğu, babası, annesi için, can acısı duyar. Geçmeyen bitmeyen dinmeyen bir sızı . Hayat onlar için bitmiştir. Ocaklar sönmüştür.
Travma bombanın atıldığı anda başlar, ama bitmez, tekrarlar, tekrarlar…
Toplum kesimleri empati yapabilme yeteneğini kaybetmemişse, kendini acının içine koyar, yas tutar, ağlar, acıyı paylaşır dindirmeye çalışır. Toplum vicdanı yara alır. Kapanmaz bir yara. Sadece birlik beraberlik ve dayanışma duygularıyla, biz olabilenler yaralarını, sızılarını azaltabilir. Tekrardan ayağa kalkar, ‘ben varım, yaşıyorum ve terörü lanetliyorum’ der. Sözde değil, yüreğinde der. Hissederek der. Can acısı ile der.
Toplum ne olduğunu anlamaya çalışan zihinlerle işlemeye başlar. Kayıpların yası bitmez. Bu korkunç trajedi, korku ile anılaştırılarak zihne yerleşir. Nesillere aktarılır.
Terör korkutmak ister. Hayatı dondurmak, zihinlere korku ve şüphe yayarak kurbanlaştırma duygusunu yaymak ister.
Yürekde hissedilen paylaşılan acı, ölümü sıradanlıktan uzaklaştırır. Bu ideolijik terör, bu etnik terör, bu kişisel şiddet, bu başkasının acısı, bu benim acım değil demek sadece toplumu ötekileştirir. Bir insanı yitirmek acı gelirken. Yüzlerce insan kaybınını, katlini kanıksamak, teröre yardımcı olmaktır. Acıyı paylaşmak, bütünleşmek, biz olmak, insan kalmak, kurban olmamak, sevgi, uzlaşı, barış içinde hayata devam edebilmeye çaba göstermekle olasıdır.
‘Memleket isterim terörden uzak olsun’ temennisiyle, Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Memleket İsterim’ mısraları yüreğimize ifade olsun.
Şikayetimiz var
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Paylaş