Paylaş
Birine bağlanmadan önce onun ne tür bir insana dönüşeceğini düşünür müsünüz?
Hayat bir masal değil. Aşk da öyle. Biraz gayret, kararlılık, mizah anlayışı ve tabii biraz da şansın yardımıyla aşk ve ilişkilerimiz ayakta kalabilir.
Karşı cinsle ilişkilerimizde en çok karışımızdakini değiştirmek istediğimizde hayal kırıklığına uğrarız. İlgi duyduğumuz kişi bize ne kadar uygun?
"Uygun olmasak da fark etmez ki, ben onun beğenmediğim özelliklerini zaman içinde değiştiririm." diye düşünüyor olabiliriz.
Bu çok zor, o istemedikçe değişmeyecektir. Belki de bize değişmiş yüzünü gösterecek, aslı sonradan ortaya çıkacaktır.
Siz isteseniz de istemeseniz de bağlandığınız insan acaba ne tür bir insana dönüşecek? Masallarda kurbağalar insana dönüşür. Peki, ya tam tersi olursa?
***
Evvel zaman içinde, ülkenin birinde, altından yapılmış oyuncaklarla oynayan bir prenses varmış. En sevdiği oyuncağı da altın topuymuş. Havanın sıcak olduğu günlerde, ormandaki ırmağın yanında oturarak topuyla oynarmış. Fakat bir gün, çok sevdiği altın top parmaklarının arasından kaymış ve çok derin olan ırmağın içine düşmüş.
Küçük bir yeşil kurbağa topu prensese getirmiş ve topunu geri verirse karşılığında ondan bir isteği olacağını söylemiş. "Ne istiyorsun?" diye sormuş prenses kurbağaya. Beni sevmeni ve sevgini göstermek için beni öpmeni diye cevaplamış kurbağa… Prenses kurbağadan altın topunu getirmesini istemiş ve teşekkür etmek için ona küçücük bir öpücüğü kendini çok zorlayarak hediye etmiş… Tam bu sırada kurbağa yakışıklı genç bir prense dönüşmüş! Prenses çok şaşırmış.
aman geçmiş ve bir süre sonra prens ve prenses çok iyi arkadaş olmuşlar. Birkaç yıl sonra da evlenip sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
***
Sevgilimizi kendimize göre şekillendirip, kurbağa prens ya da prensesleri öpmeyerek kurbağa olarak kalmalarını mı istiyoruz? Yoksa değişim geçirmelerini mi? İşte burada karar sizin.
Öpsek de aynı kalsalar, kendileri gibi olsalar ama bize de farklı görünmeye çalışmasalar… Kurbağa değişmeyi istemese, prens olabilir miydi?
Belki de aslında o bir prensti ama cadı bir kadın onu kurbağaya dönüştürmüştü :) Kadının ve erkeğin karşılıklı olarak birbirlerini değişmeye zorlamaları cadı kazanı büyüsünün ta kendisi.
Değişimi kabul edersek değişiyoruz ama karşımızdakini o istemeden asla değiştiremiyoruz. Kendi beklentilerimize uygun şekillendirdiklemizin gerçeği ile karşılaşınca dönüşüm geçirdiklerini sanıyoruz.
Değişim sancılı. Değişmek zor, ama değiştirmek neredeyse imkansız.
Ancak birlikte değişebilen ve değişimlerinin hangi yönde olacağını görebilen çiftler başarılı ilişkileri sürdürebiliyor.
İlişkinin aşamalarına şöyle bir göz atarsak dört aşamanın geçekleştiğini görüyoruz.
İlk aşama ilişkisizlik aşaması. Bu aşamada kadın ve erkek birbirilerinin varlıklarından haberdar değildir. Burada, ilişkinin gelişip, gelişmeyeceğini belirleyen en önemli etken; "fiziksel" ya da "mekansal" yakınlıktır.
İkinci aşama farkında olma aşaması. Bu aşamada, henüz bir ilişki yoktur. Güzellik, çirkinlik, giyiniş, ses, davranış özellikleri gibi ilk izlenimleri dışsal özellikleri üzerine temellendirilmiştir.
Üçüncü aşama yüzeysel ilişki aşaması. İlişki kurulmuştur ama yüzeyseldir. Çekiciliğin olup olmayacağı, ilişkiden alınan ödüllerin miktar ve özelliğine, tutum benzerliğine ve sosyal onaya bağlıdır.
Dördüncü ve son aşama ise, karşılıklı ilişki aşamasıdır. Bu aşamada, kurulan ilişki izin verildiği ölçüde daha yakın ve samimi hale gelir. Bu aşamada çiftler kendi beklentilerini de göz önüne alırlar. İlişkilerine yön vermek için komutayı elde etme savaşı içine girmişleridir. Biz buna kısaca birbirini tanıma aşaması deriz… Tabii tanımanın sonu yok. Nereye kadar? Tanı tanı bitmiyor…
En iyisi siz prensinizi öpmeden önce iyice bir düşününün.Ya da diğer açıdan bakarsak aslında prens olanları kurbağaya dönüştürmeyin…
Elmalar gökten yağmaya devam ediyor, biri sizin için biri de kurbağanız için…
Paylaş