Konuşurken cümlelerimiz, yüzde yirmi ile yüzde elli arasında anlama kaybıyla dinleyene geçerken, dinlediklerimizin ortalama yüzde ellisini anlıyor ve aklımızda tutuyoruz. Ertesi gün yüzde kırkını, bir soraki gün ise yüzde yirmibeşini hatırlıyoruz.
Haberin Devamı
Dakikada yaklaşık yüz yirmi beş kelime ile konuşurken, ortalama beş yüz kelimelik bir dinleme kapasitemiz bulunuyor. Bu fiziksel kapasitemize rağmen, konuşma eylemini dinlemekten daha çok gerçekleştirmeyi seviyoruz.
Konuşabilmek, anlatabilmek güzel, etkileyici konuşmayı başarabilmek ise son derece önemlidir. Akıcı, mantıklı ve hedefe yönelik konuşabilmek ve kendini dinletebilmek bir beceri, sohbet edebilmek ise hayatın tadıdır. Konuşmak karşılıklı bir eylemken, sürekli konuşmak ve kendini anlatmak bazı durumlarda dinleme eylemini etkisiz hale getirebilir. Konuşabilmek kadar etkin dinleyebilmek de çok önemli ve zor bir iletişim becerisidir.
Alışkanlıklarımız iletişim tarzımızı belirlerken, etkin dinlemek, konuşma ve dinleme eylemini birlikte içeren ‘anlama odaklı’ farklı bir dinleme alışkanlığıdır. Tabii ki duruma göre bazen konuşmak, bazen de etkin dinlemek gerekir.
Haberin Devamı
‘Evet’ cevaplarının çoğunluğuna göre konuşma ve dinleme alışkanlıklarınızı gözden geçirebilirsiniz.
Anlatırım:
Bir sohbeti başlatmaktan ya da başı çekmekten hoşlanırım.
Sorulduğunda yaptıklarımı ve başarılarımı başkalarına anlatmaktan mutlu olurum.
Konuşan birinin sözünü kesmekten çekinmem.
Kolayca konuşmaya girerim.
Düşündüklerimi ve planladıklarımı anlatmak daha kolay gelir.
Mükemmel bir akıl vericiyimdir.
Çok fazla bilgim olmasa da o sohbete bir şekilde katılırım.
Zaman ayırıp düşünmediğim bir konu hakkında konuşabilirim.
Bazen kendimi söylemem gereken şeye o kadar kaptırırım ki başkalarının verdiği tepkiyi farkedemem.
Bir olayı bir durumu anlatırken, abartarak konuyu renklendiririm.
Neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusundaki fikirlerimi söylemezsem kötü hissederim.
Bir ortama ilk girdiğimde kontrolü elime alır ve konuşarak kendimi ifade ederim.
Sohbet sırasında benim gibi düşünmeyen birine rahatlıkla yanlış düşündüğünü söyler, kendi haklılığımı ispat etmeye çalışırım.
Zaman benim için çok önemli, öyle konuşulan şeyleri dinleyerek oyalanamam, söyleyeceğimi söyler giderim.
Canlı, yoğun, aktif, katılımcı bir konuşmacısınız. Birileri tarafından izlenmek ve dinlenmekten zevk alıyorsunuz. Kendinizi anlatmak hoşunuza gidiyor. Konudan sıkılırsanız rahatlıkla değiştirebiliyor, kesebiliyorsunuz. Kendi görüşlerinizi baskın bir şekilde savunmak ve empoze etmekten sakınmıyorsunuz. Haklı çıkmayı seviyorsunuz. Detayları tanımlamaktan ve bilgi vermekten hoşlanıyorsunuz. Zamanla yarışmak sizin için önemli, bu nedenle de sözü söyleyip gitmeyi tercih edebiliyorsunuz. Çevrenizde çok konuştuğunuzu söyleyenler varsa, biraz onlara kulak verin.
Dinlerim:
Sorunları çözmek için bana yardımcı olabilecek bilgileri dinlemeyi severim.
Başkalarını konuşmaya dahil etmek için uygun sorular sorarım.
Birinin söylediklerimi anlayıp anlamadığını kolayca fark ederim.
İnsanların sözleriyle, beden dilleri arasındeki uyuma dikkat ederim.
Beni ileriye götürecek farklı görüşleri dinmekten hoşlanırım.
Biri bana bir şeyler anlatıyorsa, onu kendi düşüncelerimi durdurarak dinleyebilirim.
Karşımdakinin onu dinlediğimi fark etmesi için anlatığı içerikten ne anladığımı özetlerim.
Dinlerken zaman zaman anlattıklarını “Şu şekilde anladım doğru mu?” diye sorarım.
Kendi fikrimi sorarsa söylerim, onun anlattıklarından anladığımı geri bildiririm.
Yeri geldiği zaman açıklamasını derinleştirecek sorular sorarım.
Yeni bir ortama girdiğimde çevremde konuşulanları dinler, ortamı anlamaya çalışırım.
Başkalarının benimle aynı görüşte olmadığı durumlara saygı gösteririm.
Benim düşüncelerime uymasa da konuşmacıyı önemseyerek dinlerim.
Düşünceme uymayan durumlarda anladığımı belirtir, kendi görüşümü “Benim düşünceme göre” diye başlayan cümlelerle ifade ederim.
Sizinle sohbet edenler genellikle rahatlamış bir şekilde size geri dönüş yapıyorlar. Dinlerken eleştirmekten çok, anlamayı tercih ediyorsunuz. İnsanların farklı düşünceleri olabileceğini saygıyla kabul ediyor, değişmeyecek düşünceleri tartışmak yerine ‘bana göre’ açıklamasında bulunuyorsunuz. Söz kesmeyi, dinlerken başka şeylerle uğraşmayı sevmiyorsunuz. Sadece söze değil, söz ötesi davranışlara da dikkat ediyor, konuşulanları anlamaya çabalıyorsunuz. İyi bir dinleyicisiniz. Bu konuşmadığınız anlamına gelmiyor. Etkin bir dinleme ile konu odaklı kalmayı başarıyorsunuz.