Prof. Dr. Yıldız Dilek Ertürk
Prof. Dr. Yıldız Dilek Ertürk
Prof. Dr. Yıldız Dilek ErtürkYazarın Tüm Yazıları

Acemi yalancı Pinokyo

Konuşan bir ağaç kütüğü Geppetto isimli kukla ustasının eline geçer ve bu doğa dışı ağaç kütüğü yontarak tahta bir kukla yaratır.

Haberin Devamı

Yalan söyleyemeyen kukladan, yalan söyleyebilen insana…

“Tahtadan bir kukla olarak yaratılan Pinokyo'nun tek isteği Gepetto babasının dileği gibi gerçek bir çocuk olmaktı. Ama bunu elde edebilmesi için bencil kişiliğinden vazgeçmesi gerekecekti. Bunun için Gepetto'nun sevgi dolu yuvasından ayrılıp, dünyayı keşfetmek üzere eğitici bir yolculuğa çıktı. Bu yolculuk sonunda Pinokyo, Mavi Peri tarafından gerçek bir çocuğa dönüştürüldü”.

İtalyan yazar Carlo Collodi'nin 1878'de kaleme aldığı çocuk romanı (Avventure di Pinocchio: Storia di un Burattino) Pinokyo'nun Serüvenleri: Bir Kuklanın Hikayesi’ni hepimiz biliriz. Çocukluğumuzdan beri bize yalan söyledikçe burnu uzayan tahta çocuğun masalı anlatılır.

Acemi yalancı Pinokyo

Haberin Devamı

Yalan nedir?

“Yalan, aldatmak, gerçeğe aykırı, asılsız, uydurma söz. Durumu örtbas etmek, gizlemek amacıyla gerçeğe uygun olmayan bir girişimle yanıltıcı olmak.”

Konuşan bir ağaç kütüğü Geppetto isimli kukla ustasının eline geçer ve bu doğa dışı ağaç kütüğü yontarak tahta bir kukla yaratır. Canlı, hareketli, kıpır kıpır bir kukla. Bu kukla bir gün gelir ustasının elinden kaçar ve kendini bulacağı, keşfedeceği bir yolculuğa çıkar. En kötü alışkanlığı sürekli yalan söylemesidir.

Acaba Pinokyo’nun yalanlarının arkasındaki maksat nedir?

Bir başkasını incitmemek, yardım etmek için mi?

Suçlanmaktan kaçmak ya da suçu bir başkasına atmak için mi yoksa kasıtlı ve maksatlı olarak zarar vermek için mi? Belki de popüler olmak, hak etmediği bir ödülü alma çabası veya anlattığı bir hikayeyi süslemek için. Pinokyo’nun yalanlarının arkasındaki gerçekleri bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz, Pinokyo’nun her yalanında tahta burnunun biraz daha uzadığı ve yalanlarıyla yüzleşmek zorunda kalarak, zamanla doğru söylemeyi öğrendiği, masalın sonunda gerçek etli kanlı bir insana dönüşerek ödüllendirildiği.

Peki, tahta kukla gerçek bir insan olunca yalandan vazgeçer mi ya da insan olunca yalan söyleme özelliği yok olur mu? Yalan söylediğinde burnu uzayan tahta çocuk gerçek hayatta yalanları nasıl fark edecektir? Bunları da bilemiyoruz.
O mükemmelliği bulmuştur ve yalanın kötülüğünü görmüş, yalan söylemeden yaşamanın mükafatını da insan olarak almıştır. Artık o da çevresindeki diğer insanlar gibi “ben asla yalan söylemem” diyen ve burnu uzamayan, yalan söylediği bir türlü belli olmayan, diğerlerine benzemiştir. Masalın “mutlu” sonu bu şekildedir.

***

Haberin Devamı

Yalan söyle ama belli olmasın. Bunun yalan olduğunu hepimiz bilelim ama açığa çıkarmayalım çünkü bizim de yalanlarımız var. “Asla yalan söylemem” dememiz gibi.

Geppetto Usta nasıl davranmamız, ne düşünmemiz, hissetmemiz gerektiğini bize ders olarak vermekte. İnanmamız, korkmamız ve arzulamamız ya da yapamamamız gerekenleri öğretmekte. Nasıl giyinmeliyiz, bakmalıyız, neleri tüketmeliyiz, başarılı olmanın püf noktaları neler? Bu masalımızda, diğer kötü alışkanlıkları edinmemizi önleyen masallar gibi açıkça söylemekte ki “Yalan söylemek toplum tarafından ayıplanan, kınanan kötü bir alışkanlıktır”.

Duygularımızı, düşüncelerimizi, ahlaki olarak nasıl gizleyebileceğimizi öğrenmemizin bir yolu etten kemikten bir insan olmaktır. İnsan olursan yalan söylediğinde tahta kukla olduğun zaman gibi burnun uzamaz. Çünkü yalan insanın ruhsal savunma mekanizmalarından biridir. Onu kaygı hissettiren düşüncelerinden uzaklaştırır. Geçici olarak rahatlatır ve durumu kurtarır.

Haberin Devamı

Bazen yalan ağzımızdan birden bire çıkar, düşünmeden öylesine bir anda: Çizmelerimi İtalya’dan kocam getirdi.
Bazen de durumu kurtarmak sosyal uyumu bozmamak için: Çok isterdim ama doktor randevum var, gelemem.
Ben hatasız olmalıyım mükemmellik benim işim, başaramamış ve yapamamış olamam diye hissettiğimizde: Akşam bizim kız o kadar ateşlendi ki bugünkü dosyayı sunuma hazırlayamadım.

Kendimizi yüceltmek, başkalarının hayranlığını kazanmak istediğimiz durumlarda: Lisenin basket takımının kaptanıydım. Tabi o zamanlar saçalarım da bugünkü gibi değil. Sırma gibi omuzlarımda…

Çok sırrımızın olduğu durumlarda ise açık vermemek için yalan üstüne yeni bir yalan…

Haberin Devamı

Yalanların arkasından gelen küçük avuntu cümleleri; elimde değildi, ne yapabilirdim ki, yanlışlıkla oldu, böyle olacağını bilmiyordum… Böylece iç dünyamızı tehdit eden etkenlere karşın savunmaya geçer ve tepki gösteririz.

***

Küçük, zararsız, bilerek söylenen yalanları anlamak ve kabul etmek mümkündür. Ancak en çok zarar, savunma mekanizmamızın otomatik devreye girerek bizi korumak için ortaya attığı, bilinçdışı devreye giren ve tekrarlanan yalanlardır. Bugün zor olan şey dürüst, samimi ve kendi farkındalığımıza vararak yaşamaktır.

Gurur ve kibir içinde söylediğimiz yalanlar ve savunmalar zamanla alışkanlığa dönüşür. Belki kendi yalanlarınızı bile göremez, duyamaz, anlayamaz oluruz.

Haberin Devamı

Yalan söylemek tamamen kendimizi korumaya almak için otomatik olarak devreye girmekle birlikte, kendimizi korurken başkalarına verebileceği zararı da göz ardı etmememizi gerekir.

EEE ne demişler yalan söylemeyen insan yoktur, yalan söyleyemeyen insan vardır.

Pinokyo da başta yalanlarıyla kendini ele veriyordu ama insan olduktan sonra burnu uzamadığı için yalanla yaşama sanatını öğrenmiş oldu.  

Yazarın Tüm Yazıları