Paylaş
Çiftler arası ten uyumu mutlu evliliğin olmazsa olmazlarından biri mi?
Bir çiftin salt anne baba ya da ev arkadaşı olarak yer aldığı, kadın-erkek kimliklerini ihmal ettikleri bir evde, sağlıklı bir sevgi akışının olduğundan bahsedemeyiz elbette. Konu sadece ev arkadaşlığı olsaydı iki karşı cinsin birlikte yaşamaya çalışması herhalde dünyanın en zor dengelerinden biri olurdu. Bunu başarabilen insanlar elbette yok değil ama çoğumuz ev arkadaşı olarak hemcinsimizle daha rahat hissederiz. Erkekler için birlikte maç seyredip yorum yapabileceği, kadınlar için duygusal iniş çıkışlarını aynı dille paylaşabileceği bir hemcinsi daha kolay yaşanır olabilir.
Ancak evlilik bir ev arkadaşlığı değildir. Hayat arkadaşlığı, yoldaşlıktır aynı zamanda. İyi günde ve kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta bir arada olmaktır. Bu iniş çıkışlar için dayanma gücüne ihtiyaç vardır ve bu güç ancak sevgiden, sevildiğini hissetmekten alınır. Bir çift için de sevgiyi paylaşabilmenin en özel yolu sağlıklı ve mutlu bir cinselliktir.
Evlenmeden önce birlikte yaşamak yani bir nevi evlilik provası yapmak ilişkileri çabuk mu tüketiyor yoksa evlilik hayatına sağlam adımlarla adapte olmak için faydalı mı?
Evlenmeden önce birlikte yaşamayı bir evlilik provası olarak görmek, çok sağlıklı ve belirsizliklerin ortadan kaybolduğu bir geçiş dönemi olabileceği gibi, olduğu kişiyi ortaya koymaktan imtina eden bireyler için yanıltıcı da olabilir. Tıpkı bir filmin fragmanına bayılıp, sonra bütün iyi sahneleri fragmanda izlediğini, filmi izlerken anlamak gibi.
İlişkiye sonuç değil, süreç odaklı bakmak gerek aslında. Sonunda salt bir evlilik kararı, bir imza hedeflenen bir ilişki, süreçte ne kadar keyifli ve ne kadar doğal yaşanabilir ki. Ancak sonunda evlilik kararı varsa ilişkiyi anlamlı gören, ilişkiyi yaşamayı değil de sonunda evliliği hedef olarak gören bir birey, ilişkide kendini gizleme, gerçek kimliğini saklama eğiliminde olur. Gerçek tepkilerini göstermekten imtina eder, çünkü hedefine ulaşacağı yolda kendi kendisine engel olmak istemez.
İlişkiye bir isim koyma ihtiyacı gerek yetiştiriliş tarzımızın, gerek toplum beklentilerinin bizde oluşturduğu baskıdır aslında. Adı evlilik olduğunda, ilişki içerisinde kendini daha güvende hissetmek bir yanılgıdır. Örneğin bizi sevdiği için aldatmayacağına güvenemeyip, evli olduğu için aldatmaması gerektiğini düşünmek gibi.
Bu yüzden evlilik değil, mutlu bir ilişki yaşamak öncelikli hedef olmalı aslında. İlişki doğal ve samimi yaşanmalı. Aksi takdirde çift evlenmeden önce yıllarca aynı evi de paylaşsa da samimiyetsiz bir ilişki ancak mutsuz bir evliliğe kapı açar.
Hazırlayan: Sedef Batı/ MUTLU AİLELERİN 101 SIRRI KİTABI
Paylaş