Paylaş
İlişkilerde erkek ve kadının fonksiyonları zaman zaman yüz değiştirse de temelde değişmeyen bazı özellikler var. Özellikle erkeklerin ilişkilere bakış açısı kadınlar tarafından anlaşılmaz bulunduğu için erkeklerin ruh halini masaya yatıran Yaşam Koçu ve Evlilik Danışmanı Yeşim Varol Şen, konuyla ilgili şunları aktarıyor…
Kadını Korumak Erkeğin Doğasında Var
"İlk çağlardan beri erkek profiline bakarak başlamak lazım belki de. Mağara döneminde bile kadınlar mağara civarında yaşarken, erkek avlanmaya çıkarmış. Sonrasında yeni topraklar fethetmek, ailelerinin güvenliğini sağlamak için erkekler savaşa gidermiş.
Sonra ‘şövalyelik’ kavramı çıkmış ortaya. Birçok masalda prensesleri ejderhalardan, kuleye kapatan kötü kalpli cadılardan kurtaran şövalyeler anlatılır hala. Hiçbir masalda prensesin şövalyeye kendisini nasıl kurtaracağını anlattığını duydunuz mu? Prensesler kurtarılmayı beklerken sessizce gözyaşı döker, prens kendi imkanlarıyla ejderhayı alt eder ve sonunda prenses kahraman şövalyesine aşık olur.
Elbette hiçbir kadının hayatı başkasının kendisini kurtarmasına bağlı, aciz yaşamasından bahsetmiyoruz. Ama erkek psikolojisine bakarsak, kadını korumak kollamak, eşi için bir şeyler yapmak doğalarında var."
Erkeğin Gözünden İlişki
"Günümüze dönersek, çoğu erkek artık babasını rol model almıyor. Çünkü onlar da erkek egemen evliliklerin annelerini ne denli mutsuz ettiğini görmüş ve bundan ders çıkarmışlar. Zaten evlendikleri kadınlar da annelerine pek benzemiyor. Daha bağımsız, ayakları üzerinde duran, kariyere öncelik veren güçlü kadınlar. Erkek zaten ezebileceği değil, başarısından gurur duyacağı kadını seçmiş eş olarak. Bu sebeplerle hayran olmuş, adı aşk olmuş zaten.
Sonra hayat başlıyor. Kadında hayran olduğu güç, bir dönem sonra kendini ezici bir şekilde hissettirmeye başlıyor. Erkekler kadınlar gibi değil, çoğu erkek bıçak kemiğe dayanmadıkça, her mutsuzluğu dile getirmiyor hemen.
Evde tartışma veya huzursuzluk olmaması arzusu, onları zaman zaman sorunları ertelemeye itebiliyor. Fakat bir dönem sonra, eşinin dominant davranışları karşısında rahatsız olmaya başlayan erkekler, farklı reaksiyonlar geliştirebiliyor. Ya isyan başlıyor (ki bu evde sürekli tartışma ve huzursuzluk anlamına geliyor ve şiddetli geçimsizlikle sonuçlanıyor) ya da pasifize olmuş erkek, evlilik etiğine aykırı da olsa kendini aktif hissedebileceği yeni alanlar yaratma ihtiyacı hissetmeye başlıyor."
Evde Kedi, Dışarıda Kaplan Erkekler
"Eşi bir ‘anne’ye dönmüş erkekler, yanında kendilerini huzuru ve güçlü hissedebilecekleri bir ‘kız arkadaş’ a ihtiyaç duymaya başlıyorlar. ‘Evde kedi, dışarıda kaplan’ tabir edilen hayat modelleri çıkıyor ortaya.
Aslında bu sadece kadın ya da erkek farkı değil elbette. Hiç kimse sürekli yönetildiği, her adımı kontrol edilen ve sürekli talimatlarla yaşadığı bir hayatı tercih etmez. İlişki kurmanın, evliliğe adım atmanın amacı mutlu olmaktır.
Evlilikler hapishaneye döndüğü anda kadın ya da erkek herkes özgür bir nefes alabilmenin, parmaklıkları aralayabilmenin düşünü kurmaya başlar. Bu nedenle ‘Evlilik müessesi’ tanımını, ‘Evlilik ciddi bir kurumdur’ lafı yanlıştır. Çünkü hiç kimse bir kurumun katı kuralları içinde yaşamayı tercih etmez. Hatta bırakın yaşamayı, patronun tekelinde bir yönetimde, fikirlerine hiç değer verilmediğini hisseden bir ortamda çalışanlar bile gün gelip kendi işinin patronu olacağı günleri hayal eder.”
Paylaş