Paylaş
Sorumluluk duygusu olmadan ilişki olmaz. Hiçbir şey olmaz. İlişki yaşıyorsak eğer, sorumluluk anlayışımız olacak, fedakarlıklarımız ve etik değerlerimiz olacak. Olmazsa hayal kırıklığı, yaralanmalar kaçınılmaz!
Bir ilişki de yaşıyor olsalar, evli de olsalar, gözü dışarıda olan, avcı misali av peşinde koşan, fırsat kollayan erkeklerle sık karşılaşıyoruz. Sebepleri ise türlü türlü…
- Sorumluluk almayı öğrenememiş olmaları.
- Bir türlü büyüyememeleri. Annelerinin gereksiz korkularıyla her istediklerini önlerine koyarak yetiştirmelerinin lüksünü kaybetmemek için büyümeyi reddetmeleri.
- “Erkek adam çapkınlık yapar” hikayeleri ile büyütülmüş, hayatta en büyük başarının birlikte olunan kadın sayısının çokluğu olduğu zannıyla yetiştirilmiş olmaları.
- Aslında kendi içlerinde değer duygusundan, öz güvenden yoksun birer birey olmaları. Dolayısıyla, onların tabiriyle “tavladıkları” her kadınla kendilerini değerli hissetmeye ihtiyaç duymaları.
- Günümüzün güçlü, akıllı, başarılı kadınının altında ezilip, kendini yanında “daha güçlü”, “daha akıllı” hissedebilecekleri, yani genelde eşlerinden aslında daha alt nitelikte kadınlar aramaları.
- Hayatın merkezinde olduklarını ve her şeye hakları olduğunu zannetmeleri. Sinirlenince eşlerini dövmeye, canları isterse aldatmaya hakları olduğunu düşünmeleri.
- Erkek erkeğe sohbetlerde çapkınlık hikayeleriyle ilgili atıp tutarken aslında yalan söylüyor olmaları ve hayatlarında pek az kadın tanıyabilmiş olmaları…
Sonuçta sebep çok. Zaten sosyal ortamların son derece rahat, insanların daha sınırsız olduğu günümüzde, bu sebeplerin üzerine kaçamaklar kurmak çok kolay. Gözü dışarıda birçok erkek zaman zaman kaçamak yapmak derdinde, bazen de gerçekten duygu arayışında. Fakat her halükarda sonuç hayal kırıklığı ve travma. Üstelik sadece eşinin gözü dışarıda olan kadın için değil. Aslında erkek de yaralanıyor. Çünkü aldatabildiği kadına saygı duymuyor. Yanındayken başka kadınların aslında daha cazip olduğunu düşündüğü kadına sevgisi örselenmeye başlıyor. Kandırabildiğini hissettiği insanaı kendi içinde yükseklere oturtamıyor. Dolayısıyla duygularla beraber ilişki de örselenmeye başlıyor.
Hayatta içgüdülerle değil akıl ile ilerlemek lazım. Nasıl alerjimiz olan bir yiyeceği canımız çok çekse de yiyemiyoruz, sonuçlarını göze alamıyoruz. Yani seçim yapıyoruz. Yok akıl değil, temel içgüdüler sizi baştan çıkarttıysa o zaman gözünüz nerede ise ruhunuz ve bedeniniz de orada olsun. Cismi yuvada gözü dışarıda erkekler herkese zarar.
Yeşim Varol Şen
Yaşam Koçu ve Evlilik Danışmanı
Paylaş