Paylaş
Yoga, Tai Chi gibi uzak doğu hareket disiplinleri, obezite tedavisinde tavsiye edilen çalışmaların başında gelir. Aslına bakarsanız, ikisi de fazla kalori harcamayı gerektirmezler. Evet, kasları güçlendiren duruşlar çoktur ama onların yağ eritmek gibi bir hedefleri yoktur. Peki nasıl etkili olurlar, hatta gerçekten etkili olurlar mı, işte bunun üzerinde düşünmeye değer...
Yoganın insana iç huzuru, sükunet, sabır telkin ettiğini, vücut esnekliğini arttırdığını kasları güçlendirdiğini biliyoruz. Ancak Yoganın kilo kontrolü üzerinde ne gibi bir etkisi olabileceği son yıllara kadar bilimsel alanda araştırılmamıştı.
2005 Yılında, kendisi de doktor olan bir Yogi; Alan Kristal ve ekibi, ABD/Seattle’daki “Fred Hutchinson Cancer Research Center” da kapsamlı bir çalışmayı tamamladılar. Yoga yapan ve yapmayan 15.500 yetişkin kadın ile erkeği, on yıl süre ile izlediler. Onları belirli aralıklarla tartıya çıkarıp ağırlıklarını kaydettiler. Dosyalar kabardıkça, kabardı. Dile kolay, 10 yıl ve 15.500 denek! Sonuçlar ilginçti; Yoga yapanlar, en kritik yaşlarda, menopoz döneminde bile kilo almıyorlardı.
- 4-5 yıl boyunca, haftada en az bir kere yoga yapan grup, kilo almak bir yana, rejim yapmadıkları halde, az da olsa kilo vermişlerdi.
- Yoga yapmayanlar ise 10 yıl içinde az veya çok muhakkak kilo almışlardı.
Tai Chi eski bir savaş sanatıdır. Zihinsel konsantrasyonu gayet yavaş bir hareket koreografisiyle birlikte kurar. Zihne ve nefese yoğunlaşır. Sayısız araştırma Tai Chi’nin dengeyi geliştirdiğini, dayanıklılığı arttırdığını, ağrılarla baş etmeyi kolaylaştırdığını kanıtlamıştır. Kilo kontrolündeki etkisi ise son zamanlarda sorgulanmaya başlamıştır. Neticede; Tai Chi yapan insanların daha sakin, daha huzurlu ve dengeli oldukları, kendilerine, sağlıklarına karşı daha özenli davrandıkları belirlenmiştir. Bütün bunların sonucu olarak sağlıklı yeme davranışlarına yöneldiklerinden, Tai Chi yapanlar da kolay kolay kilo almazlar.
Öte yandan, birçok fitness uzmanı, Tai Chi ve Yoga hareketleri ile kasların en derin seviyede kullanıldığını gözlemlediler. Düzgün bir seansın sonunda vücudumuzda kullanılmayan bir kas, uyarılmayan bir organ kalmaz. Doğal olarak kaslar güçlenir ve yağ kitlesinin azalmasına yardımcı olur.
Meditasyon üzerine yapılan incelemelerin sonuçları da hayli ilginç. Raporlara göre; düzenli olarak meditasyon yapan kişiler, vücut sinyallerini daha doğru bir şekilde algılamayı öğreniyorlar. Gerçek beslenme ihtiyacı ile duygusal açlığı ayırt etmek konusunda bir uyanıklık ve iç görü kazanıyorlar.
- Üç ay süre ile günde yarım saat meditasyon yapanların daha sağlıklı bir yaşam tarzına yöneldikleri görülüyor..
Bilişsel-davranışçı terapi olarak dilimize çevrilen bu yaklaşım, “burada ve şimdi” nin farkındalığı üzerine yoğunlaşır. Dayandığı felsefe insan duygu ve davranışlarının düşüncelerden kaynaklandığıdır. Tedavi ile düşünceler değiştiği takdirde duygu ve davranış da değişecektir. Bugün dünyada en çok kabul gören ve en sık uygulanan, bilimselliği pek çok çalışmayla kanıtlanmış olan bu terapi yöntemi, obezite tedavisinde de etkin bir şekilde kullanılıyor.
Hepsi bu kadar değil tabii. Bu zihin-beden bütünlüğü yaklaşımı pek çok alanda karşımıza çıkıyor. Homeopati, ayurveda, akupunktur, hipnoz ve daha birçokları. Aslında genel olarak düzenli yapılan spor ve hareket de benzer etkiler gösteriyor. Kuşkusuz hepsini bir yazıya sığdırmak mümkün değil...
Paylaş