Paylaş
Kendimizi önemsemek veya şımartmak adına yaptıklarımız; kuaföre gitmekten, alışveriş yapmaktan ya da doktor doktor gezmekten, televizyon karşısında uyuklamaktan, bir yerde oturup yemek yemekten öteye geçmiyor. Sonuç olarak enerjimiz ve performansımız, gün geçtikçe düşüyor!
Kendimizi kandırabiliriz ama doğamızı değil!
İnsan, milyonlarca yıl önce, ormanlarda avlanan, bitkilerle tohumları toplayan bir canlı türü olarak yaratılmıştır. Eklemlerimiz, kaslarımız, zihinsel canlılığımız, hormonal fonksiyonlarımız, metabolik aktivitemiz, kandaki şekerin hücrelere aktarımı, tümü bu hareketli tasarıma göre ayarlanmıştır. Zekamızla tuzaklar kurup kendimizi kandırabiliriz ama vücudumuzun doğası bu mazeretlere aldanmaz.
Hareket olmayan yerde yaşam yoktur! Sağlığı geliştirmenin ve kendimizi huzurlu hissetmenin en ucuz ve en etkili yolu fiziksel aktiviteyi arttırmaktır. Düzenli hareket veya spor ulaşabileceğimiz en etkili Anti Aging tedavisidir.
Egzersiz, gençliğin en güçlü kaynağı olan büyüme hormonunu doğal yoldan yükseltir. Bu hormon gençlik iksirinin ta kendisidir! Tümüyle daha genç olmamızı ve görünmemizi, yağları yakmamızı, kas kütlemizin artmasını, dayanıklı olmamızı ve yaşama güvenle bakmamızı sağlar. Selülit, kılcal damar çatlamaları, varislerin hepsi dolaşım sorunudurlar. Kırışıklık ve sarkmalar ise hormonlarımızın zamanla düşmesiyle ilişkilidir. Spor yapan insanların cildi hemen canlanır. Yüzüne renk gelir, cildi gerilir, nem dengesi düzelir, gözleri parlar! Karın bölgesindeki yağları eritmenin, vücudu şekle sokmanın, sıkılığını korumanın biricik yolu da hiç kuşkusuz, spor yapmaktır.
1 hafta yatan kişinin kas kütlesi %20 azalır
Özellikle yaşı ilerleyen insanlar vücutlarını zorlamaktan kaçınırlar. Ağrılarından, düşmekten, başlarının dönmesinden korkarlar. Onlara ne kadar çok oturma fırsatı verirsek, ne kadar çok şeyi ayaklarına getirirsek o kadar iyi baktığımızı zannederiz. Sonuçta en küçük bir aksilik kemiklerinin kırılmasına neden olur. Böylece hareketsizlik artar ve saat hızla geriye saymaya başlar. Hareketsizlik daha fazla kas kaybına, kas kaybı yeteneklerin kaybolmasına, günlük faaliyetin bile sürdürülemediği bir noktaya doğru ilerler. Bir haftalık yatak istirahati, kas kütlesinde %20 kayba neden olur.
Doğadan kopuş ve teknolojik gelişmeler sağlığımızı bozdu
Eskiden insanların çok daha az şeye ihtiyaçları vardı. Onların en büyük serveti sahip oldukları enerjiydi. Yıllardır tüm yatırımlar her şeye ve daha çok şeye, oturduğumuz yerde sahip olabilmemiz için yapılıyor. Sosyalleşme yerine televizyonu, ziyaret yerine telefonu, yürüme yerine otomobilleri, dünyanın öbür ucuna ulaşmak için interneti geliştirdik. Ya gıdalar... Her gün yeni bir teknolojiyle daha hızlı üretim yolunu seçiyoruz. Sonuç bozulmuş gıda kalitesi ve gelişen tıp ile ilaç sanayi oluyor. Kuşkusuz artık daha çok paraya ihtiyacımız var. Çünkü tüm yaşam gibi ihtiyaçlarımız da yapay bir hale geldi. Gece gündüz çalışarak kazandıklarımızı; sağlığımıza, ilaçlara, doğamıza aykırı koşullardaki yaşamın yarattığı depresyonları azaltmaya, alışverişe, bizi oturduğumuz yere mıhlayan teknoloji ürünlerine harcamak zorundayız. Daima daha fazla çalışmak ve daha fazla kazanmak zorundayız. Yani kendi elimizle kazdığımız dipsiz bir kuyuya düşmüş bulunuyoruz. Çağımızı değiştiremeyiz ama her şeye rağmen doğaya dönmenin ilk koşulu öncelikle yeniden harekete sarılmaktır.
Paylaş