Paylaş
Doğum lekeleri normalde ciltte bulunan kan damarları ya da cilde rengini veren pigment hücrelerindeki bir bozukluk sonucu ortaya çıkar. Sıklıkla kuyruk sokumu üzerinde ve belde görülür. Lekeler bir ya da daha fazla olabilir. Boyutları birkaç cm’den 20 cm’e kadar ulaşabilir. Boyutları diğer doğum lekelerine göre daha büyüktür ancak vücut alanının %5'ini geçmez.
Moğollarda, Türklerde, Güneydoğu Asya halkında, Kuzey ve Orta Asya Türklerinde, Doğu Afrikalılarda, Kızılderililerde, Hispaniklerde görülür. Normalde doğumdan 3 ila 5 sene sonra veya en geç ergenlik çağında kaybolur. İstatiksel olarak bu olguya bakarsak, Doğu Asya halkı çocuklarının neredeyse hepsi moğol lekesiyle doğar, bu oran %95 ile %100 arasındadır. Anne veya babadan sadece birinin Asyalı olduğu bebeklerde de genellikle moğol lekesi oluşur. Doğu Afrika bebeklerinde %90-95 oranında ve Kızılderililerde de %85-90 oranında görülür. Ayrıca Latin Amerikan halklarında da %50-70 oranında rastlanır.
Rengi ilk yılda biraz koyulaşır, ilk 1 yıl sonunda kendiliğinden kaybolmaya başlar. 6 yaşına kadar kalıcı olabilen lekeler de görülebilir. Çok nadir ileri erişkinlikte bu lekeler kalabilir ve ciddi estetik problemlere neden olur. Böyle durumlarda lazer ile çözümler bulunmaktadır.
Moğol lekesi nadiren bazı metabolik hastalıklar ile birlikte olabilmektedir. En sık “Hurler hastalığı”, “Hunter mucolipidosis”, “Niemann-Pick” ve “Mannosidosis” ile birlikte meydana gelir. Özellikle yaygın, geç yaşlarda kaybolmamış ve fazla sayıda moğol lekelerinde bu metabolik hastalıkların olduğu düşünülmelidir. Ayrıca dudak yarıkları ile birlikte dudaklarda moğol lekesi olabilmektedir.
Aslında kendiliğinden ilk 5 yılda kayboldukları için tedaviye gerek yoktur. Yine de çok istisna olmakla birlikte erişkin yaş döneminde devam edenler özellikle (bel ve kalçada olanlar) kapalı alanlarda oldukları için fazla kozmetik problemlere neden olmazlar. Ancak yüz ve kollar gibi estetik alanlara yerleşenler, fazla sayıda ve büyük olanlar ciddi estetik problemler yaratır. Bu durumda lazer tedavileri devreye girer.
Tedavi prensibi lekeyi oluşturan damarların içinden geçen kan hücrelerinin lazer ışığı ile yakalanmasıdır. Böylece damar içinde ısı etkisiyle damar zedelenir. Bir süre sonra damar kaybolur ve böylece her seansta leke solmaya başlar. Lazer tedavilerinin özelliği, hedef hücreleri etkilerken diğer hücreleri etkilememesidir. Böylece lazerler büyük olasılıkla izsiz tedavi gerçekleştirilebilme imkanı yaratırlar.
Lazerle tedaviler 4-8 hafta aralıklarla yapılır. Bu lekelerin seans sayısı (ortalama 5-20 seans) kişiden kişiye değişebilir.
Anneler doğum sonrası bebeklerinde bu lekeleri gördüklerinde üzülmemeli ve telaşlanmamalıdır. Özellikle moğol lekeleri erişkinliğe gelmeden silinip kaybolur, çok azı erişkinlik sonrasına sarkar. Bu durumda lazer tedaviler ile çözüm bulunmaya çalışılır.
Paylaş