Paylaş
Yeni bir güne başlarken tazelenmek gibisi var mıdır! Bu tazelenmeyi kimi zaman bakım ürünleriyle kimi zaman da yanımızdan ayırmadığımız makyaj malzemeleriyle yaparız. Her işe başlamak heyecanlı ve güzeldir, ya bitirmek! İşte tam da bu konuya değinmek istiyorum. Makyajımızı yaptıktan sonra çıkarmak zor ve meşekatlidir. Ama sağlığımız için bu süreçte çok önemlidir. Bir çok cilt sorunlarına farkında olmadan bu sayede tanışırız. Eve gelir gelmez yapılacaklar listesi başında bu süreçte olmalıdır. İlerleyen dakikalar ile özellikle günün yorgunluğu sizi daha da ağırlaştıracak ve uyku bu savaşı kazanacaktır.
Cildi temizlerken, hafif bir yağ tabakası bırakan temizleyicileri kullanmamaya çalışın. Bunlar gözeneklerin tıkanmasına ve siyah noktaların oluşmasına yol açarlar. Bu nedenle temizleme ile nemlendirmeyi bir arada vadeden ürünleri tavsiye etmiyoruz.
Cilt temizliği sonrası aşırı kuruluk ve gerginlik hissi oluşacaktır, bu sakıncalı bir durumdur. Çünkü devamında uçuk ve egzemanın ortaya çıkması olasıdır. Özellikle cildi sivilceli olanlar bu hatayı sıkça bilmeden yaparlar. Ciltlerini kuruttuklarında sivilcelerden kurtulduklarını düşünürler, aslında tahriş ederler. Bu davranış sonucu, nemsiz kalan ciltte zamansız kırışıklıklar oluşmaya başlar.
Kullandığımız tüm ürünlerin suda çözülebilir nitelikte olmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Suda çözülemeyen makyaj malzemelerinin temizlenmesi zor hatta imkansızdır. Sahne makyajı tere ve suya dayanıklıdır. Bunlar günlük yaşama uygun değildir. Bu tip makyajın çıkarılabilmesi için yağ bazlı temizleyiciler kullanmak zorunda kalırız.
Cilt temizliğini tamamlayan tonikler önemlidir. Temizleme losyonları ve jellerini kullandıktan sonra cildimizde kalan makyaj artıklarını ve diğer kirleri tonikler ile temizleriz. Özellikle tonik uygulaması sonrası sürülecek nemlendiricinin emilimi daha yüksek olacaktır. Tonikler tek başlarına cildi nemlendirir, rahatlatır, sakinleştirirler. İyi bir tonik alkolsüz ve kokusuz olmalı, sürdükten sonra yanma ve kızarıklık oluşmamalıdır.
Antiseptik sabunlar yüz temizliğinde kullanılmamalıdır. Hele kalıp sabunlar yüz derisi için kesinlikle uygun değildir. Bunların Ph’ı 9-10 civarındadır. Oysa cildimiz için ideal Ph oranı 5,5 - 7 arasındadır.
Yüzünüzü temizledikten sonra ne kuru olmalı ne de yağlı bir his oluşturmalıdır. Bunu test etmek için yüzünüzü yıkadıktan sonra ağzınızı açın. Aşırı gerginlik hissediyorsanız cildinizi kurutmuş olduğunuza kanaat getirebilirsiniz.
Kullanılan suyun sertliği de çok önemlidir. Sert suyun içinde kalsiyum ve magnezyum oranı fazla olur. Biliyorsunuz bulaşık makineleri tuz oranını çeşme suyunun sertliğine göre ayarlarlar. Aynı zamanda çamaşır makinelerinde de kireç çözücüler kullanırız. Ama suyumuz sertse, lavabolarımızda ve küvette zamanla çöken bir tabaka oluşmaya başlar. Bu tabakayı oluşturan suyun, cildimize ne yapabileceğini bir hayal edin! Cildimizin porselenlerimiz ve çamaşırlarımız kadar değeri yok mu? Kullandığınız suyun kireç oranı fazlaysa ya daire girişine suyu yumuşatmak için bir cihaz takmalı ya da hiç olmazsa yüzünüzü yıkarken içme suyu kullanmalısınız.
Paylaş