Paylaş
Yoğun günlük yaşam koşuşturması içinde bir türlü harekete vakit ayıramıyoruz. Her gün yeniden, en kısa yoldan işimize ulaşmak, tatil günlerinde kıpırdamadan yatmak ya da televizyon karşısında oturmak bizi daha mutlu ediyor. Kendimizi ödüllendirmek için yaptığımız kuaföre gitmek, alışveriş yapmak, televizyon karşısında uyuklamak, bir yerde oturup yemek yemek de aslında istediğimiz iç huzuru vermiyor.
Milyonlarca yıl önce, ormanlarda avlanan, bitkilerle tohumları toplayan bir canlı türü olarak ortaya çıkan biz insanların sistemi tamamen farklı çalışıyor. Eklemlerimiz, kaslarımız, zihinsel canlılığımız, hormonal fonksiyonlarımız, metabolik aktivitemiz, kandaki şekerin hücrelere aktarımı, tümü hareketli bir yaşama göre ayarlanmıştır. Psikolojik olarak kendimize yalanlar söyleyebiliriz ama vücudumuzun doğası bu yalana inanmayacaktır.
Sağlığımızı geliştirmenin ve kendimizi huzurlu hissetmenin en ucuz ve en etkili yolu fiziksel aktiviteyi arttırmaktır. Düzenli hareket ve spor, ulaşabileceğimiz en etkili anti-agingi ortaya çıkaracaktır. En hafif fiziksel aktivite bile, ilk andan itibaren insanın moralini yükseltir, sinirlerini yatıştırır, zihnini dinlendirir, iyimserlik ve neşe yaratır.
Düzenli olarak devam ederseniz; uykularınızı düzene sokar, kaslarınızın gücünü arttırır, eklemleri, bağ dokularını, tendonları ve kemikleri güçlendirir. Aynı zamanda tüm kan dolaşımını canlandırır ve kalp atışlarınızı ayarlar. Hormon seviyelerini ve metabolizmayı düzenler, savunma sistemini güçlendirir ve birçok hastalığı önler. Kireçlenmeler, fıtıklaşmalar, denge bozuklukları, diyabet, kalp hastalıkları, tansiyon, kemik erimesi ve bazı kanser türleri bile bunların arasında sayılabilir.
Selülit, kılcal damar çatlamaları, varislerin hepsi dolaşım sorunudurlar. Kırışıklık ve sarkmalar ise hormonlarımızın zamanla düşmesiyle ilişkilidir. Spor yapan insanların cildi hemen canlanır. Yüzüne renk gelir, cildi gerilir, nem dengesi düzelir, gözleri parlar! Karın bölgesindeki yağları eritmenin, vücudu şekle sokmanın, sıkılığını korumanın biricik yolu da, hiç kuşkusuz, spor yapmaktır.
Özellikle yaşı ilerleyen insanlar vücutlarını zorlamaktan kaçınırlar. Ağrılarından, düşmekten, başlarının dönmesinden korkarlar. Onlara ne kadar çok oturma fırsatı verirsek, ne kadar çok şeyi ayaklarına getirirsek o kadar iyi baktığımızı zannederiz. Ve sonuçta en küçük bir aksilik kemiklerinin kırılmasına neden olur. Böylece hareketsizlik artar. Ve saat hızla geriye saymaya başlar. Hareketsizlik daha fazla kas kaybına, kas kaybı yeteneklerin kaybolmasına, günlük faaliyetin bile sürdürülemediği bir noktaya doğru ilerler.
Haftada en az 2-3 kere, günde 30-45 dakika tempolu yürüyüş yapmaya çalışmalısınız. Yürüyüşe her çıktığınızda biraz da terlerseniz kendiniz için harika bir şey yapmış olursunuz. Terleyecek kadar yürümüş olmak kalbinizi güçlendirir ve vücudunuza giren oksijeni arttırır.
Paylaş