Paylaş
Modayı takip etmeyi tüm kadınlar gibi ben de seviyorum. Ama burada işin püf noktası kendime yakışmayanı seçmek değil aksine yakışanı bulup giymek.
Aşağı yukarı çoğu kadın modada dediklerimi yapıyor. Ama bir şeyi atlıyoruz, o da iç çamaşırlarımız. Aynı ilgi ve alakayı onlara göstermiyoruz.
İç çamaşırında moda olması yerine sağlıklı olması ana felsefe olmalıdır. Hijyene en çok ihtiyaç duyulan ve hastalıkların en kolay kapılacağı kıyafetler onlardır. İçimize giydiğimiz bu özel çamaşırları seçerken, dış giysilerimizden daha titiz davranmamız gerekir.
Neden mi? Bunun cevabını yazının ileriki aşamalarında vermeye çalışacağım. Özellikle son zamanlarda artık iç çamaşırı da kullanılmıyor. Bunu da ferahlama ve özgürlük adı altında sunanlara inanarak yapıyoruz. Ne yazık ki yanılıyoruz. Onlara her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Bizi onları giymemek değil, düzenli ve hijyenik kullanmak kurtaracaktır ki, öyle de oluyor.
İç çamaşırı seçiminde pamuklu kumaş önemli
İç giyim ürünlerini alırken naylon türlerinden uzak durmalı, pamukluları tercih etmeliyiz. Özellikle hassas cilde sahip olan kişilerin buna mutlaka özen göstermeleri gerekir. Bazı kadınlar da iç çamaşırının, lastik yerinin deriyle temas ettiği bölgede allerji meydana geldiğini vurguluyor. Hatta bu bölgelerde baskı nedeniyle kaşıntı veya kızarıklık da oluşabiliyor. Bu nedenle kişiler, neye allerjilerinin ve hangi iç çamaşırların kendilerine uygun olduğunu önceden belirlemeli. Ayrıca iç çamaşırınız sizi sıkmamalı, sırf güzel diye ya da moda diye üzerinize aldığınız ürünleri giymeyin, uzun vadeli sağlık sorunları oluşturabilir. Çamaşırın sıktığı bölgede yağ dokusunda bazı kayıplar olabilir. Yine baskının olduğu deride temastan dolayı egzama gibi rahatsızlıklar meydana gelebilir.
Sütyenin lastiğine dikkat
Herkesin vücut ölçüleri ve derisinin hassaslık derecesi farklıdır. Bu nedenle uygun sütyen seçerken özellikle sıkı olmamasına ve lastiğin tene doğrudan temas etmemesine özen gösterilmelidir. Açıkta kalan ve sonrasında tene değen lastikler çeşitli alerjilere neden olabilir.
Fanilanın önemi kışın daha fazla anlaşılır
Fanila, özellikle soğuk havalarda vücudumuzun kurtarıcısıdır. Ama yukarda da bahsettiğim gibi yeni moda, iç çamaşırı giymemeyi özendiriyor. Bu yeni modanın kurbanları da genelde gençler oluyor. Onlar kışın bile artık daha az giyer hale geldiler. Fanila siz farkında olmasanız da dıştan giyilen giyisilerin direk vücuda değmesini engelleyerek önemli bir koruma sağlar. Özellikle pamuk içeren kaliteli çamaşırlar kullanırsanız, vücudunuzu bir zırh gibi kavrar ve dışardan giydiğiniz sentetik kıyafetlerin teninize temasını engeller.
Slip külot kullanımına hastalık sırasında dikkat edilmeli
Bizler özellikle külot seçiminde hassas davranmalıyız. En sık görülen jinekolojik sorunlardan biri, vajinal enfeksiyonlardır. Özellikle bu rahatsızlığın kaynağı slip külotlardır. Şiddetli kaşıntı, yanma hissi, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, kötü kokulu akıntı gibi belirtiler, vajinal enfeksiyonlara işaret eder. Bu tarz durumlarda tedavinin yanı sıra külot seçim alışkanlıklarımızı da gözden geçirmemiz gerekmektedir. Özellikle kasıkların sürtünmesi nedeniyle tahrişler ve egzamalar görünebilir. İdeal olanı yüzde yüz pamuklu olmasa bile çamaşırlarınızın büyük çoğunluğunun pamuk içerikli olmasıdır.
Naylon giysiler her zaman soruna davetiye çıkarır
Yaz aylarında özellikle naylon içeren çamaşırlardan uzak durmak önem taşıyor. Çünkü terleme nedeniyle oluşan mantar enfeksiyonları yaz aylarında daha sık görülür. Bazı bünyeler naylon karışımı giysileri kabul eder ve problem olmaz. Ama terlemeyi engelleyemezler. Pamuklu ürünler nerdeyse sizinle birlikte nefes alıp verir. Böylece daha az terlersiniz. Oysa ki naylon kumaşlar sizi terletir, rahatsız eder. Genelde şikayetler iç çamaşırlara bağlı sütyen ve külotların lastikleri nedeniyle ortaya çıkan durumlar oluyor.
Renkler sizi aldatmasın
Özellikle yaz aylarında renkli kıyafetler giymeyi severiz. Ayrıca genelde fiyatlarına bakmaz, göze hoş gelmesine bakarak alır, giyeriz. Bu iç çamaşırları için de geçerlidir. Özellikle iç çamaşırı alırken renkli olanı seçtiysek boyasına dikkat etmemiz gerekir. Çünkü bazı boyamalarda, içeriğinde kansorejen madde bulunan boyalar kullanabiliyor. Bu nedenle aldığınız iç çamaşırların doğal boyalarla renklendirilmiş olup olmadığını öğrenin.
Temizlik için deterjan önemli ama siz daha önemlisiniz
Boya maddesi kadar, iç çamaşırların yıkanması da büyük bir özen gerektiriyor. Deterjanlara karşı alerjisi olan kişiler, az miktarda deterjanla bile rahatsızlık hissedebiliyorlar. Böyle durumlarda kullanacağınız deterjanın özelliğine ve yıkadıktan sonra çamaşırı iyi durulamaya dikkat özen gösterin.
Son olarak iç çamaşırı alırken ve kullanırken nelere dikkat etmemiz gerekiyor ona bakalım
- Çamaşırınızı sık sık değiştirin.
- Göğüsleri sıkıştıran sütyen modellerinden kaçının, bedeninize ve vücut yapınıza uygun sütyen kullanmaya çalışın.
- Doğum sonrası dönemde bedene uygun emzirme sütyeni alın, göğüs pedi kullanın. Bedeninize uygun, kesimi rahat, dar olmayan iç çamaşır giyin.
- Her tarafı pamuk olan iç çamaşırları kullanın. Özellikle çamaşırınızın ağ kısmı pamuklu olsun.
- İç çamaşırlarınızı yıkarken, yumuşatıcı kullanımından kaçınınız. Yumuşatıcılar ve bazı deterjan artıkları da çamaşırların yüzeyinde kalarak, kimyasal irritasyona sebep olur. Bazı mikroorganizmalar nemli, sıcak ortamlarda naylon ve naylon karışımlı ürünlerde daha çabuk ürer.
- Sıkı pantolonlar ve iç çamaşırları havalanmayı engelleyerek, mikroorganizmaların artmasına neden olur.
- İç çamaşırlarının yıkandıktan sonra ütülenmesi de, mikroorganizmaların ölmesi açısından önemli. Çünkü bu enfeksiyonlar sık tekrarlama eğilimindedir ve ütü yapılarak etkisiz hale getirilebilir.
İşin özü dışımıza verdiğimiz özenden daha fazlasını iç çamaşırlarımıza vermeliyiz. Dışımız bizi hasta etmez ama önem vermediğimiz içimiz büyük problemler yaratabilir. İçerden başlayarak dışa doğru gittiğimizde asıl önem sırasını tamamlamış oluruz. Bu durumda içimizde bir dışımızda bir diyemiyorum. İç çamaşırlarımız her zaman daha fazla ilgiyi hakediyor.
Paylaş