Paylaş
Son günlerde HPV aşısı tekrar tartışılmaya başlandı. Özellikle virüsü almaya müsait vücutlarda testler yapılmasını, araştırmacıların da önerdiğini belirten Dermatolog Dr. Yasemin Fatih Amato, HPV virüsü ve aşısı hakkındaki kafaları kurcalayan tüm soruları yanıtladı.
Sağlık alanında gelişmeler her gün artmakla birlikte, beraberinde çok derin ve karmaşık tartışmaları da getiriyor. Son günlerde dünya genelinde HPV (Human Papilloma Virus) üzerine bilgi kirliliği olmaya başladı. Özellikle kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülen bu bulaşıcı virüs, günlük hayatta problemlere neden oluyor. Özellikle çocuk, kadın ve erkeklerin cinsel bölgelerinde görülen bu virüs, halk arasında hep et beniyle karıştırılmakta. 2007 yılında piyasaya çıkan koruyucu aşısının çeşitli rahatsızlıklara neden olduğu öne sürülmekte.
HPV ( Human Papilloma Virus) nedir?
Bu virüs apillomavirus ailesine mensup, deri ve mukozal yüzeylerdeki bazal tabaka hücrelerini enfekte eden bir DNA virüsüdür. Bu virüsün yapılan araştırmalarda 100'den fazla çeşidine rastlanılmıştır. HPV; serviks, penis, vulva, vajina, anüs ve diğer mukozal bölgeleri tutarak, bu bölgelerde kansere neden olabilmektedir. Her yaşta görülebilir olmasının yanı sıra, bazı araştırmalarda genç ve sağlıklı çocuklarda da tespit edilmiştir.
HPV virüsüne sosyokültürel ve ekonomik düzeyden bağımsız olarak her kadın yakalanabilmektedir. Yapılan araştırmalarda kadınların %70-80'i, yaşamları boyunca en az bir kez HPV ile karşılaşırlar.
Virüsün erkekte ve kadında kanser oluşumuna (penis, vulva, vajina, serviks, anüs, rektum) yol açan türleri arasında 16 ve 18 numaralı olanı, vajina ve penis derisi kanserleri yönünden en fazla potansiyeli olan türlerden sayılmaktadır. Halk arasında rahim ağzı kanseri olarak bilinen serviks kanseri; dünya üzerinde her 2 dakikada bir kadının ölümüne neden olan ve değişik ülkelerde yapılan çalışmalarda kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanserdir. Bu da HPV enfeksiyonunun önemini bize göstermektedir.
2007 yılında ortaya çıkan HPV aşısı ne yapar?
2007 yılında tüm dünyada satışa sunulan HPV aşısının yanı sıra şu anda geliştirilmeye çalışılan birçok aşı çeşidi bulunmaktadır. Piyasada satışa sunulmuş olan aşı, koruyucu amaçlı bir preparattır. Aşının ideal yapılma dönemi 9-12 yaş arası olup en geç 26 yaşına kadar yapılması önerilmektedir.
* Hamilelerde yapılması tavsiye edilmemektedir. Doğum sonrası emzirme döneminde, aşı güvenle yapılabilir.
* HIV taşıyıcıları, kortizon kullananlar, bağışıklık sistemini zayıflatan hastalığı olanlar veya HPV açısından riskli gruptakiler (örneğin çok partnerliler) aşılanmalıdırlar.
* Aşı 3 doz şeklinde yapılmaktadır. 3 doz bittikten sonra ne kadar bağışıklık sağlayacağı tam bilinmemesine rağmen 5 yıl sonra tekrarlanması gerekmektedir.
* Yeni HPV aşıları ile ilgili çalışmalar devam etmekte olup önümüzdeki yıllarda daha da geliştirilmiş aşıların piyasaya sunulabileceği bilinmektedir. Daha uzun süreli, etkili ve daha geniş kapsamlı aşılar için çalışmalar devam etmektedir.
Aşı ile ilgili tartışmalar ne boyutta?
Dünyanın ilk kanser aşısı olarak lanse edilen HPV aşısı (rahim ağzı), son araştırmalarla tartışılmaya başlandı. Özellikle Kanada'da yapılan araştırmalarda, bu aşıların felçten ölümlere kadar pek çok ciddi yan etkilere sebep olduğu iddia ediliyor. Araştırmacılara göre yüz dolayındaki vakanın incelenmesi sonucu, rahim ağzı kanseri aşısının bazı ciddi yan etkileri ortaya çıktı. Bu aşı; kasılma, uyuşma, felç, adale ve iç organların çalışmalarında aksama, omurilik iltihabı, yüz felci hatta ölümlere bile yol açabiliyor. Araştırmacılar raporlarında, aşının yaygın kullanımı yerine, bu tür kanserin risk faktörlerini taşıyan kadınlara tavsiye edilmesinin daha doğru olacağını savunuyorlar. Özellikle sigara içen, ağızdan doğum kontrol hapı alan, kronik yanma gibi riskler taşıyan kadınlara yapılmasının daha doğru olacağı söyleniyor. Ayrıca aşılar öncesi rahim ağzından hücre alarak yapılan simir testi ile muayenin öncelikli tutulması gerektiği vurgulanıyor.
Kaç çeşit HPV virüsü vardır?
Tıp dilinde, insan siğil virüsü olarak da adlandırılan HPV’nin, 100’den çok çeşidi bulunuyor. Sadece cinsel bölge ve civarındaki ciltte yerleşen virüs; erkeklerde penis, testis, bacak araları, kasıkların yanı sıra, penisin içinde ve mesanede görülebiliyor. HPV’nin özellikle 5-6 çeşidi insanlarda sık görülürken, erkeklerde en çok 6, 11, 16 ve 18’inci cinslere rastlanıyor.
Hastalık erkekten kadına nasıl bulaşıyor?
Erkeklerde uzun süre gizli bir şekilde bulunabilen virüs, cinsel ilişki ve apış arası temasıyla kadınlara geçiyor; onlarda da bacak arası, vulva, makat bölgesi, vajina, rahim ağzında rahim ağzı kanserine yol açabiliyor.
HPV nasıl bulaşır?
HPV virüsü ciltteki küçük çatlaklardan vücuda girer. Girdikten sonra vücudun mücadelesi sonunda genellikle % 90, o bölgede tutulamaz ve yok edilir. Geri kalan yüzde 10’luk kısımda virüs uzun zaman yine uykuda kalabilir. Vücut direncinin kırıldığı durumlarda ise örneğin; ağır gripler, kanser hastalığı, kemoterapi uygulamaları, ağır alerjiler, derin üzüntüler gibi durumlarda vücudun direncini kırarak ciltte siğiller halinde hastalığı oluşturmaya başlar.
Hastalıktan korunmak için prezervatif yeterli mi?
Cinsel yolla bulaşan HPV’den korunmak için sadece prezervatif kullanmak yeterli olmuyor çünkü virüs, cinsel ilişki sırasında temas eden bütün cilt bölgelerinden bulaşabiliyor. Ayrıca virüsün bulaşması için tam bir cinsel ilişki yaşamak da gerekmiyor, virüs taşıyan bir apış arası bölgesinin başka bir kişininkine temasıyla ciltten cilde geçebiliyor.
Siğil yakmanın yanı sıra başka tedavi yöntemleri var mı?
Tedavide siğilleri yakmanın yanı sıra dondurmak, cerrahi olarak çıkarmak ve küçük siğillerde özel kremler sürerek tedavi etme seçeneği bulunuyor. Siğiller, siğil olmadan önce de ciltte mevcut olabildiği için tedaviden sonra tekrar başka yerlerde oluşabiliyor. Bu yüzden yakma ve diğer tedavilerde aynı işlem bazen defalarca tekrarlanmak zorunda kalınabiliniyor.
Aşı ne zaman yapılmalı?
Cinsel ilişkiye başlamış ama bu virüsü almış olan insanlarda da siğilden gönderilen biopsinin hangi cins HPV’yi içerdiği incelenir ve 6, 11, 16 ve 18. cinslerin hepsini kişi almamış ise aşının yine faydası olacaktır. Hatta bu dört cinsin tamamını almış insanlarda dahi özellikle hastalık sık sık tekrarlıyorsa aşının kısmen de olsa tedavi edici yönü olduğu söylenmektedir.
Paylaş