Paylaş
Çok yönlü tedavi
Kimi uzmanlar, bu asitlerin cildi soyma özelliğinden yararlanırlar, bazı doktorlar ise nemlendirme etkisini daha fazla önemserler. Birçoğu da hücreleri ayırma yeteneğiyle ilgilenirler. Bütün bu özellikleriyle tüm hidroksi asitler; ışığa bağlı yaşlanma belirtilerinde, kırışıklık, leke ve akne tedavilerinde son derece yararlı olurlar. Güneş hasarlı ciltlerde bile birkaç ay sonra cildin rengi açılır, dokusu yenilenir ve lekeler kaybolmaya başlar. Sivilceler ciltteki gözeneklerin ölü hücreler tarafından tıkanması ile oluşur. Peeling uygulamalarının birbirine bağlı yapışık hücreleri ayırması, gözeneklerin açılarak temizlenmesini sağlar.
Üstün dereceli meyve asitleri: Glikolik Asit ve Laktik Asit
Kimyasal peeling çeşitleri içinde en yaygın olarak kullanılan peeling ajanları kısaca AHA’lar olarak tanıdığımız Alfa Hidroksi Asitler yani Meyve Asitleridir. AHA’lar içinde en iyi bilinenleri ise Glikolik ve Laktik asitlerdir. Kimyagerler bunlara, “Üstün dereceli asitler” derler. Bu tedaviler hastalar açısından da, doktorlar tarafından da güvenle yürütülen ve son derece popüler olan uygulamalardır. Tedavi süresi içinde hastanın günlük yaşamını değiştirmesini gerektirmez. O kadar ki, Glikolik asit peelingleri , “ öğle tatili peelingleri” veya “mini peeling” ler olarak ün salmıştır. Akne tedavisi, genişlemiş gözenekleri daraltmak, cilt lekeleri ve cildi yenilemek daha ziyade Glikolik asitlerin işidir. Ama esas ihtiyacınız nemlendirme ise, Laktik asit daha etkilidir.
Glukonakton göz çevresinde bile kullanılabilir
Glukonolakton henüz daha seyrek kullanılan ama çok önemli bir peeling ajanıdır. Nispeten yeni ürünler sayılan, ikinci nesil meyve asitlerindendir (PHA).
Glukonakton en duyarlı ve sorunlu ciltlerde hatta göz çevresinde bile güvenle kullanılabilir. Kaşıntıya, kızarıklığa ve tahrişe neden olmayacak kadar hassastır. Güneş ışınlarına karşı duyarlığı arttırmaması ve esmer hastalarda daha rahat kullanılması ise onu imtiyazlı bir peeling haline getirir.
6-10 seans genellikle yeterlidir
Kimin kaç peeling seansına ihtiyacı olduğu, doğal olarak, tedavi edilecek soruna bağlıdır. Ben genellikle, hastalarıma her yıl 6-10 seans hafif peeling yaptırmalarını öneriyorum. Bu yoğunlukta bir tedavi, ortalama bir cildin her açıdan düzene girmesi için yeterlidir. Hidroksi asitlerle yapılan yüzeysel peeling seansları, ortalama 7 gün ara ile yürütülür. Hastanın ihtiyacına göre bu aralıklar uzatılabilir. Ancak alttan gelen yeni hücrelerin yüzeye erişmesi en az 5 gün sürdüğü için, bu süreç dolmadan tekrar peeling yapılması doğru değildir.
Nelere dikkat etmelisiniz!
Peeling yaptırmadan önce ve uygulamadan sonra doktorunuzun size bazı uyarıları olacaktır. Bunlar içinde en önemlisi, güneş ve solaryumdan sakınmaktır. Hafif peeling’lerde 2 hafta, orta dereceli peeling’lerde 1 ay, Lazer-Fenol gibi derin peeling’lerde 6 ay süreyle güneşten korunmak gerekir. En hafif peelingleri bile yazın yapmama nedenimiz budur. Peeling yapılan her cilt hassaslaşır. Bu nedenle bazı ilaçlara ve kimi kozmetiklere karşı da tedbirli olmanız gerekir. Cildinizde tahriş, sıyrık, yanık, uçuk varsa veya yeni tıraş olduysanız peeling seansı ertelenir. AHA ve BHA Peelingleri esmer ciltlerde, geçici olarak hafifçe küllü bir renk yaratır. Bunu önceden bilmenizde yarar var.
Paylaş