Paylaş
Doğada birçok renk bir arada ahenk içindedir. Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, mor… Bunlar yaşamın, sağlığın, her gün hayata yeniden neşeyle başlamanın renkleridir.
Semt pazarlarına gitmeyi sever misiniz? Ben pazarda dolaşırken rengarenk meyve ve sebzelerin büyüsüne kapılırım. Bu renk cümbüşü bana çok iyi gelir. Her birinin kendime ve aileme sağlık ve neşe vaat ettiğini hissederim ve onlara hayranlık duyarım!
Örneğin yeşil! Yeşil doğanın ana rengidir. Ağaçlar, yapraklar, otlar, çimenler. Bu renk “klorofil”in rengidir. Klorofil güneş ışığını enerjiye dönüştürür ve yeşilliklerin yaşamasını, soluk almasını sağlar. Bu dönüşüm olmasaydı gezegenimizde yaşam olmazdı. Doğa için bu kadar değerli olan yeşil rengin vücudumuz için farklı olması ne mümkün? Nitekim tüm yeşil sebze ve meyveler bizim için olağanüstü bir değer taşırlar.
Tüm lahana çeşitleri, Brüksel lahanası, brokoli bizi kansere karşı koruyan gıdalardır. Brokoli’de bol miktarda krom bulunur. Krom kan şekerini ayarlar. Yine yeşil bir meyve olan Avokado’da kalbimizi ve hafızamızı koruyan magnezyum vardır. Uzmanlar, sindirimi çok rahat olan avokadoyu, özellikle bebeklerin ilk maması olarak tavsiye ediyorlar. Bu meyvenin içerdiği E vitamini kalbe iyi gelirken, yüksek potasyum ve magnezyum oranı depresyona neden olan uyuşukluğu engelliyor, kalbimizi ve beynimizi koruyor.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler karoten, E vitamini, K vitamini ile doludur. K vitamini kanın akışkanlığı için son derece önemlidir.
Yeşil biberlerde ve narenciyelerin kabuklarında rutin adı verilen bir madde bulunur. Rutin kolon tümörlerini önler ve kolesterolü düşürür, C vitamininin kullanılmasına yardım eder.
Bezelye de çok önemlidir. B vitamini ve protein deposu gibidir .
Yeşillerin en önemlilerini sayacak olursam, zor bir seçim ama şöyle özetleyebilirim: Salatalık (kabuklu), Brüksel lahanası, brokoli, bezelye, lahana (anti kanser ve anti aging diyetlerin baş gıdasıdır) marul, ıspanak, enginar…
Ya kırmızılar? Domatesler, vişneler, kirazlar, çilekler… Özellikle domates ve çilek C vitamini bakımından son derece zengindir. Kirazlar bioflavonoidlerle doludur. Bunlar kansere karşı savaşan komandolar gibidir. Domates bizi kanserden koruyan başka bir maddeyi, likopen almamızı sağlar. Çilekte de likopen vardır. Ama domatesin fazla bilinmeyen yönü, aynı zamanda uykumuzu düzenleyen ve bağışıklık sistemini koruyan melatonin kaynağı olduğudur.
Turunculara ne demeli? Portakal, havuç gibi… Portakalda bol miktarda C vitamini bulunur. C Vitamini bağışıklık sistemimizin baş dostudur. Havuçlar ise A vitamini ve beta karoten yönünden zenginidir. Görme yeteneğimizi korumak için havuç çok önemlidir.
Sarılara gelince; limon, greyfurt, balkabağı, kavun, tohumlar gibi… Limon ile greyfurttun ne kadar yararlı olduğunu, ne kadar zengin birer C vitamini deposu olduğunu bilmeyen yoktur. Bal kabağı ve tohumlarda ise cholin denilen bir madde bulunur. Bu madde B vitamini ile birlikte sinir sistemimizin dengesi için gereklidir. Ya muz? Muz zengin bir potasyum kaynağıdır ama melatonin bakımından da zengindir. Uyku sorunları çekiyorsanız akşamları size bir muz yemenizi öneririm. Sarılara devam edersek, soğanlar, selenyumla doludur. Selenyum stratejik bir maddedir. E vitaminini selenyum olmadan kullanamayız.
Ya mora benzeyen rengiyle karalahana, kırmızılahana, pancara, şalgama ne demeli? Bunlar detox programlarının vazgeçilmez gıdalarıdır.
Aklınızda olsun, manava, pazara gittiğinizde en parlak renkleri seçin. Gıdaların doğal rengi ne kadar parlak ise içeriği o kadar yoğundur. Bundan emin olabilirsiniz.
Bu yazıyı hazırlarken amacım size tek tek sebzelerin ve meyvelerin yararlarını sıralamak değildi. O zaten sonsuz bir konu! Amacım sadece beslenme konusuna biraz farklı bir bakış açısı getirmekti. Kanımca doğaya biraz romantik bakmak, yediklerimizle duygusal bağlar kurmak, gıdalarımızı seçerken gök kuşağını hatırlamak, iyi bir yaklaşımdır. Mayonezi mi tercih edersiniz yoğurdu mu? Salatayı mı tercih edersiniz, hamur işlerini mi? Baklavayı mı yoksa taze meyveleri mi? Yediklerimiz hayatımızı kesinlikle değiştirir. Şeklimizden düşüncelerimize, duygularımızdan söylemimize kadar, yaşamımızı her yönüyle belirler... Ve renk yersek eğer, daima sağlıklı, genç, dinamik bir hayatımız olur...
Paylaş