Paylaş
Su kaybı doğrudan doğruya bir ölüm nedenidir, ağır ishallerde olduğu gibi… Kadın vücut ağırlığının %50’si sudur. Erkeklerde bu oran %60’ya kadar çıkmaktadır. Suyun büyük çoğunluğu (%40) hücrelerimizde depolanır. Bu oranlara baktığınızda, genç ve canlı kalabilme vücudunuzdaki su oranına bağlıdır. Vücudunuz su açısından ne kadar zenginse, o kadar gençsinizdir.
Yaşlandıkça cilt de, saçlar da kurumaya başlar. Bu bozulan su dengesinin bir sonucudur. Yeteri kadar su içilse bile, hücreler suyu tutmakta zorlanır. Hücreleri çevreleyen koruyucu yağlar gittikçe fakirleşir. Bu da hücrelerin su kaybetmesine neden olur. Yani yağlar sandığımızdan daha önemlidir!
Susuzluk belirtileri ciltte başlar. O bizim koruyucu giysimizdir. Cildimiz sürekli olarak yıkıcı dış saldırılar altındadır. Zehirli kimyasallar, hava kirliliği, güneşten gelen ultraviyole ışınları, tahriş, serbest radikaller gibi. İçerden ise doğal enzim etkileri, toksinler ve yine serbest radikaller, cildimizi ve tüm sağlığımızı tehdit eder. Ve bütün bunlar hücrelerimizde su kaybına neden olur.
Gün boyunca ortalama 2,5 litre su kaybederiz. Bunun 1,5 litresini idrarla, 0,4 litre kadarını terleme yoluyla, gene 0,4 litre suyu da nefes verirken. Demek ki, günde en az 2,5 litre suyu yerine koymak yaşamsal önem taşımaktadır. Hava sıcaksa veya herhangi bir nedenle fazla terlemişsek su ihtiyacı da artar. Su vücudun kan yapmasını ve kan dolaşımını sağlar, mukoza dokularını ve cildi nemli tutar, bazı vitaminleri çözer, idrarla böbreklerin temizlenmesine aracı olur, sindirimi düzenler, kabızlığı iyileştirir. Vücutta biriken ödemi atmanın en iyi yolu da su içmektir. Çünkü en iyi idrar söktürücü (diüretik) bizzat suyun kendisidir. Vücudunda su biriken kadınların genellikle yeteri kadar su içmedikleri görülür. Sabahları aç karnına su içilmesi vücuttaki zararlı toksinleri temizler.
Hiç kuşkusuz güzel bir duş, banyo, havuz veya deniz, yorgunluğumuzu alan şeylerdendir. Sabah yüzünüzü yıkamadan kendinize gelebilir misiniz? Su içinde 7’den 70’e herkesi neşe sarar. Su insanı arındırır, canlılık, keyif, moral ve sağlık verir. Suya girmek tek kelime ile harikadır. İnsan suda vücut ağırlığının sadece %10’unu hisseder. Yüzerken veya su içinde dururken eklemlere, iskelete hiç yük binmez. Suyun hareketi yumuşak bir masaj gibi insanı dinlendirir, vücudu sıkılaştırır, kasları formda ve esnek tutar. Ayrıca zihni sakinleştirir, tasaları unutturur…
Aklınızda olsun, susama hissi ortalama 400-500 gram su kaybettikten sonra başlar. Canınız bir bardak su istediğinde, su kaybına çok yakın olduğunuzu bilmelisiniz. Bu nedenle özellikle sıcak ve kuru yerlerde bulunduğunuzda, su içmek için susamayı, ağzınızın kurumasını beklemeyin.
Paylaş