Doğru beslenme ile kastettiğimiz; insanın yapısına, cinsiyetine, çalışma ve özel durumu ile genetik özelliğine göre bedenin gerektirdiği tüm besin öğelerini, gerektiren miktarlarda alması olarak söyleyebiliriz. Bu durumda yeterli ve dengeli beslenmek için besin öğeleri ve değerlerini bilmenin çok faydası vardır.
Vücudumuzun proteine, esansiyel yağ asidine (omega 3 ve omega 6), minerallere, vitaminlere ihtiyacı vardır. Yeteri kadar tükettiğinizden emin değilseniz haftada en az 2-3 omega 3, multivitamin ve mineral tabletlerini almayı unutmayın.
İnsülin direncine dikkat etmek önemlidir. İnsülini fazla yükseltmemek için tarçın, limon, elma sirkesi tüketmek gerekir.
Genetiğimize göre beslenmek için yöreye uygun ve ailemizin beslendiği gibi beslenmeliyiz (dede ve ninelerimiz nasıl besleniyorsa öyle beslenin).
İki ana öğün bir ara öğün olarak beslenmeniz yeterlidir. Ancak kas kitleniz az ise ve normal kilonun altındaysanız bir öğün daha eklenebilir.
İki öğün arasında 10-12 saat ara olması uygundur. Örneğin sabah 8’de kahvaltı yaptıysanız, akşam yemeğinizi 6- 8 arasında yemelisiniz. Bu tip beslenen kişilerde safra taşı olma olasılığı daha azdır.
70 yaşın altında olanlar da, herhangi bir sağlık problemleri yoksa, 5 günlük aralıklı oruçla birçok sağlık sorunlarını çözerler.
Sabah karnınızda şişlikle uyanmak istemiyorsanız, protein alımını daha erken saatlere alın. Uykuda sindirim sistemi çalışmaz ve proteini sindiremez.
Yetersiz yağ alımı hormon sentezini yok eder. Yeteri kadar kaliteli yağ almanız gerekir.
Doğru beslenme demek mutlaka her çeşit besinden yeteri kadar almak demektir.
Baharatlar ve otlardan mutlaka yararlanın. Salatalarınızda ve yemeklerinizde fesleğen, defne, dereotu, nane, kekik, biberiye, kimyon, tarçın, kişniş, zencefil, paprika, pul biber ve safranı doğal antioksidan olarak kullanın.
Sebzeler ve otlar doğal antioksidandır. Brokoli, kuşkonmaz, avokado, dolmalık biber, semizotu, kabak, kırmızı biber, yeşil fasulye, karnabahar, kereviz, salatalık, patlıcan, börülce, sarımsak, soğan, mantar, lahana, domates, enginar, pırasa, ıspanak, pazı, soya filizi, tere, maydanoz, turp otu, arapsaçı, radika, marul... tümünü mevsiminde almaya çalışın. Bu sebzelerle yapılan zeytinyağlı yemekler, salatalar ve çorbalar o kadar faydalıdır ki, her porsiyonu bir antioksidan tableti yerine geçer.
Baklagiller ve tahıllar Türk mutfağının vazgeçilmezlerindendir. İyi ki öyledirler. Mercimek, kuru fasulye, barbunya, bakla, nohut, bezelye gibi tahılların tümü çok güçlü antioksidanlardır. Soya fasulyesinin yeri daha özeldir. Doğal buğday, yulaf ezmesi gibi tahıllar da sayısız yararı olan harika gıdalardır. Süt ve yoğurtla tüketildiği zaman tok tutarlar. Dolayısıyla diyet yapanlar için de besleyici bir kahvaltı alternatifi olabilirler.
Yemişler ve kuru meyveler. Evinizde bol bol ceviz, fıstık, badem, susam, kabak çekirdeği, hindistancevizi, ayrıca kuru erik, incir ve kuru kayısı bulundurmanızı tavsiye ederim. Ara öğünlerde ya da atıştırmalarda ve ikramlarda bunları kullanın.