Paylaş
Sabunlanmak, geleneksel bir temizlik yöntemidir. Özellikle vücut temizliği ve ellerin yıkanması için kullanılır. Sabun insana büyük bir güven verdiği için birçoğumuz yüzümüzü sabunla köpürte köpürte yıkamayı çok severiz. Özellikle ciltleri yağlı ve sivilceli kimi hastalar, yüzlerini kuruturcasına sabunlamayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Sabun cildi tüm yağlardan arındırır. Oysa cildin bir miktar yağa ihtiyacı vardır. Bunun için sebum adı verilen yağlı bir madde salgılar ve sebum gözeneklerden cildin yüzeyine çıkar.
İyi bir yüz temizliği, ciltteki sebumun kirlenen kısmını ve fazlasını arındırır ancak tümünü silip süpürmez. Çünkü en yağlı cildin bile bir miktar sebumun korumasına ihtiyacı vardır. Cildiniz sabunlandıktan sonra, kısa bir süre için bile olsa çok kuruyor ve geriliyorsa, kullandığınız sabunun gerekenden sert olduğunu bilmelisiniz. Büyük bir ihtimalle cildinizin doğal pH dengesini bozduğunu söylemek mümkündür. Öte yandan, sabunladıktan sonra cildiniz arınmıyor ve yağlı kalıyorsa, bu da hayra alamet sayılmaz. Bu durum, sabunun çok yağlı olduğunun ve derinizdeki gözenekleri tıkayacağının belirtisidir.
Deodorant (parfümlü) sabunlar, koku oluşturan bakterileri yok ettikleri için temizlik ve tazelik duygusu verirler. Ancak bu sabunların sadece vücut temizliğinde kullanılması, yüz için akla bile getirilmemesi gerekir. Parfümlü sabunların alerji yapma riski fazladır.
Sivilceli ciltler için imal edilen özel sabunların, kurutucu özellikleri ön planda gelir. Bu sabunların çoğunluğu, cilt yüzeyindeki tüm sebumu yok ederken, ilaveten cildi soyan maddeler içerirler. Cildi soyarak, zamanla sivilce ve sivilce izlerini azaltması amaçlanır. Bu sabunların bazıları sivilcelere iyi gelse de yerleşmiş izlerde etkili olmaz. Bu tip sabunları seçerken dikkatli olmanız gerekir.
Bu sabunlar cildi soyarken umulduğu kadar verimli olamazlar. Öte yandan esas soyulan, cildin asit mantosu olabilir. Sonuçta cilt yapısal olarak hâlâ yağlı, izler yerli yerinde, fakat yüzeyi kuru ve savunmasız bir hale gelebilir. Akne sabunlarından kullanıyorsanız, ölçülü olun ve cildinizi izleyin. Kurumaya başladığını fark ederseniz, kullandığınız üründen vazgeçin.
Yağlı (kremli) sabunlar vücut için kullanılır. İçinde genellikle kakao yağları, perolatum ya da lanolin bulunur. Kuru ciltlerde nem kaybını gerçekten önler. Bunlar sık sık yıkanan herkes için uygun sabunlardır.
Şeffaf sabunlarda gliserin bulunur. Bu tip sabunlar köpürmez ve diğer sabunlara göre hafiftir. Alerjik ve hassas ciltlerde hatta egzamalı hastalarda bile güvenle kullanılır.
Zeytinyağlı sabunlar cildi nemlendirir, ancak bazı durumlarda tahrişe neden olabilir.
Antibakteriyel sabunlarda, antibakteriyel ajanlar daha fazladır. Esasında tüm sabunlar antibakteriyeldir ve mikropları yok eder. Normal koşullarda cildin antibakteriyel bir sabuna ihtiyacı yoktur. Bu tip sabunlar cildi tahriş edebilir. Ancak hastane koşullarında veya enfeksiyon riski fazla olan yerlerde gerekli olabilir.
Birçok insan, içinde doğal maddeler bulunan sabunların (avokado, limon vb.) daha yararlı olduğuna inanır. Doğal maddeler insana masum gelir. Oysa kulağa pek hoş gelmeyen “sentetik maddeler”le yapılan sabunlar, laboratuvarlarda ve en uygun pH değerleriyle imal edilir. Sonuçta cildin doğal dengesine en fazla bu sentetik sabunlar uyum gösterir. Tezat gibi görünse de, cilt için en uygun sabunlar bunlardır.
Güzellik sabunlarına gelince… Bunlar genelde sentetik sabunlardır. Cildin asit mantosuna nazik davranır, kurutmazlar, hatta nem bile verebilirler.
Vitamin katkılı sabunlar da, doğal maddeler gibi hepimize çekici gelir. Oysa bu vitaminler suyla akıp giderler.
Paylaş