Paylaş
Geçen hafta oğlumla birlikte Turmepa’nın sahil temizliği etkinliklerinden birini katıldık. Kınalıada’da Koç Üniversitesi Hastanesi ekibi ile birlikte sahilden neredeyse 15 kilo çöp topladık. Cam kırıkları, teneke kutular, plastikler, izmaritler ve hatta bebek bezleri bile her yerdeydi. Pek çoğunu aklım almıyor ama en çok bebek bezi meselesine takıldım. Nasıl oluyor da bir anne kirli bebek bezini denize atabiliyor diye uzun uzun düşündüm ama içinden çıkamadım sorunun.
Velhasıl neredeyse 1.5 saat boyunca sahili bir aşağı, bir yukarı turladık. Çocuklar canla, başla çöp toplarken bir yandan da kendi aralarında konuşuyorlardı; “Büyükler gerçekten çok ilginç. Arkalarında çöp kutuları varken neden atıyorlar buraya?” diye. Sonra kim söyledi blmiyorum elindeki şişeyi yere atan birine dönüp, “Pardon çöpünüzü düşürdünüz” dediler. Ben de bundan sonra öyle söyleyeceğim çöpünü yere atan herkese.
Çocuklara gezegen farkındalığı kazandırmak için Turmepa’nın sahil etkinliğine çocukları dahil etmek, aslında onlara vereceğimiz “Dünyayı temiz tut” eğitiminin önemli bir parçası. Ekstra bir şey anlatmaya gerek kalmadan, bu çöpleri toplayan hiçbir çocuğun yere çöp atacağına inanmıyorum.
Etkinlik sadece çöp toplamaktan ibaret değil bu arada. Turmepa Gönüllüleri katılan herkesi bir araya topluyor ve başlıyor denizleri anlatmaya. Oğlumu en çok etkileyen, oksijen ihtiyacımızın yüzde 20’sini ormanların, yüzde 80’ini ise denizlerdeki algler yani yosunların sağlandığını öğrenmesi oldu. Bir haftadır herkese anlatıyor oradan biliyorum. Konu denizler olunca kimsenin en ufak çöpünü bile denize atmasına tahammülü kalmadı. Ki hepimizin bu bilinçte olması gerekiyor.
Bu noktada hemen Greenpeace’in “Balık diye plastik yiyoruz” raporu akla gelmeli. Geçtiğimiz ekim ayı sonunda yayınlanan rapora göre, Marmara, Ege ve Akdeniz’den 243 adet barbun, istavrit, kefal, mırmır, tekir balığı, 32 adet karides ve 317 adet midye dolmanın yüzde 44’ünün midesinde mikroplastik bulundu.
Su şişeleri, pipetler gibi tek kullanımlık plastiklerin içinde bulunan polimer tipleri, balıklarımızı da plastiğe mahkum etmişti.
Sarsıcı rapora dair, Greenpeace Akdeniz Plastik Proje Sorumlusu Nihan Temiz Ataş, “Raporumuz plastik kirliliğin deniz canlıları ve insan sağlığı için ne derece endişe verici olduğunu ortaya koyuyor. Daha da vahimi, bu mikroplastiklerin çoğunluğunun tek kullanımlık plastiklerin üretiminde kullanılan polimer tipteki plastikler olması. Bu sorunun tek bir çözümü var, tüketim kültürümüzü değiştirmek. Plastiği yok edemiyoruz, kullanıp uzağa atmanın bir çözüm olmadığı ve artık plastiğin tabaklarımızda olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız” diyor.
Bize düşense mümkün olduğu kadar pipet kullanmamak, marketten poşet almamak, mümkünse plastik su şişesi kullanımını en aza indirmek. Ve tabii ki havanın güzel olduğu zamanlarda Turmepa Gönüllüsü olup çocuğunuzla birlikte sahil temizliğine gitmek.
Paylaş