Paylaş
Çocuklar düşüp dizlerini kanattıklarında bunun tedavi edilmesi gereken bir yaralanma olduğunu bilirler. Ancak, zihinsel bir şeyden muzdarip olduklarında bunun tedavi edilmesi gereken bir durum olduğunu bilemezler.
Oysa zihinsel sağlığın korunması sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de önemli. ‘Mutlu Çocuk El Kitabı’nın yazarı, Çocuk ve Ergen Psikoterapisti Katie Hurley, “Eskiden üst düzey stresi üniversiteye başvuran lise seviyesindeki çocuklarda görüyordum. Ama son beş yıldır durum değişti. Endişe bozuklukları ve aşırı stresle başa çıkmakta zorlanan 5 yaşında hastalarım var” diyor.
Çocuklara ruh sağlığının önemini öğretmek için psikoloji, pediatri ve farkındalık konularından uzmanlarla konuşabilirsiniz. Ya da Hurley’in dünyaca kabul gören yöntemi "Duygusal yanardağ"ı deneyebilirsiniz. Yöntem basit; İlk olarak tahtada ya da kağıt üzerinde bir yanardağ çizin. Çocuğunuza kalbinin bu yanardağ olduğunu ve bugün bu yanardağda hangi duyguların olduğunu sorun. Hislerini mutlaka size söyleyecektir. Söylemez ise “Bu duyguların üst üste birikip yanardağı patlatacağını, içinde kabarcıklar çıkarabileceğini” anlatın.
Çeşitli çalışmalar gösteriyor ki, ebeveynler nasıl davranıyorsa, çocuklar da aynı şekilde davranıyor. Eğer siz yemek masasının yakınlarında cep telefonu bulundurmuyor ve o zaman dilimini sohbet etmeye ayırıyorsanız çocuğunuz da aynı davranışları sergiliyor. Ve eğer eviniz yeterince sohbet edilebilen ve herkesin görüşünü rahatça dile getirebildiği bir evse, çocuklar duygusal çöküşleri nispeten daha az yaşıyor.
Bu arada sohbet etme zamanı kadar, yetişkinlerin kendi yaptıkları hatalar ve savunmasızlıkları ile ilgili konuşabilmeleri de çok önemli. Kullandığınız dili arada bir not almanız ve “Elimden geleni yaptım ama emin değilim” diyebilmeniz gerekiyor. Çocuğunuzun gün boyu telkin aldığı ailesinin her şeyi doğru yapan insanlar olmadığını bilmesi, duygularını dışa vurabilmesi açısından çok önemli.
Klinik psikolog ve Child Mind Enstitüsü'nün Anksiyete Bozuklukları Merkezi Müdürü Rachel Busman ebeveynlerin yaptığı en büyük hataya; “Ebeveynlerin çocuklarının yüz ifadelerini otomatik olarak yorumlamasına” dikkat çekiyor. “Mimikleri görmezden gelip çocuğun konuşmasına fırsat verin” diyor üstüne basa basa. Çocukların nasıl hissettiklerini size anlatması için bir fırsat sunmak, dinlemek için zaman ayırmak her şeyin başlangıç noktası aslında.
Son mesele ise çocuklar okuldan, spordan ya da herhangi bir aktiviteden geldiğinde ona “Okul nasıldı, oyun nasıldı, spor nasıldı?” gibi sorular sorulması. Busman, bu sorulardan kesinlikle kaçınılması gerektiğini söylüyor. Bu tip sorular yerine yaratıcılığınızı geliştirmeniz ve “Bugün ilginç olan neydi? Veya spor salonunda ilginç bir şey oldu mu?” gibi soruları renklendirerek sormak, çocukları geniş kapsamlı cevap verme ihtiyacına itiyor.
Belli ki ebeveynlik her zamankinden daha zor ve bunu doğru yapmanın tek bir yolu yok.
Paylaş