Paylaş
Yenidoğanlarda sarılık, bilirübin deri ve mukozalarda birikerek deri ve sklerayı (gözde korneanın çevresinden itibaren tüm gözü saran opak, yoğun bağ dokusu) sarıya boyaması ile kendini belli eder. Yenidoğanların yaklaşık 3’te 2’sinde doğumun ilk haftasında gelişebilir ve derinin sarı görülebilmesi için total bilirübin değerinin 5 ya da 5’ten büyük olması gerekir. İlk 24 saatten sonra gelişen sarılık genellikle fizyolojik sarılık olup değerler normal aralıkta olmasına rağmen bebeğin sarı göründüğü durumdur. Tedavi bilirübinin tehlikeli düzeylere yükselmesini engellemek ve bilirübinin beyin bariyerini geçerek nörolojik hasara neden olmasını ve özellikle kernikterusu (yeni doğan bebeklerin şiddetli sarılık geçirmeleri halinde, kanda yükselen bilirübinin kan-beyin bariyerini geçerek beynin bazı çekirdeklerine zarar vermesi durumudur. Çocukta zeka geriliği ve spastisiteye neden olabilir) ortadan kaldırmak adına yapılır.
Doğum haftası azaldıkça ve doğum ağırlığı düşük oldukça bilirübinin albümine bağlanması azalır ve bu nedenle kanda serbest bilirübin miktarı yani hiperbilirübinemi oluşur. Bilirübin artışı ile beyin bariyerini geçen bilirübin miktarı artar ve bu nedenle beyinde ciddi problemlere yol açabilen bilirübin ensefalopatisi gelişebilir.
Elbette bir çocuk doktoru olarak doğum muayenesi yaptığımız her bebekte sarılık ve dehidratasyon ihtimaline karşı aileleri bilgilendiriyoruz ve daha erken belirtileri olmazsa 5. günde bebeği kontrole çağırıyoruz. Bu süreçte gerek gördüğümüzde total ve direkt bilirübin testleri istiyoruz.
Bebek zayıf emiyorsa, hareketlerinde azalma gibi belirtiler varsa bunlar ilk evre belirtileridir. Birinci haftanın sonucunda bu belirtilere rağmen bilirübin yüksekliği fark edilmezse ikinci evrenin belirtileri yani hareket fazlalığı, tiz sesle ağlama, ateş ve havale, boynun arkaya doğru yaylanması (retrokollis), gövdenin arkaya yaylanması (opistotonus), refleks kaybı, apne, koma ve karın sertliği gibi çok daha ciddi belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Zamanında müdahale edilerek çok basit bir fototerapi tedavisi ile düzeltilebilen sarılık; müdahale edilmediğinde kronik belirtilerin yanı sıra ne yazık ki istenmeyen sonuçlara yol açarak hayati tehlikesi olan bir hastalık haline gelebilir.
Uzamış sarılık terimi de aileler tarafından sıkça merak edilenler arasında yer alır. Zamanında doğan bebeklerde 2. hafta sonunda yani 14. günde, erken doğumlu bebeklerde 3. haftanın sonunda yani 21. günde total bilirübin değeri hala 10 ve 10’dan büyükse uzamış sarılık olarak adlandırılır. Bu sarılık türünde bilirübin değeri de yüksekse bunun altında başka bir patolojik neden olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Bu tür sarılığın en büyük nedeni anne sütüne bağlı olan sarılıktır. Anne sütüyle beslenen bebeklerde sarılık formül mama ile beslenenlerden daha sık görülür. Anne sütü sarılığı tanısı koyabilmek için diğer sebeplerin dışlanması gerekir. Herhangi bir sebep bulunmadığı zaman anne sütü sarılığı denilir, anne sütü belirli bir süre kesilerek daha sonra tekrar total bilirübine bakılır.
Hastalıktan korunmak adına ise yapılması gerekenler şu şekilde sıralayabiliriz:
• Kan uyuşmazlığı gibi özel durumlar söz konusu veya kandaki kırmızı kan hücrelerine saldıran antikorları bulmak için direkt coombs testi (Direkt antiglobülin testi–DAT) pozitif çıkan bebeklerin daha yakından takip edilmesi gerekir. Sarılık baştan başlayıp aşağıya doğru yayılır. Sarı görülen her bebeğe total serum bilirübin baktırmalıdır. 0-24 saat arasında görülen sarılık patolojik kabul edilmeli ve ona göre testleri ve tedavisi başlatılmalıdır.
• Doğumdan sonraki 5. gün kontrolüne muhakkak gidin ve belirtiler daha erken ortaya çıkmaya başlarsa 5. günü de beklemeden hekiminize başvurun.
• Bebeği bekletmeden emzirin ve 2-3 saat aralıklarla emzirmeye çalışın.
• Bebeğe su, şekerli su veya glikoz vermeyin.
• Evde kendi uğraşlarınızla sarılık düzelmeyeceği gibi bebeğinize ciddi zararlar verebileceğini unutmayın. Bu nedenle şüphelendiğiniz anda çocuk doktorunuza danışın ve hekiminizin yönlendirmesiyle hastane ortamında fototerapi tedavisi görmesini sağlayın.
• Fototerapiye rağmen düzelmeyen sarılık varsa mutlaka albümin değerlerine baktırın.
• Sarılığı olan bebekte direkt bilirübin artışı varsa idrar tahlili ve kültürü sepsis taraması gibi daha spesifik testler yapılmalıdır unutmayın.
• Kapiller total bilirübin 15 üstünde güvenilmez değerler verildiği için bebeğinizin canı acıyacak diye kan aldırmama gibi bir hataya düşmeyin.
• Sarılık ile birlikte kilo takibi yapın. Kilo kaybı ve dolayısıyla ciddi sıvı kaybı söz konusuysa bebeğinizin yoğun bakıma yatırılarak sıvı desteği verilmesi gerekir.
• Sarılıktan dolayı fototerapi alma hikayesi olan başka bir çocuğunuz varsa, doğum haftası 38 haftalıktan daha az ise, kan gruplarınız yani ABO-RH uyuşmazlığı varsa, ilk 24 saat içinde sarılık belirtileri başlarsa, hastaneden taburcu edilirken bebeğin total bilirübin değerleri riskli gruba giriyorsa daha yakın takipte olun ve çocuk doktorunuzun bilgilendirmelerine göre kontrol total bilirübin baktırın.
Her hastalıkta olduğu gibi nedene bağlı bir tedavi planı yapılmalıdır. Bunu planlarken de yakın plan tedavisi olarak bilirübin nomogramlarına göre tedavisi verilir. Doğum haftası 35 haftadan azsa doğum ağırlığına göre olan, doğum haftası 35 haftadan büyükse doğum haftasının yanı sıra risk faktörlerine göre olan değerler dikkate alınır ve riskli gruplara giren bebeklere fototerapi verilir. Gerektiğinde parsiyel kan değişimi de yapılabilir. Sarılık sebebi olarak sepsis düşünülüyorsa antibiyotik tedavisi, hemolize yani kan hücreleri yıkımına bağlı olarak sarılık düşünülüyorsa İVİG tedavisi, dehidratasyona bağlı sarılık düşünülüyorsa İV sıvı desteği gibi nedene bağlı sarılık tedavileri fototerapiye ek olarak da yapılmalıdır.
Fototerapi alan bebeklerde Total bilirübin değeri 13’ten küçükse veya total bilirübin değeri başlangıç değerin 3 derece altına iniyorsa fototerapi kesilebilir ve 24 saat sonra tekrar bakılır. Bu bekleme süresi içinde bebeğin hastanede kalması gerekmez. Evde fototerapi cihazları var olduğu halde fototerapi işlemi her tıbbi işlem gibi belirli riskler taşıdığı için tercih edilmemeli, özellikle bebeğin risk faktörleri ciddi ise hastane ortamı tercih edilmelidir. Riskler ve komplikasyonların başında fazla sıvı kaybı, sulu gaita, ciltte döküntü, gözlerde pürülankonjonktivit, 32 haftadan önce doğan bebeklerde ROP riski, hipokalsemi, huzursuzluk ve alerji gibi bir sürü risk sıralanabilir.
HÜRRİYET AİLE ÖZEL
Paylaş