Paylaş
Bu nedenle sağlam çocuk polikliniği adı altında, bebeklerin doğdukları andan itibaren erişkin olana dek izlendikleri 4 ayrı kategori söz konusudur. Bunlar:
• Yeni doğan dönemi: Doğumdan sonraki ilk 4 hafta yeni doğan dönemidir.
• Süt çocuğu dönemi: 1-12 ay arasındaki süreyi kapsar.
• Okul öncesi ve okul çocukluğu dönemi: İlk yaştan sonra azalmaya başlayan büyüme ve gelişme hızı, 3 yaşından 10-11 yaşlarına kadar daha yavaş ve yaşa göre çok değişmeyen bir tempo ile devam eder.
• Ergenlik (Puberte) dönemi: Büyümenin yeniden hızlandığı dönem.
Doğumdan sonraki ilk yılda uzunlamasına büyüme ve ağırlık artışı anne karnındaki fetal yaşam kadar olmasa da hızlı bir seyir gösterir. Boy uzaması ilk altı ay içinde en hızlı şekilde artarken; 6. aydan sonra büyüme hızı süratle düşmeye başlar ve 2 yaşına ulaşıldığında sabit hız ile devam eder. Bu yüzden ilk yılda çocuk ortalama 25 cm’lik (doğum ağrılığının yaklaşık %50’si) boy artışı kazanır. İlk yaşta yağ depolayan bebekler, hızlı kilo alırlar ve bir yaşına geldiklerinde doğum ağırlıklarının üç katına ulaşırlar. 1-2 yaş arasında ise boy 10-12 cm uzarken kilo doğum ağırlığının 4 katına ulaşmıştır. Bütün bu tabloda büyüme ve gelişmeyi etkileyen en önemli faktör elbette beslenmedir.
İki yaşından ergenliğin başlamasına kadar olan dönem çocukluk dönemidir. Bu dönemde büyümeyi etkileyen en önemli faktörler büyüme hormonu ve tiroid hormonudur ve çocuğun boyu yılda 5-7,5 cm uzar, ağırlığı yılda 2-2,5 kg'lık artış gösterir.
Birinci aydan itibaren 6. aya kadar ayda bir, 6. aydan 2 yaşına kadar 3 üç ayda bir, 2 yaşından 6 yaşına kadar altı ayda bir ve 6 yaşından başlayarak da erişkin döneme kadar yılda bir, her çocuğun büyüme ve gelişme yönünden çocuk doktoru tarafından değerlendirilmesi uygundur.
Bu değerlendirmede vücut ağırlığı, boy uzunluğu, baş çevresi ve bunların hızları ve vücut bölümlerinin birbirine oranları kullanılan başlıca kriterlerdir.
Bu ölçümleri aldıktan sonra büyüme eğrileri olan persentil denilen tablolarla karşılaştırılır ve çocuğun persentil değerleri elde edilir. %3 ile %97 arasında olan bu büyüme eğrileri bize hem çocuğun kontroller arasında hangi çizgide gittiğini hem de ani değişiklik olup olmadığını bize bariz bir şekilde gösterir. Bu yüzden birdenbire 2 persentil çizgisi artan veya azalan bir bebekte bunun nedeni araştırılır ve altta yatan bir hastalık olup olmadığına bakılır. Aynı zamanda %3 persentil altında kalan bebek ve çocukların kistikfibrosis gibi önemli hastalıklar açısından kesinlikle değerlendirilmesi ve bu hastalıkların ekarte edilerek gelişme geriliğinin sebeplerinin araştırılması gerekir.
%97 üstünde seyreden bebekler de obezite açısından değerlendirilmelidir.
Doğumdan sonraki ilk 3-4 gün içinde, fizyolojik ağırlık kaybı denilen ve genellikle çocuğun doğum ağırlığının %5-6'sı kadar bir ağırlık azalması olur. Bu azalma 5. günde %10’a kadar ulaşabilir ve ardından doğumun 10. gününde doğum ağırlığını tekrar kazanır.Bu fizyolojik kilo kaybın yakından takip edilmesi için hayatın ilk 10 günü içinde bazı bebeklerde daha sık takip gerekebilir. Ardından ilk 6 ayda günlük ortalama 20-30 gramlık bir ağırlık artışı gözlenir. 6. ayda büyümenin kısmen yavaşlamaya başlaması ile günlük artış 15-20 grama düşer. 12-24 aylar arasında ise ortalama haftada 50 gram kadar artış olur. Kabaca 5.ayda çocuğun ağırlığı doğum ağırlığının iki katına, 12. ayda üç katına, 24. ayda dört katına erişmesi gerekir.
Boy uzunluğu ilk 2 yaşta sırtüstü yatar konumda, daha büyüklerde ayakta dik pozisyonda ölçülür. Miadında yeni doğanın ortalama uzunluğu 50 cm kadardır. Bebekler doğumdan sonraki ilk 2 trimenon'da (üçer aylık dönem) 8'er cm, 3. ve 4. trimenonlarda 4'er cm büyür. 1-2 yaşları arasında yılda yaklaşık 7 cm uzar. 4 yaş ile ergenliğin başladığı 10-12 yaşlarına kadar yıllık boy uzaması 5-6 cm'dir.
Doğumda baş çevresi 35 cm kadardır. Ortalama değerleri 3. ayda 40,5 cm, 6. ayda 43 cm, 12. ayda 46 cm'dir.
Gövde ve ekstremite büyümesinin birbirine uyumlu büyümesi de kontrol edilmesi gereken kriterler arasında yer alır.
Genellikle 2-3 yaşlarından sonra anne-babanın boyu ile çocuğun boyu anlamlı bir ortalama gösterir. Bu yüzden boy uzunluğu değerlendirirken çocuğun persantil eğrisindeki konumunun anne ve babanın ortalamasını yansıtan hedef boya uygun olup olmadığını saptamak önemlidir. Bu hesaplama çocukların anne ve babalarına göre uygun bir şekilde büyüyüp büyümediği gösterir.
Büyümeyi değerlendirirken genetik potansiyel ve yanı sıra çevresel faktörlere dikkat edilmelidir. İlk 2 yaşta en önemli etken beslenme olduğu gibi çeşitli enfeksiyonlar ve kronik hastalıklar (böbrek ve kalp hastalıkları gibi) durumu etkileyebilir. Özellikle tekrarlayan enfeksiyonlar bebeğin büyümesini önemli ölçüde etkiler. Büyüme ve gelişmeyi ele alırken dikkatle ayırt etmemiz gereken en önemli noktanın her çocuğun büyüme tarzı, boy ve kilo gelişiminin birbirinden farklı olduğudur. Aynı yaştaki çocukların aynı olması gerektiği diye bir kural yoktur.
Sağlıklı oldukları gibi bazıları zayıf bazıları kilolu olabilir. Burada ayırt edilmesi gereken önemli nokta bu değerlerin normal sınırların dışına çıkıp çıkmadığı veya birdenbire hızlı artış veya hızlı kayıp olduğunda ayırt edip nedenini araştırarak ona göre tedaviyi başlamanın gerekliliğidir. Aynı şekilde genetik özelliklerin unutulmaması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Anne ve baba neyse bebekleri genellikle onlarla benzerlik gösterecektir. Prematüre doğan bebeklerin her zaman ayrı bir kategoride değerlendirilmesi ve diğer bebeklere göre çok daha yakından takip edilmesi gerekir. Hayata geriden başlayan bu yavruların yaşıtlarına nazaran düzeltilmiş yaşı hesaplandıktan sonra eğrilere bakılmalı ve ona göre kıyaslama yapılmalıdır.
Son olarak, ergenlik dönemindeki çocuklarda takip edilmesi gereken en önemli noktanın ergenlik belirtilerinin erken başlayıp başlamadığıdır. Erken ergenlik her zaman büyümeyi kötü yönde etkileyebildiği gibi bazen müdahale edip ergenliği durdurmak gerekir. Bu gibi durumlarda çocuk endokrinoloji denilen bölümde takibe devam ettirilir ve uygun tedavi sağlanarak büyümenin doğru yolda devam etmesi sağlanabilir.
Paylaş