Kentin silinen hafızasını “Hatırla”

Osman Bozkurt’un Merdiven Art Space’te açılan sergisi “Hatırla”, İstanbul’un inşa, yıkım ve yeniden inşa süreçlerine tanıklık ediyor. Kentleşme, haritacılık ve demografi üzerine yürüttüğü metodik araştırmalarında sanatçı, kentin sosyal coğrafyasını, mimarisini ve kültürel tarihini inceliyor. Sanatçının İstanbul’un eski Levanten bölgelerinden birinde yer alan atölyesinin bulunduğu binanın hemen yanındaki binada Covid-19 sürecinde başlayan yıkım, “Hatırla”nın tohumlarını atıyor. Bozkurt bu süreçte, sanat pratiğinin bir parçası olarak tanımladığı “Domestik Arkeoloji” üzerine çalışıyor ve araştırdığı yıkıntıların arasında keşfettiği Marsilya tuğlaları gibi yapı elemanlarını sosyolojik boyutuyla inceliyor.

Haberin Devamı

Kendine özgü rengi ve tasarımıyla Marsilya kiremitleri, Osmanlı Devleti’nin Batılılaşma sürecinde ithal edilen malzemelerden biri. Sanatçı, nasıl üretildiği, kimler tarafından üretildiği gibi sorularla romantik bir arkeolog edasıyla bu kiremitlerin arka planının peşine düşüyor. Bozkurt’un Marsilya kiremitlerinin peşine düşmesi, kendimizi ve sağlığımızı sorguladığımız, sokaklarda yabani hayvanların dolaştığı ve aynı zamanda doğanın kendini iyileştirdiği bir süreç olan Covid-19 Pandemisi’ne denk geliyor. Sanatçı bu dönemin bizim için çok önemli olduğunu fakat dünya tarihine baktığımızda aslında bunun olağan bir süreç olduğunu söylüyor. Yapımı yıllar öncesine dayanan Marsilya kiremitlerinin de İspanyol Gribi, I. ve II. Dünya Savaşları gibi büyük toplumsal olaylara şahitlik etmiş bir malzeme olmasının düşündürücü ve insanı hiçliğe sürükleyen bir yanı olduğunu belirtiyor.

Haberin Devamı

Kentin silinen hafızasını “Hatırla”

Moloz parçalarının totemlere dönüşümü

Fotoğraf, video, yerleştirme gibi farklı tekniklerin bir arada olduğu sergi zaman, hafıza, yıkım ve inşa kavramlarının etrafında şekilleniyor. Serginin giriş katında karşımıza çıkan Moles I ve Moles II, sanatçının kent genelinden topladığı moloz parçalarıyla üretilmiş totemler. Farklı form, doku ve renklere sahip bu parçaların üst üste dizilerek oluşturduğu yapı, bir içsel denge arayışı olan taş istifleme eylemini hatırlatıyor. Yıkımın getirdiği yeni bir geleceği de vurgulayan bu totemler hem geçmiş hem gelecekle bağlantı kuruyor. Yıkımın arkasından gelen yeniden yapılanma sürecine dair umutlar tazeleniyor.

Kentin silinen hafızasını “Hatırla”

Zaman kapsülü buluntu nesneler

Serginin bütününde gördüğümüz buluntu nesneler bir zaman kapsülü gibi; bizi hem kişisel hem toplumsal tarihe doğru bir yolculuğa çıkarıyor. İkinci katta yer alan “Karantina Günlükleri-Kesintiye Uğratılmış” isimli iş, bu yolculuğa çıkaran işlerden biri: Fotoğraflar, Bozkurt’un hayattan izole olduğumuz karantina günlerindeki fiziksel değişimini gösteriyor. Hemen karşısında yer alan “Gelecek İçin Post-it’ler” serisi ise sanatçının Tarihi Yarımada’da yer alan, bir ticaret ve yerleşim yeri olan Küçükpazar’a aralıklı olarak yaptığı ziyaretlerde fotoğrafını çektiği yapı malzemelerini gösteriyor. Siyah bir zemin üzerinde göktaşı gibi duran fotoğrafların her birinde yazan koordinatlar onların yeryüzünde bulunduğu noktaları işaretliyor. Toplumsal ve kişisel bellek burada da karşımıza çıkıyor: Bu koordinatları arama motoruna girdiğimizde alanın farklı yıllarda çekilmiş fotoğraflarıyla karşılaşıyoruz. Bugün moloz yığınına dönüşen yapıları, bu koordinatlar sayesinde geçmişe dönerek görebiliyoruz. Kimimiz daha önce bu yapıların önünden geçmiş, fotoğrafını çekmiş ya da sadece uzaktan bakmış olabiliriz. İnternet aramasıyla karşılaştığımız bu görseller sayesinde bireysel belleğimiz tazeleniyor, bir parçası olduğumuz kolektif hafızanın yıkım ve inşa süreçlerine şahit olma fırsatı yakalıyoruz.

Haberin Devamı

Osman Bozkurt’un “Hatırla” adlı sergisi, toplumsal tarihe tanıklık etmiş yapı malzemelerinin sanatçının kişisel tarihiyle kesiştiği bir laboratuvar ortamında bulunduğumuzu hissettiriyor. Aynı coğrafyada ve aynı dönemde yaşayan bireyler olarak kendi yaşam deneyimlerimizden de çokça anıya rastlayabiliyoruz. Fotoğraf, video, heykel, ses ve yerleştirmelerle molozlaştırılmış bir kentin silinen hafızasını bize hatırlatan işlerden oluşan sergiyi Merdiven Art Space’te 26 Ekim’e kadar görebilirsiniz.

 

Yazarın Tüm Yazıları