Paylaş
Merdiven Art Space’in önüne geldiğimizde, hepimize çok tanıdık gelen dev bir sarı temizlik bezi karşılıyor bizi. Yer yer yıpranmış, neredeyse parça parça olmaya yüz tutmuş olan bu sarı bez, aslında birçok sarı bezin birleşiminden oluşan bir yerleştirme. Hilal Balcı’nın “Sarı Bez” isimli video performansı ve bu performansın bir parçası olan yerleştirmesi, tekrar eden eylemlerin zaman içinde deforme olma halini, pandemi döneminde hepimizin içine düştüğü hijyen saplantısı üzerinden anlatıyor. Balcı’nın “Kulaktan” isimli video performansı ise iki kadın arasındaki iletişimi gösteren bir diğer çalışma. Bir kadın diğer kadının kulağına fısıldar gibi görünmesine rağmen aslında tam zıttı olan bir hareket yapıyor. Sanatçının kendi rüyasından yola çıkarak gerçekleştirdiği bu video performansta Balcı, tüm seslere maruz kalan bir kulağa fısıldamak yerine bu defa o kulağın içindekileri çekerek, çektiği tüm öyküleri eliyle eziyor.
Dantelin kırılganlığı
Serginin giriş katında bizi karşılayan diğer bir çalışma Defne Parman’ın “Pansuman” isimli karışık teknikten oluşan işi. Gazetelerden alınan haber görsellerinin, bazı kısımlarının sargı beziyle kaplanmasıyla oluşturulan bu çalışma, toplamda 27 adet parçadan meydana geliyor. Bu görseller aslında Türkiye’nin ve dünyanın hızla değişen gündeminden örnekler taşıyor. Çok tanıdık gelen fotoğrafların yanında haberin içeriğinin ne olduğunu anlayamadığımız fotoğraflar da görüyoruz. Hak arama çabasında olduğu belli olan kadınlar, bulgur ayıklayan yaşlı bir kadın, doğada iki geyik, yer yer sargı beziyle kaplanmış halde çerçevelerde duruyor. Bu görsellere dair haberlerin aslını bilmesek de kafamızda yarattığımız bir kurguyla haberi kendimize göre algılamamızı sağlıyor. Pandemi döneminde, anneannesinden annesine ve annesinden de kendisine kalan dantelleri bulduktan sonra fikrini oluşturmaya başladığı “Örtü” isimli çalışmasında ise Defne Parman, kadına ve hayvana yönelik şiddet haberlerini dantellerle aynı deseni kullanarak kâğıda geçirmiş. İzleyicilerin bu haberleri ve dantel desenlerini net bir şekilde görebilmesi için çalışmayı daha yakından incelemesi gerekiyor.
Üç jenerasyonun buluşması
Doğa Çal’ın bedeninin farklı parçalarını ev ortamında dağılmış halde gördüğümüz “Kafam Başka Yerde” isimli video serisi, sanatçının farklı dönemlerde yaşadığı evlerde ve bir komşusunun evinde geçiyor. Bu video serisinde Çal’ın bedeninin ayrılmış parçalar halinde farklı yerlerde konumlandığını görüyoruz. Bir araya gelerek toparlanıp evden çıkması için bir uyarı bekliyor izlenimi veren beden parçaları, sanatçının -aslında hepimizin zaman zaman hissettiği- özgürleşme çabasını anlatıyor. Doğa Çal’ın ailesinden üç kuşak kadının birlikte olduğu “Annem, Ben, Anneannem” isimli video ise serginin ikinci katında karşımıza çıkıyor. Sanatçının kendisi, annesi ve anneannesinin bir kahvaltı masasında birlikte oturup birbirleriyle kurduğu yakın iletişimi ve bedensel jestleri gösteren bu video, kadınlar arasındaki ilişki ve dayanışmayı vurguluyor.
Özellikle yaşadığımız coğrafyada kadın dayanışmasına çok fazla ihtiyaç duyuyoruz. Bu konuda toplumsal farkındalığı artırmaya yönelik çalışmaların yetersizliği, eril tavrın en üst kesimden en alt kesime yayılmış olması, şiddetin ve nefret söyleminin küçük yaşlarda dahi kendini göstermesi eşitlik konusunda daha çok çaba sarf edilmesi gerektiğini gösteriyor. “Parça Parça” bu noktada imdadımıza yetişebilecek bir sergi. Sergiyi Merdiven Art Space’te 8 Haziran Cumartesi gününe kadar ziyaret edebilirsiniz.
Paylaş