Paylaş
Geçen gün yine iç organlarımın hepsi uykudayken ikizlerimle sabahın 06:30’unda oyun oynamaya çalışırken buldum kendimi. Hayır, bir de her şeyin en iyisini yapan mükemmel (!) annelerden olmam gerektiği için (eh, artık niye gerekliyse!) ortama da son derece uyum sağlamış ve olaya kendini kaptırmış gibi gözükmeye çalışıyorum bir yandan da. “Oyyy!” dedim kendi kendime. İşe giderken sürünerek de olsa en azından bir afyon patlatma lüksüm vardı. Suratımı asıp işe gidebilirdim. En kötü bir makyaj yapar, içim kan ağlasa bile dışarıya belli etmezdim. Makyaj yapacak zamanım, hatta enerjim vardı! “Bunu da lüks sayar mı insan canım?” demeyin. Vallaha çarpılırsınız! Büyük konuşmayın. İşte benim “önce” ve “sonra”larım:
İkizlerden önce de okurdum mesela… Hâlâ kitap okuyorum… Ama hepsi ikizlerimin gelişimi ya da benim, anne olarak kişisel gelişimim için.
Hâlâ fotoğraf çekiyorum… Ama artık fazlaca ikizlerimin fotoğraflarını.
Hâlâ tırnaklarım var… Ama ojesiz. Eller manikürsüz, ayaklar pedikürsüz.
Hâlâ saçlarım var… Ama artık daha az ve hep topluyorum.
Hâlâ alışveriş yapıyorum… Ama %95 ikizlerim için.
Hâlâ uyuyorum… Ama ortalama en fazla 5,5-6 saat. (Deliksiz uykuyla vedalaşalı 14.5 ay oldu)
Hâlâ uyanıyorum… Ama artık alarmla değil, ikizlerimden birinin/ikisinin sesiyle.
Hâlâ yemek pişiriyorum… Ama artık daha bilinçli, daha önemseyerek.
Hâlâ ayakkabı giyiyorum… Ama bağcıklarını bile açmadan ve hep spor ayakkabı.
Hâlâ kahve içiyorum… Ama hep soğuk.
Hâlâ dileklerim var, dua ediyorum… Ama en çok ikizlerime dair.
Hâlâ tuvalete giriyorum… Ama her girişimde “Geliyorum anneciiim!” diye bağırarak.
Hâlâ duş alıyorum… Ama en fazla beş dakika sürüyor.
Hâlâ ölmek istemiyorum… Ama en çok çocuklarımla daha fazla zaman geçirebilmek için.
Hâlâ giyiniyorum… Ama %95 eşofman.
Hâlâ aksesuara para saçıyorum… Ama en çok ikizlerimin aksesuarlarına.
Hâlâ güvenliğe önem veriyorum… Ama en çok ikizlerimin güvenliğine.
Hâlâ hijyene önem veriyorum… Ama en çok bebeklerimin temizliğine.
Hâlâ kıyafetlere önem veriyorum… Ama en çok ikizlerimin kıyafetlerine.
Hâlâ makyaj yapıyorum… Ama sadece rimel sürüyorum; makyajdan sayılırsa eğer.
Hâlâ yazı yazıyorum… Ama %95’i ikizlerimle ilgili, çocuklu hayata dair.
Hâlâ televizyon seyrediyorum… Ama en fazla haftada on saat.
Hâlâ araştırıyorum… Ama en çok ikizlerim için.
Hâlâ telefonla iletişim kuruyorum… Ama en fazla günde on dakika.
Hâlâ sohbet ediyorum… Ama en çok sanal.
Hâlâ korkularım var… Ama en çok onlara bir şey olursa diye.
Hâlâ ağlıyorum… Ama artık ota kuşa. (Siz anladınız; her şeye yani).
Hâlâ patronum var… Ama artık bir tane de değil, iki!
Hâlâ hastalanıyorum… Ama artık hastalıktan ölsem de işbaşı yapıyorum. Doktor raporu falan işe yaramıyor.
Hâlâ çalışıyorum… Ama artık mesaim gözümü açar açmaz başlıyor ve uykumda bile sürdüğü oluyor.
Hâlâ seviyorum… Ama en çok kızlarımı.
Hâlâ kadınım… Ama en çok anne.
Paylaş