Paylaş
Türk Medeni Kanun’a göre evlilik birliğinin karı ve koca tarafından anlaşmazlık sonucu çekişmeli boşanma davası ile sona ermesi mümkün olduğu gibi taraflarca uzlaşılarak anlaşmalı boşanma davası ile sona erdirilebilmesi de mümkündür. Burada esaslı nokta anlaşmalı yahut çekişmeli olarak nitelendirilsin tarafların boşanması için dava açılması gerektiğidir.
Boşanma davası sadece tarafların evlilik birliğini noktalaması şeklinde dar yorumlanmamalıdır. Boşanma neticesinde menkul veya gayrimenkul mal paylaşımı, tarafların müşterek çocuğu var ise velayet, velayeti kendisine bırakılmayan eşin çocuğun eğitim ve bakım masrafları için ödeyeceği iştirak nafakası, boşanma davası devam ederken ödenen tedbir nafakası, Medeni Kanun’un 175/1. maddesine göre evlilik birliğinin sona ermesi ile maddi problemler yaşayan tarafın kusuru daha ağır olmamak şartıyla talep edebileceği yoksulluk nafakası gibi boşanma kararının feri nitelikteki birden fazla hüküm bulunduğundan boşanma davasını geniş yorumlamakta ve değerlendirmekte fayda olacağı kanaatindeyiz.
Mal paylaşımı, velayet ve nafaka nedeniyle boşanma davalarının uzun sürdüğü ve güncel hayatta bireylerce bu hususun yadırgandığı aşikârdır. Bu nedenle boşanma saiki ile hareket eden eşlerin düşmanca tavırlar ile hareket etmediği durumlarda ve uzlaşma zeminin varlığı halinde anlaşmalı boşanma davası ile boşanmaları taraflar açısından maliyet ve süre bakımından daha yararlı olacağı kanaatindeyiz.
Anlaşmalı boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasının bir türü olarak yer almaktadır. Taraflar bakımından evliliğin 1 yılı aşkın süreden beri devam ediyor olması ve boşanma kararı ile ferileri bakımından %100 mutabık kalınmış olması gereklidir. Bundan cihetle eşlerin nafaka ödenmesi kararı almaları ile mal paylaşımı ve velayet gibi hususlarda iradelerini ortaya koyan bir protokolün hazırlanması ve taraflarca imza altına alınmış olması şarttır. Nafaka ödenmesine yönelik eşler arasında alınmış bir kararın boşanma davası ister çekişmeli isterse anlaşmalı olsun talep edilmesinde ve uygulanmasında herhangi bir engel yoktur. Diğer bir deyişle anlaşmalı boşanma davasında da tarafların mutabık kalması mukabilinde nafakaya hâkim tarafından hükmedilebilecektir.
Nafaka ve velayete ilişkin protokolün Türk Medeni Kanunu, Yargıtay Daireleri İçtihatları ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları dikkate alınarak hazırlanması önem arz etmektedir. Zira hakimin tarafların hazırlamış oldukları protokolde yer alan hususlar üzerinde denetim, değişiklik ve onay yetkisi bulunmaktadır.
Her ne kadar anlaşmalı boşanma davası basit bir dava türü olarak görülse de tarafların bu yöndeki iradelerinin net olmaması ve uzman analizlerinin doğru yapılamaması kimi zaman boşanma davalarında istenmeyen durumlar yaratabilmektedir. Bu nedenle hukuki sorunlarla karşılaşmak yerine önleyici tedbirler almanızda fayda olacaktır.
Faydası olması ümidiyle…
Paylaş