Paylaş
Tarafların evlilik öncesinde yahut evlilikten sonra edindiği malların ve gelirlerin kime ait olacağını, kim tarafından kullanılacağını, tasarrufta bulunma yetkilerinin kullanım biçimini, boşanma halinde para, araba, ev gibi mal varlıklarının kimde hangi oranlar çerçevesinde kalacağını belirleyen eşler arasında akdedilen ve resmi şekle tabi sözleşmelere evlilik sözleşmesi (mal rejimi sözleşmesi) denmektedir. Toplumda algılanış biçimi nedeniyle halk arasında boşanma sözleşmesi de denmektedir.
01.01.2002 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu uyarınca yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılmadır. Taraflar kanunda yer alan mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı olarak belirlenen diğer mal rejimlerini de noterde düzenleme yahut onaylama şeklinde akdedebilirler.
Eşler evlilik sözleşmesi yapmaya karar verdikten hemen sonra mevcut malvarlığının( alacak ve borç kalemleri de yer almak üzere aktif ve pasifinin) bir avukat nezaretinde fizibilitesini yapmalı varsa kira gelirleri ve diğer tasarrufta bulunulabilecek mal varlığı değerlerini (örneğin hisse senedi vb.) tespit etmeli ve paylaşımını bu doğrultuda yapmalıdır.
Evlilik sözleşmesinin kapsamı, koruduğu hukuki yararın uzun vadede ortaya çıkması nedeniyle detaylı bir biçimde, yazılı ve hukuka uygun olarak hazırlanmalıdır.
Aşağıda fikir oluşturması bakımından örnek bir Yargıtay kararı yer almaktadır.
Esas: 2012/3516
Karar: 2012/3770
Tarih: 03.05.2012
DAVA VE KARAR
Tamer K.`yle Derya Y. aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair Samsun 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 1.12.2010 gün ve 70/1037 Sayılı hükmün Yargıtay`ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı Tamer K. vekili boşanma davasıyla birlikte açtığı mal rejimi davasına ait dilekçesinde; vekil edeniyle davalının dört yıl evli kaldıklarını, çocuklarının olmadığını, 8.10.2007 tarihinde O... Bank A.Ş. Çiftlik Şubesinden 21.000 TL tüketici kredisi çektiklerini, 10.10.2007 tarihinde eşi Derya K. adına 34 ....... plakalı otomobil satın alındığını, araç davalı üzerinde bulunduğu halde, taksitlerin vekil edeni tarafından ödendiğini, kredi borçlusunun da vekil edeni olduğunu, kanunen borçlar ve alacaklarda ortak olduklarından bahisle, vekil edeninin borç ve arabanın yarı bedeli olan 18.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde, davaya konu aracın vekil edeni tarafından parasıyla alındığını, kredi borcunun da aile borcu olmadığını, 17.9.2010 tarihli yargılama oturumunda ise, davacıya karşı kendilerinin de dava açtığını, Samsun 1. Aile Hukuk Mahkemesi`nin 2010/694 Esas sayılı dosyayla davanın derdest bulunduğunu, her iki dosyanın birleştirilmesine ve davacı Tamer tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, "...fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 18.000 TL değer artış payı katılma alacağının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine.." karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Derya Y. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 Sayılı M.K.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma payı alacağı istemine ilişkindir (T.M.K. m. 231, 235, 236 ).Taraflar 15.9.2003 tarihinde evlenmiş, 25.10.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 6.3.2009 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Taraflar arasında; evlendikleri 15.9.2003 tarihinden boşanma davasının açıldığı 25.10.2007 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TKM. m. 202 ). Taraflar arasındaki mal rejimi T.M.K.nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
Davacı Tamer K. vekili, boşanma dilekçesinin mal rejimi istemine dair bölümünde sadece kredi çektiklerini ve bu krediyle davalı eşi adına 34 ... ... plakalı aracı aldıklarını, borç ve arabanın yarı bedeli olan 18.000 TL`nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, cevaba cevap dilekçesinde ise, tüketici kredisi olarak çekilen kredinin bir kısmının taraflarca birlikte kullandıklarını, bir kısmının ise, plakası verilen aracın alımına harcadıklarını bildirmiştir. Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde 55 ... ... plakalı aracın 24.2.2004 tarihinde alındığı, 1.3.2007 tarihinde satıldığı ve bunun yerine 55 ... ... plakalı aracın 14.3.2007 tarihinde alındığı ve 28.9.2007 tarihinde satıldığı, daha sonra davaya konu 55 ... ... plakalı (önceki plakası 34 ... ...`dür )aracın 10.10.2007 tarihinde 16.000 TL.`ye satın alındığı anlaşılmıştır. Halen trafikte davalı adına kayıtlI bulunmaktadır. Dosya arasında bulunan tüketici kredisiyle ilgili belgeye göre, 8.10.2007 tarihinde 15.000 TL asıl borç olmak üzere tüketici kredisi davacı Tamer K. tarafından çekilmiş, faiz vs. dahil toplam geri ödemeli kredi borcunun 21.199.32 TL olduğu Saptanmıştır. Kredinin ilk taksitinin ödeme tarihi 8.11.2007 olduğu belirlenmiştir. Boşanma dava tarihi 25.10.2007 olup, bu tarihten yaklaşık 17 gün önce 8.10.2007 tarihinde kredinin çekildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, G... Sigorta`dan davalı Derya`ya 1.10.2007 tarihinde 12.500 TL hasar bedelinin ödendiği ve davacı vekili tarafından alınan bu para ile 55 ... ... plakalı araç için çekilen kredi borcunun kapatıldığını açıklamıştır.
Bundan ayrı, davalı Derya vekili de, onaylı örnekleri getirtilen Samsun 1. Aile Mahkemesi`nin 2010/694 Esas sayılı dava dosyasıyla karşı katılma alacağına dair davayı açtığı ve derdest bulunduğu saptanmıştır.
Her iki tarafa ait davalarda katılma alacağından kaynaklanan mal rejimi davası olduğuna göre, dosyalar arasındaki hukuki irtibat ve yararla külli (çifte) mal rejimi tasfiyesinin birlikte yapılması açısından, daha sonra açılan 2010/694 Esas sayılı dosyanın H.U.M.K.nun 45. (H.M.K. m. 166 )maddesi uyarınca eldeki dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesi ve birlikte görülmesi sağlanmalıdır.
Öte yandan, boşanma davasının açılmasıyla taraflar arasındaki mal rejimi T.M.K.nun 225/son fıkrası uyarınca sona erdiği ve tüketici kredi taksitlerinin bu tarihten sonraya sarktığı, ilk ödenecek taksidinde bu tarihten sonra olduğu hususunun göz önünde bulundurulması, birleştirilecek dosyayla birlikte tüm delillerin iddia ve savunma doğrultusunda toplanması ve değerlendirilmesi,
Ondan sonra oluşacak duruma göre tarafların katılma alacaklarının ayrı ayrı hesaplanması, gerek görüldüğü taktirde dosyanın bir uzman görüş sahibi ile bir mali müşavir ve bankacıdan oluşan bir bilirkişi kuruluna verilerek tarafların katılma alacaklarına esas olacak raporun istenmesi,
davacı taraf vekilinin dayandığı, davalı Deryayla davacı Tamer tarafından imzalanmış 17.10.2007 tarihli "Boşanma Sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin olayın çözümünde göz önünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ
Davalı Derya D. vekilinin temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
Paylaş