Paylaş
Günümüzde insanların eğitim düzeyi ve maddi imkanları dahilinde evlilik birliğini sona erdirme iradelerinde geçmişe oranla büyük bir artış olduğu aşikardır. İster anlaşmalı boşanma davası, isterse çekişmeli boşanma davası olsun açılan boşanma davaları istatistiklerinde son 10 yılda büyük bir artış olduğu sayısal verilerden anlaşılmaktadır. Boşanma davalarında ele alınması gereken birden fazla husus bulunması nedeniyle ayrı ayrı değerlendirme yapmanın faydalı olacağını düşünüyoruz. İşte bu nedenle boşanmanın mali sonuçları bakımından özet bir değerlendirmede bulunmanın zaruri olacağı kanaatindeyiz.
Anlaşmalı boşanma davalarında, taraflarca dava şartlarının yerine getirildiği anlaşılıyor ise hakim tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına kuvvetle muhtemel olarak karar verecektir. Taraflar üzerinde tasarruf yetkileri bulunan hakları ile ilgili olarak mutabık kalmak zorundadır. Boşanmanın mali sonuçları bakımından anlaşmalı boşanma davalarında mal ve para paylaşımı gibi konularda tarafların mutabık kalması ve bu hususu usule uygun protokole bağlaması gerektiği gibi mahkemece ancak tarafların dinlenilmesi sonrasında karar verilebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinde boşanma sonucunda maddi ve manevi zarara uğrayan tarafın belirli koşullar altında karşı taraftan tazminat talep edebileceği hükme bağlanmıştır. Boşanma davalarında mahkemece maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için maddi ve manevi tazminat koşullarının varlığı tek başına yeterli olmayıp tarafların tazminat talebinde bulunması gereklidir.
Kusursuz yahut daha az kusurlu olan eş, kusurlu taraftan maddi tazminat talep edebilir. Boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması ise manevi tazminat sebebidir. Mahkemece tazminat miktarları belirlenirken tarafların kusur durumu, genel hükümler ve Borçlar Kanunu’nun ilgili maddelerine göre değerlendirilir. Kusur durumu, maddi ve manevi tazminat gibi hususların çekişmeli boşanma davaları bakımından önem arz ettiğini ayrıca vurgulamamız gerekmektedir.
Maddi ve manevi tazminata ilişkin zamanaşımı Türk Medeni Kanun’un 178. maddesine göre boşanma davasının kesinleşmesinden 1 yıl geçmekle dolacaktır. Boşanma davası neticesinde boşanan kadın evlilik birliği içinde taşıdığı kocasının soyadını boşanmadan sonra da kullanmak istiyorsa, 178. maddenin kıyasen uygulanacağı kanısındayız.
Maddi tazminat ve yoksulluk nafakası bakımından mahkeme toptan yahut davanın mahiyeti icabı irat biçiminde ödemeye karar verebilirken, manevi tazminatın irat biçimde ödenmesine karar veremez. Manevi tazminat alacakları bölünemez alacaklardan sayılmaktadır.
İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat, alacaklı tarafın evlenmesi yahut taraflardan birinin ölümü üzerine kendiliğinden kalkarken, alacaklı tarafın evlilik olmaksızın fiilen evli gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması yahut alacaklı tarafın haysiyetsiz bir yaşam sürmesi durumunda mahkeme kararıyla kaldırılabilmektedir.
Paylaş