Paylaş
Geçmişi insanlık tarihine dayanan aile kurumu, bireylerin ve toplumların yaşantılarında büyük bir önem arz eder. Kalıp bir ifadeyle; aile, toplumun en temel yapı taşıdır.
Bu denli büyük bir öneme taşıyan aile kurumu, anayasada 41. maddede kendine yer bulmuş ve Türk Medeni Kanunu’nda da diğer özel hukuk konularına nazaran kanun koyucu tarafından daha özenli ve sıkı şekil şartlarına tabî tutulmuştur. Örnek verecek olursak evlenme töreni, boşanma, evlatlık ilişkisinin kurulması veya ortadan kaldırılması gibi hususlarda genellikle şekle bağlı birtakım muameleler zorunlu kılınmıştır.
Kanun koyucunun evlenme töreninde şekil şartları öngörmesinde birçok sebepten söz edilebilir. Kanunun tarihsel yorumlamasını yaparak, parlamentodaki görüşme tutanaklarından kesin sebeplere ulaşabilmek mümkündür ancak evlenmenin aleniyetini sağlamak, evlenmenin korkutma ya da hile ile yapılmasını engellemek, gelecek neslin sağlıklı bir nesil olmalarını sağlamak amacıyla şekil şartlarının öngörüldüğünü tahmin etmek mümkündür.
Evlilik, resmi olarak şekil şartlarını içeren evlenmeyle gerçekleşir. Tarafların birbirleriyle karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarına dayalı bir sözleşmedir. İki tanık ve evlendirme memuru önünde gerçekleşir. Evlendirme memuru başvurunun yapıldığı belediyenin atadığı bir memurdur ya da bizzat belediye başkanı olabilir. Evlendirme memuru taraflara birbirleriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar ve olumlu cevap alması üzerine evlenmenin her iki tarafın rızası ile yapılmış olduğunu beyan eder. Tarafların vermiş olduğu bu cevap herkes tarafından aynı şekilde anlaşılabilecek açıklıkta ve netlikte olmalıdır. Kanunun açık hükmüne göre belirlenen şekil şartları evlenmenin kurucu unsurlarındandır. Ve şekil şartlarının yerine getirilmemesi durumunda kurucu unsur eksikliği nedeniyle evlenmenin yokluğundan söz edilecektir.
Paylaş