Paylaş
Aşık olduğunuz bir insan, evlendiğiniz bir adam, müthiş bir hazla veya merakla başlayan sevişme ve bir anda penisin vajinaya değeceğini düşünme anından başlayarak ya da penis vajinaya değdiği anda başlayan, o ana kadar hiç tanık olmadığınız kasılmalar, ağrı duygusu ve kaygılar… Dokunmasından, sarılmasından, öpmesinden haz aldığınız insanın bunları yeniden denediğinde korku ve kaygılarınızın devreye girmesi, bir fenalık hissi, titreme, çarpıntı ve ağlama ile karşı karşıya kalış…
Sonuç; vajinadaki kasılma cinsel birleşmeye izin vermeyecektir.
Aklımıza ilk gelen şeylerden biri kadının kendi cinsel organının küçük veya anormal olduğudur. Kızlık zarının bir duvar gibi durduğu, erkek cinsel organının çok büyük olduğu dolayısıyla çok can yakacağı gibi düşünceler…
Türkiye toplumunda yapılan bir taramada % 50’den fazla kadının ilk birleşme denemesinde korku, kaygı ve kaçınma davranışı gösterdikleri saptanmış. Vajinismus, cinsel birleşmeye girememe hali, azımsanmayacak kadar çoklukta bir kadın öyküsüdür. Cinselliği konuşamayan bir toplum olduğumuz hiç unutmadan, kadın cinselliği üzerine “namus” – “günah” gibi baskıcı tanımların içine sıkıştırılarak tabu haline gelir.
Vajinismusun nedenleri bu noktada cinsellikte istekli gözükmemek, talep eden olmamak tutumları geliştirerek, vajinismus temeli oluşturulmaktadır. Nesilden nesile taşınan kadın cinselliği üzerine olumsuz cümlelerle koca bir miras var… Bu miras kadın olmanın çileli bir yaşam biçimi olduğu üzerine kurulmuştur. Olumsuz mirasın cümleleri; Regl dönemi “kirlenmek” , regl bitişi “temizlenmek” , kızlık zarını korumak, kızlık zarının yırtılmasında kovalar dolusu akan kan, vajinanın kara bir delik oluşu, erkeğin sürekli üstünde tepinmesi… Bu cümleler farklı biçimleriyle, farkı sosyal kültürel yapılar içinde, kadının cinselliğinin konuşulmaması ve baskılanması üzerine hepimizin karşısına çıkmıştır.
Vajinismusun nedenleri her vakada farklı olmakla birlikte en sık görülen nedenler, psikolojik kaygılardır. Kadının çocukluğundan başlayan süreçte, kendi bedenine ve cinselliğe dair olumsuz-kötü kodlamaları oluşur. Buna ek cinsel bilgi eksikliği ve yaşanan travmalar da nedenler arasında bulunur. Vajinismus ile kadının karşılaştığı an ilk cinsel birleşme denemesidir. Bu nedenle vajinismusun yaşına dair bir şey söyleyemeyiz. Vajinismusu olan kadın cinsellikle ilgili konuşmayı reddedebilir, cinselliği iğrenç olarak algılayabilir. Vücutlarıyla barışık olmayabilirler. Eşleri tarafından yalnız bırakılmak ve güvensizlik duyguları yaşayabilirler. Vajinismusun ilişkilerindeki devamlığı ile yetersizlik hissi, üzüntü, sıkıntı, gerginlik veya öfke duygularına kapılabilirler. En yaygın duygu durumu suçluluk…
Vajinismuslu bir çiftte erkek için de yaşanan duygu durumları söz konusudur. Sabır ve özen gösterme halinden zaman ilerledikçe umutsuzluk, öfke, sorgulama, reddedilme hissi ve vaz geçme halleri görülebilir.
Vajinismus; sıkıntı olmaksızın yaşanan ilk cinsel deneyim ve süregelen sıkıntısız cinsel birleşme deneyimlerinin sonrasında, yaşam akışı içerisinde birden bire de karşımıza çıkabilir. (ikincil) Başvuruların çoğunluğunu ilk cinsel deneyimde birleşememe hali yaşansa da psikolojik nedenlere bağlı olarak değişen yaşam akışına ve ilişkinin dinamiklerine bağlı olarak karşımıza yaşam içinde işlev bozukluğu olarak da çıkabilir.
Vajinismuslu bir kadın için kendi bedenine ve cinselliğe ait olumsuz cümleler birikimi vardır. İlk deneyime kadar bu cümlelerin cinsel birleşmeye dair korku ve kaygının farkında olmayabilir. Aşka, evliliğe dair tüm olumlamalara rağmen iş sevişmeden geçip cinsel birleşmeye geldiğinde korku, kaygı ve olumsuzluk hissi doğal olanı yaşamasının önünde engel oluşturur. Bu kötü deneyim onun birey olarak toplumsal, sosyal hayatına bir sis perdesi olarak çöker. Yaşama diar coşkusunu azaltır. Bu nedenle sağlıklı psikolojik bir yapı için kendi bedenine dair hazzı yakalamalı, iki farklı genetik organla barışmalı ve bunun keyfini sürmelidir. Belki de vajinismus tedavisi onu bir çok kadından farklı kılacak, kendi bedenine ve karşı bedene dair özel zaman ayırarak yaptığı çalışmalar sonraki yaşamında ona deneyimlere açık daha keyifli anlar vaad edecektir.
Klinik Psikolog Ayşe Kayhan
Paylaş