Paylaş
Ancak ebeveynlerin mutsuzluktan, birbirlerine ve çevreye saldırmaya hazır bekledikleri, çatışmalı, mutsuz, öfkeli bir evliliğin, çocuklara verdiği zararı görmezden gelenleri, sözde ‘onların mutluluğu’ için boşanmaya cesaret gösteremeyenleri ve onların semptom çıkaran çocuklarını da sıklıkla görmekteyiz.
Evliliğin zora girdiği anda kesip atmaya çalışarak boşanmaya karar vermemeli elbette. Güzel başlayan, emek sarf edilen, üzerine hayaller ve hayatlar kurulan beraberliğin, evliliğin devamı için çaba göstermek gerektiği herkesçe bilinmeli, kabullenilmelidir.
Ancak, boşanmak da her zaman sanıldığı kadar zararlı ve çocuğu mutsuz eden bir durum değildir!
Eğer ebeveynler anlaşarak, çatışmasız boşanıyorsa, çocuğun sorumluluğunu eşit paylaşabiliyorsa, çocuğu da evlilikle beraber terk etmiyorlarsa, birbirlerinin hayatını kolaylaştırıyorlarsa çocuk ayrılığın yasını yaşayıp atlatır ve hayatına sağlıklı bir şekilde devam edebilir.
En büyük sıkıntıyı, boşanmalarına rağmen çatışmalarını çocukları üzerinden sürdüren, birbirlerini tam anlamıyla bırakamayan ebeveynler ve çocuklarında görürüz.
Anneyle beraber çocuğunu da bırakan, unutan, aramayan, sormayan babalar…
Babaya kızdığı için çocuğu babasına öfkelendiren, çocuğunun babasına ihtiyacı olduğunu unutup, görüşmesini engelleyen, kendi hayatına devam edemeyen depresif anneler…
Boşandığı halde eski eşlerinin hayatına saygı göstermeyen, devam etmelerini engellemeye çalışan çocukların da sürekli kafalarını karıştıran eski eşler.
Eski damadına, gelinine öfkeli, yapılanları, olayları çocuğun yanında paylaşmaktan çekinmeyen anneanneler, babaanneler, dedeler…
Boşanmanın çocuğu ille de mutsuz edecek bir durum olduğuna inanan, boşanmış kişilerin hayatlarını yeniden kurma özgürlüğünün olmadığına inanlar…
İşte asıl, boşanmanın çocuk üzerinde olumsuz etki bırakmasına farkında olmadan sebep olanlardır.
Ayrıca sıklıkla gördüğümüz senaryolar ve sonuçlarını örneklendirirsek:
• Boşanma sırasındaki sert ve ayarsız tartışmaların çocukların yanında yapılması, boşanma sonrası çocuğa unutamayacağı travmatik anılar kazandırabilir.
• Eski eş ile ilgili olumsuz duyguları çocuk ile paylaşmak, çocuğu destekçi haline getirip, taraf seçmeye zorlamak çocuklara kaldıramayacakları yükler getirir ve depresyon, anksiyete bozuklukları gibi psikiyatrik problemlere sebep olabilir.
• Hayattaki en güvendiği insan olan annesi-babasının yaptığı tüm hataların çocuk tarafından bilinmesi, güven duygusunu sarsar ve çocukluklarından itibaren dünya onlar için güvenilmez, katlanılmaz bir yer haline gelebilir.
• Eski eşler birbirinin sesini duymamak, muhatap olmamak için çocukla da görüşmediğinde çocuk ebeveyni tarafından terk edilmiş hissedebilir, terk edilmeye duyarlı hale gelebilir, bunu bir daha yaşamamak için de kimseye bağlanamayabilir, güvenemeyebilir.
Boşanmak elbet ilk ve en sevilesi çözüm değil, ancak mutsuz anne ve/veya mutsuz babanın varlığında mutlu çocuktan bahsetmek mümkün değil.
Her durumda ayrılığı sağlıklı yönetmek, çocuğun belki farkında olmadığımız, bizimle paylaşamadığı yanlış inanışlarını, düşüncelerini çözmek, engellemek için profesyonel yardım almak bu dönemde önemli.
Dr. Sebla Gökçe
Paylaş