Paylaş
Akranlar arasında “zorbalık”, dünyada yaygın kullanımı ile “bullying”, alay etme, lakap takma, gülme gibi sözel şiddet, itme, vurma, çelme takma şeklinde fiziksel şiddet ya da dışlama, yok sayma, küçümseme şeklinde duygusal şiddet tarzında olabilmektedir.
Zorba yani zorbalık eden tek bir kişi olabildiği gibi birden fazla çocuk da toplanıp kurban seçtikleri bir çocuğa çeşitli şekillerde zorbalık edebilmektedir.
Her durumda yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz.
Bir gün oğlum şöyle bir soruyla geldi:
“Anneeeee sana bir şey soracağım! Bizim serviste benden büyük bir çocuk var. Onu tenefüste görünce ‘Adın ne’ diye sordum. O da bana tekme attı, sen benim yerimde olsan ne yapardın?”
Önce ona, “Dur, bana böyle davranmaya, zarar vermeye hakkın yok” derdim. Eğer bana zarar vermeye devam ederse, kendimi koruyamayacağımı düşünürsem hemen etrafımdaki bir büyükten beni koruması için yardım isterdim. Çünkü ben onun kadar güçlü olamayabilirim ve kendimi koruyamayabilirim. Kimsenin bana kötü davranmasına izin vermem, çünkü ben değerliyim, değil mi?
Neyse ki şanslıyım ve oğlum yaşadığı olayın ciddiyetinin farkına varmış, ne yapacağı konusunda kafası karışmış ve bunu benimle paylaşıp fikrimi almayı düşünebilmişti.
Bu çok rahatlatıcıydı, çünkü genelde çocuklar zorbalık karşısında sesini çıkaramıyor. Öfke, mutsuzluk, huzursuzluk, iştah, uyku bozukluğu gibi depresyon belirtileri, içe kapanma, okula gitmek istememe gibi belirtiler gösterebiliyor.
Ayrıca ömür boyu yanlarında taşıdıkları, onları kötü hissettirecek “Değersizim, hatalıyım, sevilmiyorum, istenmiyorum” gibi şemaları bu sebeple, bu dönemde geliştirebiliyorlar. En büyük zararı da zorbalık karşısında sesini çıkaramayan, bir daha yaparlarsa, benimle alay ederlerse, bana inanmazlarsa diye korkup kimseye anlatamayan çocuklar alıyor.
Zorbalık varlığında durumu fark etmek, durumun ciddiyetini kavramak ve hem zorbalığa uğrayan hem zorbalık yapan çocuğun profesyonel yardıma ihtiyacı olduğunu kabul edip, daha kötü sonuçlarla karşılaşmamak için hemen harekete geçmek gerekiyor.
Dr. Sebla Gökçe
Paylaş