Sophia Loren'in gözlerine sahip olmak

Sophia Loren, Türkan Şoray denilince ilk akla gelen güzel gözleri ve etkileyici bakışlarıdır. Onlar iri ve hafif çekik gözleriyle anlam yüklü, etkileyici, enerji dolu bakışlarıyla hafızalarımızda yer ettiler. Hangi kadın istemez ki böyle güzel gözlere, bakışlara sahip olmayı? Hangi kadın istemez ki "çok güzel gözlerin var" cümlesini duymayı...

Gözlerimiz beynimizin uzantısı olarak dış dünya ile direkt bağlantı kuran yegane organımızdır. İletişimde ilk temasın sağlandığı bölgedir. Karşımızdakiyle ve kendimizle ilgili ilk algı, izlenim gözlerimizden geçer. Kültürümüzde güzel gözlerin, bakışların özel bir yeri vardır. Ruhumuzun, duygu dünyamızın dışarıya açılan kapısıdır gözlerimiz. Ancak Anadolu coğrafyasında yaşayan insanlarımızın göz yapılarının dış kenarları genellikle aşağı doğru düşüktür. Bu nedenle genç yaşlarda bile üzgün, yorgun, enerjisi kaybolmuş bakışlar hakimdir çoğu zaman gözlerimize. Düşük göz yapıları, olduğumuzdan daha yaşlı bir yüz ifadesi yaratır. Bu sorun özellikle kadınların her gün üstesinden gelme gayretiyle giderilmeye çalışılır. Eskiden sürme çekilirdi gözlere, iri ve çekik görünsün diye. Bugün bin bir türlü makyaj tekniğinin, saçlardan şakakların ve gözlerin yukarı doğru çekilmesi çabasının, kalıcı göz makyajının ortasında kaldı kadının gözleri. Yine aynı kaygı hakim; canlı ve etkileyici bakışlara sahip, çekik ve iri gözler yaratmak.

Oysa ki, sürekli ve yoğun makyaj ile kaş yaparken göz çıkardığımızın çok da farkında değiliz. Çünkü göz çevresine sürülen makyaj malzemeleri zamanla cildi havasız, oksijensiz bırakmaktadır. Zaten en erken yaşlanan bölge olan göz çevresinin bu sürecini bilinçli ya da bilinçsiz şekilde hızlandırıyoruz.

Gözleri ve bakışlarıyla kalbimizde taht kuran ünlülerin gözleri aslında bilimin tarif ettiği güzel göz yapısına çok uyuyor. Bilimsel çalışmalar der ki; “güzel ve zarif göz, gözün dış köşesinin iç köşesine göre 4 derece daha yukarda olmasıdır.” Burada tabi ki gözün tam orta kısmındaki alt ve üst kapa arasında yer alan açıklığın korunması, gözün iri ve badem şeklinde olması açısından çok önemlidir.

Gözleri üzgün gösteren nedenler

Neden gözlerimizin dış köşesi aşağı doğru düşük ya da yaşlandıkça daha da düşüyor? Bunun en önemli nedeni, coğrafyamızda yüzyıllarca nesilden nesile geçen genetik göz yapısıdır. Bir diğer nedeni, kadınlarımız fazlasıyla duygusal bir karaktere sahip olmasıdır. Yüreğinde kopan duygusal fırtınaları gözyaşlarıyla ifade etmektedir. Bu da gözün pozisyonunu koruyan cilt yapısının dayanıklılığını zamanla zayıflatmakta gözlerin aşağı düşmesini hızlandırmaktadır. Yer çekimi ise değiştirilemez bir faktördür. Engellenemeyen ve göz yapımızı bozan diğer nedenler ise ise ilerleyen zaman, ailesel yatkınlıktır. Tabi sigara, alkol, dengesiz beslenme, kalitesiz uyku faktörleri de vardır ki bunları kontrol altına alabiliriz.

Değiştirilemeyen genetik, yani ailesel yatkınlık faktörü, son birkaç yılda hızla yayılan bir operasyonla kalıcı olarak ortadan kaldırılarak her kadının hayal ettiği bilimsel güzel gözlere sahip olma imkânı sunuluyor. Badem göz estetiği dediğimiz operasyon ile ağlak göz sendromunu artık tersine çevirebiliyoruz. Badem göz estetiği hastaların düşük göz yapılarıyla ilgili yıllardır dile getirilen memnuniyetsizliği ortadan kaldırmak için bulunan ve geliştirilen estetik cerrahi işlemidir.

Dakikalar içinde kalıcı ve etkileyici gözler

Mini bir cerrahi işlem olan badem göz estetiği ile göz yapıları düşük olan kadınlar, bilimsel güzel göz tarifine uygun göz yapılarına kalıcı olarak sahip olabiliyorlar. Ortalama 30 dakika süren bu işlem sonrasında kadının bakışları dinamizme, yüz ifadesi canlı ve genç bir atmosfere bürünüyor. Aynalarla barışıyor kadınlar, öz güvenleri artıyor. Duygularını, düşüncelerini etkileyici bakışlarla ifade ediyorlar.

Hastayla konuşularak ve aktif katılımı sağlanarak gerçekleştiriliyor badem göz estetiği. Gözün dış köşesi lokal anesteziyle uyuştuluyor. İz bırakmayacak mini bir kesiden gözün dış köşesini birkaç derece kaldıracak şekilde doku yukarı taşınıyor. Dış köşesi iç köşesinden daha yukarıda hafif çekik bir pozisyona getiriliyor. Burada önemli olan göz açıklığındaki ideal oranın korunmasıdır. İşlem sonunda kapatılan kesi bölgesindeki saçtan ince özel dikiş malzemesi 3. ya da 4. günde alınıyor ve göz estetiğini bozan bir operasyon izi kalmıyor. Aynı gün evine dönebilen hastalar, bu operasyonu hafta sonu gerçekleştirip, hafta başında işine dönebiliyor.

Önce göz kapakları, sonra badem göz

Diyelim ki hastanın göz kapağında fazlalık ya da sarkma var. Bu durumda önce üst göz kapağındaki sorunu ortadan kaldırıp sonrasında badem göz işlemini gerçekleştiriyoruz. Gözde kırma kusurları varsa, bu sorun lazer ile düzeltildikten sonra badem göz estetiği uygulanabiliyor. Göz sağlığıyla ilgili herhangi bir risk içermeyen bu operasyon, aksine göz çevresi ağırlaşmalarında canlandırıcı bir rol oynuyor.

Ruh halinin yansıtıldığı pencereler olan gözlerdeki negatif etki ortadan kaldırılarak, kişinin psikolojisini pozitif etkileyen göz yapıları ortaya çıkarılıyor. Unutmamak gerekir ki, yüze yapılan her türlü estetik operasyonun asıl amacı gözlerin canlılığını, bakışlardaki enerjiyi ortaya çıkarmaktır. Badem göz estetiği ise direkt buna yönelik bir operasyondur.