Paylaş
Aile Sağlığı Araştırması Derneği, ülkemizde her 10 kadından 8’inin, her 10 erkekten 7’sinin cinsel açıdan sorunlar yaşadığını belirtiyor. Avustralya’daki Queensland Üniversitesi ise mutlu evliliklerde ya da birlikteliklerde çiftlerin, bekârlardan yaklaşık 6 kilo daha fazla yağ miktarına sahip olduğunu ortaya koydu. Bu iki araştırmanın sonuçları, mutlu ya da sorunlu birlikteliklerin cinsel yaşam üzerinde olumsuz etkilerini gözler önüne sermektedir.
Şöyle ki; mutlu ve düzenli bir evlilik, çiftlerin düzenli yaşamında, ortak yemek yeme, ortak tv seyretme ve daha evde vakit geçirmeyi teşvik ederek daha çok kilo alımına neden olmaktadır.
Kiloların ilk ve en çok alındığı bölgeler ise göbek ve bel çevresidir. Mutlu çiftlerde, aşk ve sevgi faktörünün korunması mutluluk hormonu serotonin ve dopamin’in düzenli olarak salgılanmasını, bu da çiftlerde cinsel istek ve erkeklerde testosteron artışını sağlar. Ancak alınan fazla kilolar özellikle erkeklerde testosteronu düşürür, dolayısıyla cinsel istek azalır. Yaşlanma, stres, kronik hastalıklar gibi diğer önemli faktörler de devreye girdiğinde testosteron düzeyindeki bu düşme daha da hızlanır. Hatta erkek cinsel organında zamanla küçülme ve incelme olması kaçınılmazdır. Bütün bu gelişmeler çiftlerin cinsel hayatını olumsuz etkileyerek mutluluklarını gölgeler.
Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin araştırması kadın ve erkeklerde yaşanan cinsel sorunların boyutunun ciddi düzeyde olduğunu ortaya koyuyor. Ortalama yüzde 80’i cinsel tatmin, performans ve öz güven sorunu yaşıyor. Cinsel hayatı başarısız ve mutsuz kılan bu tabloyu yaratan ana faktörlerden biri de yine fazla kilolar. Çünkü ülkemizdeki kadın ve erkeklerin yaklaşık yarısının fazla kilolu ve obez olduğunu dikkate aldığımızda, fazla yağ dokusunun mutsuz cinsel yaşamda hem estetik görüntü hem de hormon salgılanması açısından sorunlara yol açması, dolayısıyla bunun beraberliklere olumsuz yansıması arasındaki ilişki ağı daha açık olarak ortaya çıkıyor.
Kilo, vücuttaki fazla yağ dokusu anlamına gelmektedir. Kadında ideal yağ oranı, kadınlarda vücut ağırlığının maksimum yüzde 30’u, erkeklerde ise yüzde yüzde 20’si düzeyinde olmalıdır. Orta yaş ve üzerinde bu oranın üzerindeki yağ dokusunun genetik, yaşlanma, sağlıksız, aşırı beslenme ve hareketsizlik ile zamanla miktar olarak artması kaçınılmazdır. Özellikle göbek, karın ve basende biriken bölgesel yağlar inatçı iri hücrelerden oluşur ve çoğalır.
Fazla kilo, kadınlar kadar erkeklerin de cinsel hayatına darbe vurmaktadır. Vücudun estetik görünümünü bozarken, erkeklerde cinsel isteğin kaynağı olan testosteron hormonunun da azalmasına, kadınlık hormonu östrojenin artmasına neden olmaktadır. Testosteron hormonu aynı zamanda penisin büyümesinden sorumludur. Bu hormonun baskılanması, penis boyu ve kalınlığında zamanla küçülme riskini beraberinde getirir.
Düzenli bir evlilik ya da başka faktörler nedeniyle alınan bölgesel fazla yağ dokularının daha fazla çoğalmadan önleyici estetik işlemle ortadan kaldırılmasının çiftlerin cinsel yaşamına önemli olumlu yansımaları olacaktır. Çiftler, estetik vücut hatlarıyla öz güvenlerini tazeleyecekler, fazla yağ dokusunun azalttığı testosteron hormonu artacak ve penisin küçülmesine neden olan bir faktör ortadan kaldırılacaktır. Sonuç olarak mutlu bir evlilik, kilolardan arındırılmış mutlu bir cinsel yaşam ile pekiştirilecektir.
Çiftlerin kaliteli bir cinsel yaşama kavuşması ya da bunu sürdürmesi için başvurulan bir diğer estetik operasyon da penis estetiğidir. Penis boyunun küçüklüğü ya da kalınlığı, erkekler için fazla kilolardan daha ön plana çıkan bir şikâyet konusudur. Penis büyütme ameliyatında en çok merak edilen konulardan biri, sonucun kalıcı olup olmadığıyla ilgilidir. Bu operasyon cerrahi bir işlemdir. Cerrahi penis büyütme ameliyatı 1 kez yapılabilmektedir. Sonuçları kalıcıdır.
Paylaş