Paylaş
Ne zaman, nerede ve ne kadar şiddetli geleceği bilinmeyen, dolayısıyla her an tetikte bekleyen kronik ve dirençli bir hastalık olan migren, ülkemizde 12 milyon kadar hastanın cinsel hayatı için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Hayatın her alanında özürlülük yaratan, şiddetli ağrıların eşlik ettiği migren rahatsızlığı, hastaların yatak odalarında da özgürlüklerine darbe vurmaktadır. Almanya’da birkaç yıl önce yapılan bir araştırma, migren atakları sırasında cinsel ilişkiye giren hastaların bir kısmında migrenin azaldığı, kalan hasta grubunda ise böyle bir etkinin görülmediğini ortaya koymuştu. Ancak şiddetli migren ağrısının yarattığı travmatik ruh yapısı her an tetikte bekleyen bir hasta profilini yaratmaktadır. Bu profildeki hastalar, bir sürprizle karşılaşmamak için cinsel yaşamlarını istediği sıklıkta yaşayamamakta, cinsel hayatları endişeyle dolu geçmektedir. Yani migren, genellikle özürlü bir cinsel yaşamı da beraberinde getirmektedir.
Diğer yandan ilaç tedavisiyle migreni yaşanılabilir kılmaya çalışan birçok hasta, mutlu bir cinsel ilişki için önleyici ilaçlar almaktadır. İlaç tedavisi, çoğunlukla antidepresan ilaçları kapsamaktadır. Antidepresan ilaçların önemli bir yan etkisi ise cinsel arzuları bastırmasıdır. Sonuç olarak ilaç tedavisi zamanla, tıpkı migren psikolojisinin cinsel yaşam üzerindeki yıkıcı etkisini aratmayacak bir isteksizliği beraberinde getirmektedir. Hastalık ve ilaç tedavisi nedeniyle hastalar cinselliği sürekli ertelemek zorunda kalma durumu, yeni bir travmatik tabloyu doğurmaktadır.
Migrenin yarattığı ve cinsel hayatta deprem etkisi yaratan olumsuzluklar silsilesinden en çok kadın hastaların etkilenmektedir. Çünkü migren, kadınlık hormonu düzeyindeki dalgalanmaların etkisi nedeniyle kadınlarda erkeklerden 3 kat daha fazla görülmektedir.
Ağrılı bir cinsel yaşamı kaçınılmaz kılan bu hastalığı tetikleyen faktörler bilinmekle birlikte son yıllara kadar şiddetli ağrıların odak noktaları bir bilmeceydi. Amerika’da estetik amaçla yapılan endoskopik alın germe ameliyatları sırasında bu bilmece tesadüfen çözüldü. Alın migreni olan hastaların ağrı başlangıç noktası olan sinir dokularının farkına varılmadan serbestleştirilmesi devrim niteliğindeki kalıcı cerrahi migren tedavisinin kapılarını açtı.
Son birkaç yıldır ülkemizde de uyguladığımız migren ameliyatları sayesinde, yıllarca çekilen şiddetli ağrılar ve yarattığı özürlülük durumu yüzde 90 oranında yüksek bir başarıyla ortadan kaldırılmaktadır. Alın, şakaklar ve ensede bölgesel ağrı atakları şeklinde yaşanan bu hastalığa son veren migren ameliyatı ağrı bölgelerinin çokluğuna göre 1 ila 4 saat arasında tamamlandıktan sonraki 1 aylık süreçte sonuçlar elde edilmektedir. Uygun şartları taşıyan hastalara uyguladığımız bu ameliyattan yarar görenlerin çoğunluğu uzun yıllar çektikleri ağrılardan tamamen kurtulmakta, bir kısım hastanın ağrı şiddeti ve sıklığı normal baş ağrısı tablosuna çekilmektedir.
Tedaviden olumlu sonuç alan hastalarımız, aile, sosyal, iş yaşamının yanı sıra endişesiz ve mutlu bir cinsel hayata da merhaba diyebilmektedirler.
Gelecek hafta yeni yazımızda görüşmek dileğiyle,
Sevgiyle, sağlıkla kalın…
Paylaş