Paylaş
Göz çevrenizde sivilce ya da kabuklu yara biçiminde uzun süre geçmeyen deformasyonlar varsa sinsi bir tehlike kapınızı çalıyor olabilir. Eğer bu oluşumlar 2-3 ay geçmiyorsa ve muayene ettirmediyseniz kapınızı çalan göz çevresi tümörleri olabilir…
Göz çevresi tümörlerinde son yıllarda kayda değer bir artış söz konusu. Bu tümörlerin alınmaması durumunda körlük baş gösterebilir, göz kapağının bir bölümü ya da tamamı alınabilir. Bu durumda yanaktan ya da alın bölgesinden doku nakliyle göz kapağını yeniden oluşturuyoruz.
Göz çevresi tümörlerinin artmasında çevresel faktörler etkili. Güneşi bol bir ülkede yaşıyoruz. Ozon tabakasının zarar görmesiyle tenimiz daha çok zararlı güneş ışınlarına maruz kalıyor. Bu da hücrelerde anormal değişikliklere ve göz çevresinde tümör oluşumuna zemin hazırlıyor. Maalesef güneşe aşırı maruz kalıyoruz ve bunu önemsemiyoruz. Kaliteli güneş gözlüğü kullanma alışkanlığımız yok. Tatil anlayışımız deniz, kumsal ve güneşten ibaret oldu. Bu da göz çevresi tümörlerinde son yıllarda bir artışa neden oldu. Özellikle açık tenlilerde risk daha fazladır. Tarım işçileri de risk gurubunda.
İnsanlar göz çevresi tümörlerini önemsemiyor. Geçmesini bekliyor. Ancak bunun bedelini ağır ödüyorlar. Çünkü bu tümörler sürekli deri altından sinsi bir şekilde siz fark etmeden yayılırlar ve göze çok yakındırlar. Milimetrik düzeyde göze sıçraması durumunda bile telafisi yoktur, hastanın gözünün alınarak yayılmasının engellenmesi yoluna gidilir. Bu tümörler üst ve alt göz kapağına sıçradığında, göz kapağının bir kısmı ya da tamamı alınarak hastalığın başka yerlere bulaşmasına engel olunur.
Tümör, göz kapağına ve göze sıçraması durumunda başka hastalıklarla aynı belirtileri gösterebilir. Bu belirtiler göz kapağında şişme, gözyaşı kanallarında tıkanıklık ve gözlerde sürekli sulanma şeklinde görülür.
Göz çevresi tümörlerinin genellikle sivilce ve kabuklu yara görünümündedir. İğne ucundan nohut büyüklüğüne kadar değişebilir. Eğer 2-3 ay bu sivilce ya da kabuklu yaralar geçmiyorsa vakit kaybetmeden doktora gösterilmelidir. Kesin tanı, biyopsi işlemi sonunda ortaya konulur. Erken teşhis vücudun başka yerine sıçramaması için çok önemli. Hastalık yayılmadan müdahale edilir, dikiş atılabilecek şekilde temizlenir, göz ve göz kapakları kurtarılır.
Tümörün yayılması durumunda cerrahi operasyonla hastalıklı göz kapakları ve göz çevresi dokusu çıkarılır. Hastalık göze bulaşmışsa, göz küresi alınmak zorundadır. Bu da körlük demektir. Telafisi yoktur. Tümör göz kapaklarına bulaşmışsa, göz kapağı derisinin bir kısmı ya da tamamı alınır. Burada hastayı estetik açıdan rahatsız eden bir doku boşluğu oluşur. Bunun tedavisi de kişinin kendi vücudundan yaptığımız doku naklidir. Yanaktan, alından veya sağlam göz kapağından aldığımız dokuyla hastaya yeni göz kapağı yaparak tedaviyi tamamlıyoruz. Bir nevi göz kapağı tamiri yapıyoruz. Kişinin kendi vücudundan olduğu için doku uyuşmazlığı olmuyor. Hasta estetik ve hareket kabiliyetini koruyan işlevsel göz kapaklarına sahip oluyor. Daha önemlisi tümörün yayılması engelleniyor ve temizleniyor.
Paylaş