Paylaş
Modern yaşamda hayatı kolaylaştıran teknolojik gelişmeler, sosyal medya, bilgisayar, stres, depresyon, duygusal travmalar, sigara, uykusuzluk, antidepresanlar… Hepsi, insanın dış dünya ile direkt iletişim kurduğu yegane organı gözün yapısında ve çevresinde kalıcı hasarlar bırakıyor.
Artık saatlerce sosyal medyayı izliyoruz. Çağımızın hastalığı haline gelen depresyon ve stresi hemen herkes yaşıyor. Buna bağlı ortaya çıkan duygusal travmalar ve sonrasında ağlama nöbetleri, insanımızın hassas kişiliğiyle birleşince daha da artıyor. Bilgisayara bağımlı hale geldik. Gerek iş hayatında, gerek eğlenmek amacıyla bilgisayar başında harcanan zaman ömrümüzden ömür çalıyor. Biyolojik saatimizin ihtiyaç duyduğu uyku süresi ve düzeni artık çok az insanımızın uyabildiği bir kural. Antidepresan ilaçlar artık günlük ihtiyaçlarımızdan biri haline geldi. Sigara, hassas göz çevresi cilt dokusunun ihtiyaç duyduğu kan akışını ve kalitesini azaltarak, dokunun daha az beslenmesine ve dolayısıyla daha erken yaşlanmasına neden olur.
Bütün bu olumsuzluklar, yaşlanmaya karşı en hassas olan vücut bölgemizi, yani göz çevresini hızlı bir şekilde deforme etmektedir. Özellikle orta yaş ve üzerinde bu süreç daha hızlı işliyor. Böylece, 35 yaşındaki bir kadın, 40 yaş izlenimi verebilmektedir. Bu süreçten erkeklere göre kadınlar daha fazla etkilenmektedir. Nedeni ise, kadınların cilt yapısının daha ince ve hassas olmasıdır.
Göz çevresinde erken yaşlanmanın genetik nedenleriyle birlikte çevresel faktörlerin etkileri domino taşı etkisi yaratıyor.
Genç ve etkileyici görünümün belirleyici bölgelerinden olan kaşların yapısı, kaş altı dokusunun düşmesi nedeniyle aşağı doğru deforme olmaktadır. Dış kenarı düşen kaş yapısı, üst göz kapağının sarkması için baskı yapıyor. Bu durum estetik göz yapılarının bile görünümüne yaşlı, yorgun bir ifade katıyor.
Göz altında torbalar ortaya çıkmaya başlıyor, gözyaşı olukları belirginleşiyor. Kalitesizleşen ve esnekliğini yitiren göz altı dokusunun desteklediği elmacık bölgeleri aşağı düşüyor. Yeterince kanlanamayan cilt dokusu nedeniyle göz altı ve kenarlarında kırışıklıkların erken yaşta oluşmasına neden oluyor. Yine göz altında renk değişimiyle birlikte kalıcı morluklar ortaya çıkıyor.
Özetle modern hayat, bizleri biyolojik yaşımızdan daha yaşlı hale getiriyor, üstelik kalıcı hasarlar bırakarak.
Plastik ve estetik cerrahide uyguladığımız birçok farklı gençleştirme operasyonu göz çevresinin her bölgesindeki yaşlanma belirtilerinde son derece etkin sonuçlar ortaya koymaktadır. Peki hangi bölgedeki estetik sorunlar hangi operasyonlarla çözüme kavuşturuluyor? Bu sorunun yanıtını şöyle verebiliriz:
Bu operasyonlar tek tek yapılabildiği gibi deformasyonların boyutu ve çokluğuna göre kombine de yapılmakta, son derece yüz güldüren sonuçlar ortaya koymaktadır.
Modern yaşam çoğu insanın cildini daha çabuk yaşlandırıyor ve estetik hatları erkenden bozuyor. Buna önlem almak, eğer alamıyorsak olumsuz sonuçlarından kurtulmak mümkün.
Paylaş